7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1063
Okunma

Dikkat edilecek olursa bizim aydın kesim denen....Durun, burada bir soru sormam gerekiyor? Hakikaten bu aydın kesim neye göre aydın? Bunları kim böyle ışıl ışıl hale getirmiş de aydın olmuşlar? Hangi kriterler mesela aydın olmanın kriterleridir?
Her neyse işte bu aydın kesim denen kesim ve dahi onların yandaşları, yoldaşları ile kendi vatanını her türlü platformda kötülemeyi aydın olma sananlar veya bire bir bu işe soyunmuş olan güruh başlıyor eski teranelere. Özellikle de Osmanlı padişahlarından başlamak üzere aşağıya doğru tüm devlet erkanının, hatta sanat erbabının eşcinselliği olayı... (!) Bakıyorsunuz eşcinsel olmayan bir tek padişah, fahişe olmayan bir tane padişah annesi yok(!) Hatta öyle ki Lut kavmi, Osmanlı dönemindeki hallerimizin yanında adeta melek. Şairlerimiz bile şiirlerini oğlanlar üzerine yazıyorlar(!) (Resim 1) Sodom, Gomore ve Pompei Osmanlı dönemindeki İstanbul’un yanında zemzem suyuyla yıkanmış gibi (!)
İşin ilginci de nedir biliyor musunuz ? ( Ki bilirsiniz.) Bunlar eşcinselliğe karşı oldukça toleranslıdır. Mesela dindarlar/Dinciler eşcinsellere saldırırlar bile ama bunlar ’ İnsanların cinsel tercihi, kim ne karışabilir ki’Derler. Padişahlara gelince hepsi sapık olur da omuz omuza ’Velev ki’ Diye beraber yürüdükleri gayler, lezbiyenler, biseksüeller, transseksüeller sapık olmaz. (!)
Bu arada bir başka şey daha ‘’Ay vallahi kardeş, insanı dinden imandan soğutuyor bunlar.’’ Olayı... Kim söylüyor bunu? Ömrü hayatından din ile iman ile zaten hiç bir zaman arası sıcak olmayanlar. Yani ipim kuşağım, iskim-toşağım bir hayat yaşayanlar...Sanırsın mübareklerin alınları nasır bağlamış secde etmekten ama şimdi böyle şeyler ortaya çıkınca güzel dinlerinden soğumuşlar.
Hatırlar mısınız bilmem. Bir zamanlar da bu ülkede her gün bir kapkaç olayının haberi yapılırdı medyada. Neden şimdi yok diye hiç merak ettiniz mi? Ne oldu? Kapkaççıların tümünü ıslah mı ettik? Tamamen bitti mi kapkaççılık? Hayır elbette ama artık rağbet edilen bir haber değil. Şimdi revaçta olan konu İslam=Eşcinsellik+Ensest..Bilmem anlatabiliyor muyum?
Dikkat edin, şu sıralar her gün bir ensest haberi var medyada. Daha dünkü haber. 5 Nisan 2016
Kocaeli’nin Çayırova İlçesi’nde annesinin merdivenden düştüğünü iddia ederek hastaneye getirdiği 3 yaşındaki erkek çocuğun doktorların kontrolü esnasında vücudundaki morluklar ve bağırsaklarındaki yırtılma nedeniyle tecavüze uğramış olabileceği şüphesiyle polise haber verildi.
Küçük çocuk yoğun bakımda tedaviye alınırken, çocuğun gözaltında tutulan annesi ve annesinin nikahsız eşi de Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek sonuca göre adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. (Resim 2)
Google a girin, ‘’çocuk tecavüzleri’’ yazın karşınıza bir sürü benzer haber çıkacaktır.
Efendim, ülkemizde olan bu iğrençliklerin haberleri yapılmasın mı? Üç maymunu mu oynayalım? Bunu mu demek istiyorum? Elbette ki asla. Ama bu tip iğrençliklere karşı bir bilinçlenme ve tepki oluştururken bir takım bedhahların ( Kötü düşüncelilerin ) oyununa, tuzağına da gelmeyelim.
Mesela bu tip haberlerin özellikle her gün şehit cenazesi kaldırdığımız bir ülkede bu denli yaygınlaşması hiç kimsenin midesini bulandırmıyor mu? Zaten karamsar olan milleti daha da moral olarak çökertmek için bir algı operasyonu olarak gören yok mu bütün bu olup bitenleri? Böyle bir günde konuşmamız gereken şey ‘’ Öne yatma’’ Denen tabirin ‘’ Koruma - kollama’’ mı yoksa ‘’ Ben hazırım hayatım, gel haydi ‘’Anlamındaki bir seks söylemi olduğumu mudur?
