KELEBEKLER NEREYE KONAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bugün erken uyandım. Kitap okumayı düşündüm. Hemen odanın perdelerini açtım.
Karşımdaki manzara çok güzel göründü. Henüz betonlaşmamış eski bahçede çimen çiçek
gözlerimi okşadı. Öbek öbek sarı beyaz papatyalar, bir yerde gelincik topluluğu, az ötede
kuşburnu çiçekleri, dikenlerin mor mor açan küçük çiçekleri. Bir zamanlar bahçe barısı
olan kavakların yerinde, yeniden süren kavaklar, elmalar. Bu bahçeden çocukken elma
kocaman yaz elmaları olurdu.Bir keresinde bahçe sahibi Mustafa amca kardeşimi yakaladı.
Kardeşimin korkuyla bakan kara gözlerine bakarak:
-Buradan elma çalmayın. İsteyin, ben size veririm, demişti. Sonra bahçeye girerek eline aldığı kocaman iki elmayı kardeşime vermişti.
Şimdi bu bahçe ve ona ekli diğer bahçeden başka bahçe kalmadı burada. Ha birde yolun öte
tarafında bir bahçe var. Her taraf apartman oldu.
Yolun karşısındaki bahçenin önünde önceleri burada en güzel görünen evlerden biri sayılan
kirli pembe renkteki kerpiç evde yaşayanlar artık hüzün veriyor bize.Gözlerim her zaman
iki katlı bu evin çatısındaki güvercinleri arıyor. O güvercinler de sahipsiz kaldı buna çok
üzülüyorum.
Güvercinler nasıl evcilleştirilir,bunu bilmiyorum. Kanatlarını falan mı kesiyorlar,n’apıyorlar bilmiyorum. Bu pembe evde oturan benim ilkokul arkadaşım bu güvercinleri besler, onları
uçururdu. Bu arada tavukları,inekleri de vardı baktığı.Mavi gözlü,gerçekten munis biriydi.
Hastalandığını duymadım. Aniden öldüğünü duydum, minareden okunan selâdan. Çok
üzüldüm. Çatıdan ayrılmayan güvercinlere baktıkça onların daha çok üzüldüğünü düşündüm. Bu çatıya konmaktan vazgeçecekler miydi?
Hergün evimizden az ilerideki çatıya bakıyor, güvercinler duruyor mu yaşıyor mu diye merak ediyorum.
Bu güvercinler yazarken, günler önce insanlara sıkılan gazdan ölen güvercinler geldi
aklıma. Bir tarafta güvercin beslerken birileri, diğer yanda insanlara sıkılan gazdan etkilenen güvercinleri de öldür. Bilinçsizce ya da bilinçle yapılan bu eylemin yarar ve zararını iyice ölçüp düşünmek gerek..
Bu pembe eve bakarkenki hüznüm daha da arttı. Bu kez de ölen arkadaşımın ağabeyi
öldü. O da emekli olduktan sonra torunları için yeni bir işe girmiş çalışıyordu.
Bilmem hüznümü gidermeye karşı çiçekli bahçeye ekli evin bahçesinde güvercin besleyip uçuran on dört yaşlarındaki erkek çocuk giderebilir mi. Ya da, öbek öbek beyaz, kırmızı
mor,sarı çiçeklerin üstünde kavisler çizerek uçan beyaz kelebekler.Bugün onları gözledim.
Acaba nereye konacaklar diye.Çiçeklerin üstünden uçtular.Döndüler aynı yerlerde tekrar
az ilerdeki elma ağacının sürgünleri arasında gözden kayboldular. Çok merak ettim.Acaba kelebekler nereye konar? Öyle bekler mi çiçekler?
Sahi bu bahçedeki ağaçlar da kesilince önüme her zaman çıkan Kirpiye ne olur?
27. 05 .2014 / Nazik Gülünay
Öykümü güne taşıyan seçici kurula çok teşekkürler..
YORUMLAR
Bu dünyanın tüm canlılara ait olduğunu utuyoruz. Kendimize yaşam alanı hazırlarken, bir çok başka canlının yaşam alanını yok etmişiz, ölümlerine sebep olmuşuz ne gam!
Ama doğa insanoğlunun yaptığı hasarların acısını bir bir çıkarıyor yeri geldikçe. Bunlardan bile ders alınmıyor. Gittiği kadar gider böyle :(
TEBRİKLER!
glenay
Sonu nereye varır,
düşüncesi bile acı..
