Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
sami biberoğulları
sami biberoğulları

DOLANDIRICININ ŞAPŞALI

Yorum

DOLANDIRICININ ŞAPŞALI

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1542

Okunma

DOLANDIRICININ  ŞAPŞALI

DOLANDIRICININ ŞAPŞALI


Hepimizin bildiği gibi son bir kaç yıl içinde ülkemizde dolandırıcılık oldukça yaygınlaştı. Gerçi insanımız artık o eski devirlerin Fil Hamdileri, Borazan Tevfikleri, Sülün Osmanları, ve özellikle de Raki lakaplı meşhur dolandırıcısı Güney Zobu’nun( Dolandırıcılar Kralı olarak anılırdı ) uyguladığı dolandırıcılık metodlarına kanmıyorlar, şimdilerde hiç kimse saat kulesini ya da Galata Köprüsünü satın almaya çalışmıyor ama yine de pek çok vatandaşımız dolandırıcıların tuzağına düşmekten kendilerini kurtaramıyorlar.

Efendim Raki dedik orada biraz duralım. Duralım çünkü Raki Türkiye’de en sevilen dolandırıcı oldu vakti zamanında. Dnilerbilir ki ‘’ Yahu dolandırıcı hiç sevilir mi?’’ Raki seviliyordu. Hatta bir halk kahramanı olmuştu neredeyse çünkü Raki mazlum hiç kimseyi dolandırmıyordu. Onun işi gücü yani ilgi alanı genellikle devleti dolandıranlardı. Bir şekilde devleti dolandıranlar mutlaka Raki’nin tuzağına düşüyorlar ve onun tarafından dolandırılıyorlardı. Özellikle de Yahudi zenginler onun en fazla ilgilendiği hatta ihtisası olan bir alandı. Raki daha çok ‘’Kunduzi’’ adını verdiği Yahudi tüccarları dolandırıyordu.Dolandırıcıları dolandırdığı ve hatta dolandırıcalardan dolandırdığını fakir fukaraya dağıttığı rivayetleri o derece yaygındı ki çok sevilmesinin sebeplerinden birisi de buydu zaten.

İşin ilginç tarafı Raki kendisine dolandırıcı denilmesine şiddetle karşı çıkar, dolandırıcıları ‘’Cemiyetin yüz karası şerefsiz müptezeller’’ olarak tanımlardı. Kendisini ise ‘’ Ekonomi Mücahidi’’ diye adlandırırdı.

Ünlü siema oyuncusu Melike Zobu’nun babası olan Raki aynı zamanda bir paşazade idi. Hasan Rıza Zobu Paşa’nın torunu, 2. Dünya Savaşı yıllarında Moskova Büyükelçiliği yapmış olan Şemsettin Zobu’nun oğluydu.


Gençlik yıllarımda seyrettiğim bir piyesten aklımda bir replik kalmış. Sanatçı diyordu ki’’ Namussuzluğun da bir namusu vardır.’’

Evet gerçekten de öyledir. Namussuzluğun bile bir namusu vardır. Günümüzde maalesef o namus kalmadı. Günümüz dolandırıcıları tam da Raki’nin dediği gibi toplumun yüz karası müptezellerdir. Çünkü artık dolandırcılıkta tek amaç vardır o da bir başkasının elindeki parayı almak. Bu kişi üç aydan üç aya üç kuruş maaş alan bir yaşlı emekli, ya da evladının ameliyatı için güç bela bir yerlerden borç bulmuş dertli bir baba olsa da onlar için hiç fark etmiyor. Bu derece insafsızlaşmış, bu derece vicdan duygularını yitirmiş yaratıklardır bunlar.

Bir gün Kadıköyden Ümraniye’ye gidiyorum. Dolmuş hareket etti. Yüz metre ya gittik ya gitmedik. Bu arada şoför yol ücretlerini topluyor. Genç biri el etti, dolmuş durdu. O genç dolmuşa bindi. O arada arka taraftan bir kadın öne doğru elli lira uzattı. Aynı anda genç ‘’ Abi Fikirtepe değil mi’’ diye sordu. Şoför, ‘’ Hayır Soyak-Yenişehir’’ deyince genç indi arabadan.

