“AŞK”IN TANIMI

Ve derken;
Kays Leyla’ya aşık oldu.
Neydi aşk?
Nasıl olurdu?
Rengi neydi?
Hacmi, ağırlığı, kokusu neydi ve nasıldı?
İlk defa yaşıyordu bu duyguyu Kays.

Gel zaman git zaman,
hayat şartları,
yaşam koşulları,
Kays’ın Aşkı’ını yani Leyla’sını kaybetmeye kadar gidecekti’
Kays sadece Leyla’sını, Aşk’ını değil, Aynı zamanda aklını da yitirecekti.

Layla’sının hasretine dayanamayarak, aklını yitirmesi sebebiyle Kays’ın artık adı da değişecekti. Halk ona Mecnun (Deli) diyecekti.

Aklını yitirmiş olması yetmezmiş gibi üstüne üslük bir de hasta olacak ve yataklara düşecekti.

İşte o günden sonra yeryüzünde, aşk’ın ne olduğuna dair belki de bir tanım ortaya çıkmış olacaktı.

Evet bizim deli Kays yani Mecnun yatağında, müzdarip olduğu dertten inim inim inlerken, Doktor çağırırlar.

Hangi doktor gelse bir teşhis koyamadan çaresizce çeker gider.

Sonra duyulur hayaller ötesinde iyi bir cerrahın yaşadığı.
Tez haber gönderilir ve cerrah hekim, Mecnun yaşamını yitirmeden yetişir.

Mecnunu güzelce muayene ettikten sonra; vücudunu sarmış olan kirli kanın dışarıya akıtılmasını söyler.

Ne yapılması gerekiyorsa, Cerraha; bir an önce yapılması emri verilir!

Cerrah doktor hazırlığını yaptıktan sonra, hasta yatağında olan mecnun’a; kolunu açmasını ister ve neşterle kolunu kesecek kötü kanın dışarıya akmasını sağlayacaktır.

Mecnun;

“dur cerrah.” Der.

Cerrah;

“ne oldu, neden durayım?”

Mecnun;

“ya orada Leyla varsa?”

Cerrah;

“başka bir yeri dener.”

Mecnun yine;

“dur cerrah der.”

Cerrah;

“yine ne oldu?” diye sorar.

Mecnun’da cevap hep aynıdır.
“Ya orada leyle varsa?” Der başka bir şey söylemez.

Cerrah, nereye müdahale etse Mecnunda aynı söylem; “ya orada Leyla varsa?”
Sonunda cerrah pes eder, böylece; “AŞK’a da” bir tanım getirmiş olur.

“Aşk”; "BİR ŞEKİLDE, RUHU KANDIRARAK BEDENE GİRİP, KİŞİNİN KANINA İŞLEME HALİDİR!.."

Efkan ÖTGÜN