17
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1909
Okunma


İki katlı altı ahır ve samanlık olan toprak bir ev.Ahşap mı demeliyim yoksa. Hayır toprak. Çünkü annemin eli çamurdan kurtulmazdı.
Yıkılan, dökülen yerlerini çamurla düzler, sıvardı. Bu sokakta başka hangi evler vardı derseniz, hemen bizim eve ekli, daha iyice
bir evdi Kezban ablagilin evi. Sokakta Kezban isimli çok olduğu için Tığlı’nın Kezban diye ayırırdı annem. Onların evinin çatısı vardı.
Bizim evin üstü sokaktaki çok evde de olduğu gibi topraktı. Kezban ablagilin ev tümüyle bizim evle bitişikti. Evlerini müteahhide
verdikleri zaman sorun çıkmıştı. Karanfil sokağında bütün evler birbirine dayanmıştı sanki.Arada bahçe denilemeyecek kadar küçük
bahçecikler vardı. Bu sokağa da ismini babam vermiştir sanırım, bir birine girmişliğini zik zakını görerek. Babam belediyede memur
olarak çalışırdı. Bu kazada pek çok sokağın ismini kendisinin koyduğunu söylerdi. Bu sokaklardan biri Aşağı mahalledeki Hacıhatıp
sokağı idi. Sanıyorum o sokakta yaşayan birinin adıymış.
Biz Karanfil sokağının tozunda toprağında büyüdük.Annemiz saçımızı Kezban ablanın evinin giriş merdiveninde oturup iş yaparken ördü.
Orada bize bez bebekler diktiler. Bilen bilmeyene şöyle yap, böyle yap diye gösterirdi. Bu sokakta oyunlar oynadık. İp atladık, dalye
istop oynadık. Küçük bahçelerinde ben ilkokula giderken benden beş yaş büyük Zeliha saçımı kesti. Bahçe duvarının dibindeki aşısız
doğal güllerden koparıp kokladık. Ben apandisit ameliyatı olduğumda kan kardeşi olduğum okul ve sokak arkadaşım Nazife bu beyaz
güllerden getirdi bana. Hastane odasındaki arkadaşımın gülen gül yüzünü ve beyaz güllerin serinliğini kokusunu ömrümce
unutmam mümkün değil.
Sokağın biraz ilerisi kavaklıktı. Kavakların dibinde kavaklara bezler gererek az evcilik oynamadık. Buraya yaz olunca turistler gelirdi.
Yerli, Ankara’lı turistler tabii. Kavaklığın az ötesinde Çubuk çayı akardı. Şimdi ancak lâğım akıyor, betonladıkları oluktan. Çayda da
çok serüvenlerimiz oldu. Akıl kârı değil ama çocukluk derin çaydan karşıya geçmeye çalışırdık. İşte böyle bir zamanda kan kardeşim
Nazife bir şey takılıp ayağını acıttı. Bu gezintinin onun canına mal olacağını bilemezdi. Yıllarca doktorlarda gezdi, ameliyatlar oldu
ama iyileşemedi. Kaç yıl oldu bilmiyorum hayatını kaybetti. Onun kahkahaları, mavi mavi bakan ışıltılı bakışları Karanfil sokağında
kalan yıkıntı evlerinin izinde, ya da tek kalan iki katlı çatılı bir evde veya Nevin’in kulübe görünümlü yıkıldı yıkılacak arası ayakta
durmaya çalışan evinde duruyor mu?
Şimdi bir Nevin kaldı o sokakta. O da bizi gördükçe" apartmanlara çıkıp, beni unuttunuz" diyor. Siteminde çok haklı...
12. 02. 2016 / Nazik Gülünay
Yazımı güne seçen seçici kurula çok teşekkürler..