Biraz daha gittik. Salıpazarı önlerine geldiğimizde elli lira veren bayan ‘’Şoför bey benim paranın üstünü rica edebilir miyim?’’ diye sordu. Şöför ‘’ Gönderdim ya abla’’ dedi. Kadın ‘’ Bana para üstü gelmedi ‘’ diye cevap verdi. Ben ve diğer yolcular da şahitlik ettik. Kadına para üstü gelmemişti. Şoför yemin billah ediyor para üstünü verdiğine. ‘’ Abla şurada ayakta duran gençle gönderdim’’ diye. Ama ayakta duran bir genç filan da yok. O genç para üstü olarak kendisine verilen 48 lirayı cebe atıp çoktan toz olmuştu. Zavallı şoför bir 48 lira daha uzattı çaresiz. Yani bir günlük kazancını bir dolandırıcı çarpmış gitmişti. Görünüşte aslan gibi bir delikanlı olan o genç 48 liraya tenezzül edip dolandırıcılık yapmıştı.

Şimdiki dolandırıcılık hadisleri içinde en başta gelen telefon dolandırıcılığı ki ben aslında bu türün bir çeşidi olan ‘’ Bulgaristanda yaşıyorum. Annem çok hasta, onun ameliyatı için para lazım’’ diyen bayanlara kanıp da önce ameliyat parası, daha sonra yaptığı (!) kazanın masrafları, sonra pasaport vize işlemleri ve daha pek çok bahenelerle para sızdıranlara değil onlara para kaptıran aptallara kızıyor ve ‘’Oh olsun abaza ‘’ diyorum onlara. Ya da kendi tipine bakmadan Moldovyalı, Ukraynalı, Azeri, Rus, Suriyeli dilberlerle evlenip ertesi gün dımdızlak ortada kalanlara da pek acımıyorum. Hele hele de bu gibiler kendi çocuklarına bir kuruş koklatmayan ahı gitmiş vahı kalmış yetmişlik, seksenlik ihtiyarlarsa hiç acımıyorum. Beter olsunlar. Ama dolandırıcıların tek metodu bu değil tabii ki.

Geçenlerde face bokta bir şeylere bakarken baktım mesaj geldi. Tıkladım, benim eski bir öğrencim.

-Selam

Öğrencilerim bana selam demez. Ya ‘’ Günaydın Hocam’’ der ya da ‘’ Merhaba Hocam’’. İmam Hatip mezunları ise ‘’Selamünaleyküm Hocam ‘’ derler. Şüphelendim tabii ki.

-Selam evlat.
-Sen faturalı hat mı kullanıyorsun?

Öğrencilerim bana ‘’ Sen ‘’ diye de hitap etmezler ‘’Siz’’ derler. Daha da şüphelendim.

-Evet faturalı hat kullanıyorum. Bir şey mi vardı?
-Ben Medya Markette çalışıyorum da. Biz faturalı telefon kullananlara hediye gönderiyoruz. Numaranı ver de sana da bir hediye gönderelim.
-Adresimi vereyim, hediyeyi eve gönder.Olmaz mı?
-Öyle olmuyor. Sen bana numaranı ver, ben bakayım ne hediye kazanmışsın.
-Ben bir hediye kazanmışsam sen bana yol göster kendim bakayım ne hediye kazandığıma…

Öğrenci(!) kayboldu. Sonra araştırdım, baktım hesabını ele geçirmiş birileri. Yani benimle konuşan öğrencim filan değil.

İşte bunlar dolandırıcının şapşalları. Kendilerini uyanık sanan geri zekalılar. Ama ne yazık ki bunların tuzaklarına düşenler de var.

Bir kaç ay önce oğluma bir telefon gelmiş.