Bu tip haberlerle birlikte araya o kadar çok kaynak yapılıyor ki. Mesela: Güya yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de yaşayan her yüz kişiden yetmiş beşi mutlak surette ensest kurbanıymış.’’ Bu araştırmayı kim yapmış, ensest gibi neredeyse hiç kimsenin itiraf edemeyeceği bir şeyi kimler itiraf etmiş de böyle bir ensest istatiği ortaya çıkmış? Madem Türkiye’de yaşayan insanlar üzerinde bir araştırma yapılmış o halde bana niçin kimse ‘’Sen de enseste maruz kaldın mı?’’Diye sormamış? Sahi, size soran oldu mu? Olmadı tabii ki. O halde böyle bir istatistiğin(!) servis edilmesinin amacı nedir? Gayet açık: ‘’%99u Müslüman olan Türkiye’nin %75 i enseste maruz kalmış. Toplum muhafazakar ve dindarlaştıkça ensest artıyor. O halde bunun çaresi bir an önce dinsiz olmaktır, ya da bir başka dine geçmektir’’ Diye bir sonuç çıkarmamız...
3. Resme dikkat edecek olursanız orada bir tepki görüyorsunuz. Bu tepki elbette haklı bir tepki. Ancak araya kaynak yapılan hususa dikkat ! ‘’Ve DİNDAR nesil diyen...’’
Subliminal mesajı( Bilinç altı mesaj) görüyor musunuz? ‘’ DİNDAR...’’ Bu kelimenin diğer kelimelerden farklı olarak büyük harflerle yazılmasının ardındaki sebebi anlayabiliyor musunuz?
Mesajı belki okuyamayabilirsiniz diye buraya yazıyorum.
‘’ Bir olay düşünün ki Kocaeli’nde geçsin. Daha 3 yaşında bir erkek bebeğine, el kadar günahsız sabiye üvey babası makatından defalarca tecavüz etisin. Tecavüzler neticesinde sabi’nin bağırsakları yırtılsın.
Ve bunu bilen anne bebeğini hastaneye götürüp, merdivenden düştü desin! Yapılan kontrollerde tecavüz sonucu bağırsak yırtılmasına bağlı iç kanama olduğu anlaşılsın! Ve yavrucak 11 gün sonra ÖLSÜN !
Ve ‘’DİNDAR nesil’’ diyen, ‘’ Bir kereden bir şey olmaz’’diyen Dinci parti ‘’ Çocuklara yönelik istismarlar araştırılsın’’ önerisini reddetsin !
Ve bu toplum hala bana Din’den, İmandan, ahlaktan bahsetsin. LANET OLSUN SİZE.
İşin ilginci nedir biliyor musunuz? Aslında bahsedilen şey aile bakanı hakkında verilen gensoru önergesinin reddedilmesidir. MHP nin daha önce verdiği çocuklara yönelik istismarın araştırılması önergesi ise öncelikle – Üzerinde toplu bir mutabakat olmadığı gerekçesiyle- reddedilse bile daha sonra bu konuda anlaşmaya varılıp komisyon kuruldu bile.
Evet...Arada her ne kadar ‘’ Yahu biz de Müslümanız. Gerçek dindarlara, Müslümanlara bir şey dediğimiz mi var?’’ Mesajını vermeyi ihmal etmiyorlarsa da ağzlarındakini çıkartıyorlar ve siz de bir güzel yiyorsunuz o çiğnenmiş baklayı.Zaten sık sık derler ‘’ Biz dindara karşı değiliz, sözümüz dincileredir’’ Diye ama o ‘’Dindar’’ ile ‘’Dinci’’ arasındaki farkı da ne bizzat kendi yaşantıları ile ne de en azından söylemleri ile ortaya koymazlar.
Daha geçtiğimiz Pazar günü bir şiir etkinliğinde vatandaşın birinin ‘’ Siz dindar kesimin Karaman’daki tecavüz olayına tepki verdiğini hiç gördünüz mü?’’ Sorusu üzerine etkinliğin sunucusu ‘’ Dindar ile dinciyi karıştırmayalım’’ Diye araya girince vatandaş ‘’ Ben de dincileri kast etmiştim.’’ Diye kıvırıverdi hemen. Ama yine de anlayamadık dindar ile dinci arasındaki farkı. Aslında biz biliyoruz tabii ki ama acaba lafa öncelikle ‘’Dindar’’ Diye başlayıp daha sonra ‘’Dinci’’ Diye kıvıranlar da biliyor mu? Biliyorlar, biliyorlar...Hem de bal gibi biliyorlar. ‘’Dindar’’ ifadesini kasten kullanıyorlar zaten. Ancak bir itiraz ya da tepki gelirse ‘’Dinci’’ Diye kıvırıyorlar.
Peki Müslüman olmasaydık, evet evet Müslüman olmasaydık ülkemizde ensest diye bir bela olmayacak mıydı? Ya da en azından çok çok daha az mı olacaktı?
Soruyu şöyle de sormak mümkün: ‘’Eğer tam anlamıyla Avrupalılaşırsak ensest diye bir gündemimiz olmayacak mı?
O da bir sonraki bölüme kalsın.