.

Makinanın AutoCAD ortamında çizimlerini yaptım. Ben beceremiyorum ama üç boyutlu sunumunu da hazırlattım. Tüm prosedürleri yerine getirip patentini alacağım.

Tescil ettirmem şart..!

Bir şey icat etmek kolay mı?

Bu icat tüm dünya mutfaklarına girebilecek bir icatsa, bir yumurta soyma makinasıysa, hele hele son 1000 yılın en önemli icadıysa…

Adamlar nelerden para kazanıyor, nelerden.

Geçen yıl Denizli’ye gittik.

Traverten ocaklarında Denizli White (Niye Denizli White, şuna direkt Denizli Beyaz deseniz ya)’ın açık rengini tespit edip ondan sipariş vermek için ocakları dolaştık.

Orada anlatmışlardı; Çinliler damarlı traverten çıkan bir kaç ocağı mesken tutmuşlar. Ellerinde nakit Dolar dolu çantalarla ocakta bekleyip en damarlılarını hemen alıyorlarmış. Blok kütlelerini oradan İzmir Limanı’na götürüp gemilerle Çin’e sevk ediyor, Çin’deki fabrikalarında özel işlemlerle taştaki boşlukları doldurduktan sonra işleyip dünyaya pazarlıyorlarmış.

Üzerine de kesin Made in China yazıyorlardır...

Her şey beklenir onlardan. Adamlar müthiş çalışıyor.

Ne yalan söyleyeyim projeyi kaptıracağım diye ödüm kopuyor.

Acayip tipler görüyorum bu aralar. KGB, MOSSAD hepsi olabilir.

Birkaç gün önce bizim sitenin girişinde ufak tefek iki tane Uzakdoğu’lu gördüm. Ellerinde zoomlu kameralar, sırtlarında çanta. Wan çing çong Sultan Ahmet, Blue Mosque, Topkapi falan deyip duruyorlar. Ankara nere, Blue Mosque, Topkapı nere..?

İşkillendim.

Bir iki gün geçmedi şüpheli tavırları olan iki çakma zenci. Çakma diyorum gene Uzakdoğulular, sadece yüzlerini koyu kahverengiye boyamışlar. Kulak içlerini boyamayı unuttuklarından ayıktım tabii. Çekik gözlü zıncılar sizi...

Kesin benim makinanın peşinde bunlar.

Projeleri evde özel yaptırdığım bir kasaya kilitledim. Ne olur ne olmaz diyerek uzun zincirle kasanın etrafını deli sarar gibi sardım. Çeşitli yerlerinden beş tane kocaman asma kilitle de kilitledim.

Alarm da taktırdım ayrıca.

Biraz zor açarlar...

Seri üretimine başladıktan sonra tüm dostlarıma birer tane yumurta soyma makinası göndereceğim. Sevgili Şaire kardeşim Nurhayat Nalçacı da bunlardan biri...

Suat Zobu
24Haziran2015Ankara



.