-Alooo Cihangir Bey…Ben sizi falanca polis merkezinden arıyorum. Burada hesabınızda yaptığımız incelemeler sonucunda sizin hesabınızdan bir terör örgütüne para yatırıldığını gördük. Bu bildiğiniz gibi ciddi bir suçtur.
-Eeeee?
-E si. Bize kredi kartınızın numarasını ve şifresini verirseniz biz bu olumsuz durumu düzelteceğiz.
- Yani ben bir terör örgütüne para yatırmışım ama siz böyle bir suçun üstünü kapatacaksınız öyle mi?
-Değil…Biz sizi araştırdık. Böyle bir şey yapmayacak biri olduğunuzu biliyoruz. Bundan eminiz. Bir teknolojik hata olmuş. İşte onu düzelteceğiz.
-Hakkımda her şeyi bildiğinize göre kredi kartımın numarasını, şifremi de biliyor olmanız gerekmez mi?
-Nereden bilelim kardeşim. Polsisiz dediysek müneccim değiliz ya.
-Peki ben bu şifreyi ve kartın numarasını vermezsem ne olur?
-Oraya gelir, seni merkeze çeker ‘’terör örgütüne niçin para gönderdin’’ diye anandan emdiğin sütü burnundan getiririz.
-Elinizden geleni ardınıza koyarsanız şerefsizsiniz. Adresimi biliyorsunuz sanırım. Burada diğer güvenlik görevlisi arkadaşlarımla( Oğlum güvenlik görevlisidir.) ve polis arkadaşlarla sizi bekliyor olacağız. Sıkıyorsa buyurun gelin.

Dediğim gibi bunlar dolandırıcıların şapşal olanları ama yine de özellikle ‘’Hesabınızdan terör örgütüne para aktarılmış’’ denince bizim vatandaşın paçaları tutuşuyor ve bu hainlerin tuzağına düşüyor. Fakat daha tam anlamıyla şapşal olan dolandırıcı tipini anlatmadım size. Şimdi sıra onda.

Bir kaç gün önce kardeşimin hanımına bir telefon geliyor.

-Alo hamfendi biz falanca polis merkezinden arıyoruz.
-Buyurun.
-Hanımefendi, hakkınızda şikayet var.
-Allah Allah…Kim ne diye şikayet etmiş ki beni?
-Şikayet edenin kimliğini söyleyemeyiz ama şikayet konusu şu: Siz güya komşularınızdan birinin evine girerek o komşunuz olan bir kadının altınlarını çalmışsınız.

Yengem uyanıyor. Başlıyor bu salaklarla oynamaya

- Her kim söylemişse yalan söylemiş. İnanmayın. Bunlar tamamen mesnetten yoksuz asılsız iddialar.Müddei, iddiasını ispat etmek zorundadır. İddiasını ispat edemeyen şerefsizdir.
-Hanımefendi…Asıllı ya da değil. Biz bu devletin polisi olarak gerekeni yapmak zorundayız.
-Siz onu bunu bırakın da beni kim şikayet etmiş onu söyleyin ki gidip o namussuz karının saçlarını elime bir dolayayım.
-Sizi kimin şikayet ettiğini söyleyemeyiz.
-Eeee. Ne olacak şimdi?
-Evinize geleceğiz ve evinizde arama yapıp altınların sizde olup olmadığını tespit edeceğiz.
-Hay Allah razı olsun. Önceden haber verdiğiniz iyi oldu. Siz gelene kadar ben o altınları evin dışında başka bir yere saklayayım bari

İşte bunlar da dolandırıcının salakları, şapşalları…

Allah her türlüsünden muhafaza eylesin.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dolandırıcının şapşalı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dolandırıcının şapşalı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DOLANDIRICININ ŞAPŞALI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
25.12.2015 18:32:07
dolandırıcılık zamanımızda master yapıyor hocam saygılarımla
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
24.12.2015 20:44:55
Hocam herşeyin bir aptalı şapşalı oluyor demekki sayenizde dolandırıcıların bir kaç numaralarını öğrenmiş oduk emeğinize sağlık saygılarımla
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
24.12.2015 20:33:31
Bo dolandırıcılar bitmediği gibi bukelamun gibi gun geçtikçe renk değişerek çoğalıyorlar.