Çok teşkkürler,
güzel yorumunuza,
sevgiler..
Merhaba,
Doğa ve her türlü canlılar ancak duyarlı yüreklerde soluk alabilkiyor!..
Teşekkür ederim saygılar.
glenay
Çok teşekkür ederim,
selâm ve saygılarımla..
yazı beni çocukluğumun kuş cıvıltılı bahçelerine götürdü bir an. çocuk sevinçlerinin doyasıya yaşandığı sokaklara. ama şimdi yaşadığımız her yer birer toplama kampı. ama kelebekler yaşamazlar burada.toplama kamplarında!..
glenay
Gerçekten ülkemiz toplama kapına dönecek.
O güzel bahçeleri ben ve çocuklarım yaşadı,
torunlarım görmüyor.
İstanbul'da çok az yeşillik var.
Sürekli yeşil katledilmekte.
Çok teşekkürler Çetin bey,
selâmlar..
Hayatımızdan öyle hızlı geçip gidenler var ki ben sayısını bile unuttum
Hüzün bizim sırtımızda bir kambur..Ne kadar çok yaşarsak o kadar hüzün biriktiriyoruz zaten.
Kutluyorum canım benim.
glenay
Gerçekten öyle,
baktığımız, yaşadığımız her yerde hüzün görüyoruz.
Çok teşekkürler canım,
sevgimle..
herhalde bilgisayarımda benim gibi yaşlandı..... çok yavaşladı format attılar yine aynı...sevdiğim kalemleri kutlamaya geç geliyorum bağışlasınlar...yine kendine has kurgularıyla kavi kaleme saygılar diliyorum...
glenay
Aynı sorunları geçen yıl yaşadım, biliyorum..
Kolay gelsin..
Çok teşekkürler,
bu güzel yoruma,
selâmlar..
İnsanların umrunda mı;doğa sadece şairlerin umrunda gibi ;daha çok hasılat almak için katledildiler...ilk evlendiğimde adapazarında fındık dallarında minicik yeşil kurbağalar vardı artık yoklar meğer ilaç onlarıda öldürmüş;açgözlü insan ye zıkkım olsunddiyesim gelir hep...tebrikler
glenay
Bir şey yapılırken
sonucun ne olacağı hesaplanmalı.
Babam her zaman ilâçlamaya karşıydı.
Şimdi çok haklı olduğunu görüyorum.
Aynen size katılıyorum,
zehir zıkkım olsun..
Güzel yorumunuza çok teşekkürler,
sevgilerimle..
Atılan bombalarla insanlar ölüyor, doğa mahvoluyor, evler yıkılıyor, ocaklar sönüyor. Bu her gün oluyor üstelik, her saat, her dakika... Kanıksayacağız diye korkuyorum. Duyarlı ve gözlemci bir yürekten seyran ettik çevrenizi. Güne seçilmiş olmasını da kutlarım.
glenay
Nerdeyse kanıksayacağız.
Bir can değerliyken,
yapılanlar ve suçu suçsuz kişilere yüklemekler çok acı.
Çok teşekkür ederim,
sevgilerimle..
Hüzünlü bir yazı olmuş.
Ne yanına dokunsak, bir acı katresi düşüyor gönlümüze.
Genç bir insanın ölümü.
Güvercinlerin öksüz kalması.
Ağaçların kesilmesi, doğanın kirletilmesi.
Taş yığınları arasında yaşamaya mahkum edilen elma bahçesi çocukları.
Çiçeklerin, yeşilin, kelebeklerin çocukları.
Bizler işte.
Çocukluğunu mutlu yaşayanlar.
Yeşilde, huzurda, güzelde yaşayanlar.
Galiba,
bizim içimiz daha çok yanıyor elma, kiraz, incir ağaçlarımız yok oldukça.
Üzdü bizi bu çalışma.
Hayatın gerçeğini hatırlattı maalesef.
glenay
Gerçekler üzüyor ve ne yapılabilire götürüyor insanı.
Peygammberimiz:
-Kıyamet kopuyor deseler elinde bir fidan varsa dik, demiş.
Burada incir ağacı yok ama, vişnelerimiz, kiraz ağaçları, güzelim armutlar,
elma ağaçları yok oldu. Yok edilmeye de devam ediliyor.
Henüz inşaatine başlanmamış bahçedeki kavakları, kayısıları,geçerken bir kaç tane koparıp yediğim piç vişnelerden ne istediniz diye soruyorum kendime..
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim,
selâmlarımla..