Eee, napsin şapşallar, çalışmak zor be hocam. Tuzaklarına düşecek bir iki dalgın insan bulurlar belki, ki si fazla buluyorlar da zaten.


Kamu Spotu gibi bir yazıydi tebrik ederim hocam

Selamlar
k.doğanay
k.doğanay, @k-doganay
24.12.2015 20:29:26
Alsana Allah dolandırıcınında hayırlısını versin dedirtecek olaylar zinciri.
Akşam haberlerde her gün duyuyoruz.Dediğin gibi bir de salak salak gözyaşı döküyorlar.
Allah hırsızları da bunlara inananları da ıslah etsin.Selamlarımla..
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
24.12.2015 15:43:38
Güven duygusunun azalması, pusun artmasına benzer...
Pusun içinde kendini çaresiz kalmış hisseden canlı, güvenle özdeşleşen bir nesne veya onu simgeleyen şeye bir yakınlık gösterir...
Pusun içinde kalan bir hayvan yavrusu olsun... Onu sinip kaldığı yerden hareket ettirecek olan şey, annesinin sesi veya o sese çok benzeyen bir ses olacaktır...
Pusta, yani güvensiz ortamda sinip kalmış olan bir insan olsun... Onu güven duygusuyla dolduracak olan şey ise, siren, telsiz ve düdük sesleri olacaktır...
Mesela yurt dışındaki bir Türk, Türkçe bir konuşma duyduğunda, konuşanın kim olabileceğini hiç düşünmeden gidip boynuna sarılmak ister...
Bu böyledir...
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi" diye boşuna denmemiş...
Öyle ise mesele, güven ortamının mutlak anlamda sağlanmasıdır...
İşte Amerikan polisi bu yüzden tavizsizdir...
Bu nedenle Amerika Amerika'dır...
Bütün güçlü devletlerin temel konsepti budur...
Bizim de bugün cebelleştiğimiz boğaz budur...
Hâlâ 'doğru yol'un ne olduğunu tartışanlara duyurulur...

Selam ve saygılarımla hocam...
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
24.12.2015 11:13:38
Hocam, insanın boşluğuna geliyor.
diyeceklerim bu kadar.
erolabi
erolabi, @erolabi
24.12.2015 11:00:39
Hocam Bedri abi Raki S. Demirel'i de dolandırmış diyor. Siz de Yahudileri dolandırırdı diyorsunuz.
Bir de manevi dolandırıcılar var ki hocam onlar hakkında da yazarsınız umarım.
Ali Kalkancı Hazretleri bu dolandırıcılara bi beduua etse var ya...İflah olmazlar bi daha
Beni de dolandırmaya çalıştılar.
Sadece çalışma yaptılar.
Sağolun var olun.
Selam ve saygı ile.
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
24.12.2015 01:41:41
Hocam hadi telefonla insanları dolandıranları bir derece anlarımda İnternet üzerinden dolandıranlara ne demeli. Televizyonda bu konuyu işleyen uzman görüşünün de alındığı bir programdan öğrenmiştim. Adamcağız biri cinsel organı büyüten bir ilacın mı aparatın mı ne orasını tam anlayamadım pazarlandığı İnternet üzerinden tanıdığı bir pazarlama şirketine sipariş vermiş ve kredi kartıyla ödeme yapmış nasıl olmuşsa adamın kartını boşaltmışlar. Bir süre sonra kuryeyle o pazarlama şirketinden adama bir paket gelmiş gelen paketten ne çıkmış dersiniz.
‘’Büyüteç’’

Yani beterin beteri var))))))

Saygı sevgilerimle.
Bulem hatun
Bulem hatun, @bulemhatun
24.12.2015 01:01:21
Ah abim ah. ben de o dolandırılanların aptallarındanım. bir buçuk yıldır inanmadığım yalan vaad kalmadı. En son Batıni sevgilisine telefonu vererek 'vermeyeydin vereninkini yerler!' diyerek ağzıma... malesef.

Bulem hatun tarafından 12/24/2015 1:01:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL