8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
983
Okunma

Paris Katliamı , bu katliama gösterilen tepkiler ve özellikle sanki dünyanın Müslüman ve Türk olan topraklarında her gün yaşanan bir terör yokmuşçasına dünyanın kırk ülkesinin liderlerinin Paris’e koşması kısaca konu yine ‘’ Hepimiz Charlieyiz’’ meselesi.
Birileri hepimiz Charlieyiz dedikçe ben dahil birilerinin de böyle bir söyleme kızması, böyle bir söylem aleyhine bir şeyler kaleme alması. Bizim bir şeyler yazmamız üzerine de karşımıza çıkan ‘’ Hani o hep ağızlarınızda olan İslami hoşgörüye ne oldu?’’ söylemi?
Gerçekten de bu malum şerefsiz dergiye baktığımızda sadece İslam dini ile değil tüm semavi dinlerle sorunlu olduğunu görüyoruz. Mesela bir karikatürlerinde Hz. İsa’nın doğumunu öylesine karikatürize etmişler ki normalde Hristiyan dünyasının da ayağa kalkması lazım. Lakin tık çıkmamış. Yani Hristiyan dünyasının gösterdiği hoş görüyü biz Müslümanlar gösterememiş, gitmiş bu alçakların dergilerine saldırı düzenlemiş, on iki masum (!) insanı katletmişiz.
Gerçekten de biz söz konusu Peygamberimiz ve dinimiz olduğunda bu kadar tahammülsüz müyüz ?
Şöyle tarihimizi bir yokladığımızda görüyoruz ki İslam dinine göre Hz. Muhammed’in resimlerinin çizilmesi yasak olduğu halde resmedilmiş. Hem de İslam dünyasında…Genel olarak o resimlerde ( Daha doğrusu minyatürlerde) Peygamberimizi yüzü çizilmemiş ise de [ Resim 1- Hz. Muhammed (s.a.v.) Kabe ‘de insanlar ile birlikteyken---Nakkas Osman, 1595---Hazine 1222, folio 123a] özellikle İran Minyatürlerinde doğrudan doğruya çizenler de olmuştur [ Resim 2- Hz Muhammed’in(S.A.S) Veda Hutbesi sırasındaki tasviri (sağda minberdeki )---El-Birûni”nin El-Âsâr’il-Bâkiye an’il-Kurûni’i-Hâli-ye isimli kitabından alınmiştir. Sergilendiği yer: The Bibliotheque Nationale, Paris (Manuscrits Arabe 1489 fol. 5v]
İslam dünyası olarak böyle resimlere hiç de sıcak bakmadığımız halde yapanları katletmek gibi bir durum asla söz konusu olmadığı gibi bu resimler yakılarak ya da başka şekillerde imha edilmemiş, günümüze kadar gelmişlerdir. Yani bizim tepkimiz resme değil her şeyden önce.
E peki resme değil de resmin anlattığı şeye tepki vermek için ille de o karikatürleri çizenleri öldürmemiz mi gerekiyordu?
İşte en önemli soru bu? Biz mi öldürdük? Yani Müslümanlar mı öldürdü o şerefsiz alçakları. ( Şerefsiz alçak dememde bir sakınca olduğunu sanmıyorum. Madem ki en ağır hakaretler bile fikir ve düşünce hürriyeti olarak değerlendiriliyor, o halde ben de fikir ve kanaatlerimi dile getiriyorum) Evet…O alçak şerefsizleri Müslümanlar mı öldürdü?
‘’11 Eylülde nasıl ki çelik bir bina tamamen küle dönüştüğü halde o binaya çarpan uçakların içinde bulunan teröristlerin(!) plastik kimliklerinin yanmaması, o binada bulunması, böylece teröristlerin kimliklerine ulaşabilme gibi bir mucize yaşadıysak bu sefer de ayağından çıkan ayakkabıyı bile olay yerinde bırakmayıp arabaya atan teröristin kimliğini arabada bırakması gibi bir mucizeye tanık olduk.’’ deyim siz varın anlayın.
Neyse…Öyle ya da böyle ortada on iki tane katledilmiş insan var. Basına sıkılmış kurşun var. Fikir, düşünce ve kanaat özgürlüğünü susturmaya çalışan hain teröristler (!) var; bir şeyler yapmak lazım elbette. Ne mesela? Mesela protesto etmek lazım. Kınamak lazım. Hatta ‘’ Hepimiz Charlie Hebdo’yuz’’ demek lazım. Böylece tirajı sadece 60.000 olan bir derginin tirajını 5 milyona çıkarmak lazım.(!) O dergiyi on altı dile çevirip ( Biri de Türkçe ) yayınlamak lazım.(!) Türkiye olarak destek vermek lazım. Filistin, Suriye, Mısr, Irak, Doğu Türkistan, Arakan, Afganistan, Karabağ’da öldürülenler için hiç kimsenin kılını bile kıpırdatamamış olduğumuz halde Paris’e koşmak lazım diğer ülkelerin liderleriyle birlikte Charlie Hebdo katliamını kınamak, ‘’ Basına, fikir hürriyetine uzanan eller kırılsın’’ demek için.(!)
Eyvallah…Haydi öyle olsun da…
Peki siz şimdiye kadar hiç Naci El Ali diye bir isim duydunuz mu? ‘’ Hepimiz Naci’yiz’’ ya da ‘’Hepimiz Hanzala’yız’’ Diye yürüyen herhangi bir ülke lideri gördünüz ya da duydunuz mu?
Tabii ki duymadınız. Oysa Naci El Ali, de bir karikatüristti ve o da bir terör kurbanıydı. Charlie Hebdoculardan farkı Müslüman olmasıydı. Bir Filistinli olmasıydı ve yine onlardan farklı olarak mücadelesinin herhangi bir dine karşı olmayıp ülkesindeki Yahudi zulmüne karşı olmasıydı.
Naci El Ali en büyük düşmanlarına bile küfür ve hakaret etmiyor sadece ülkesinin uğradığı zulmü çiziyordu. Dergisinin adı Çığlık idi ama o dergideki Hanzala karakteri sebebiyle daha çok Hanzala olarak biliniyordu. ( Resim 3) Hanzala adını verdiği ve yüzünü hiç çizmediği bir çocuk karakter üzerinden veriyordu mesajlarını.Hanzala’yı, insanlığın Filistin’de yaşananlara sessiz kalmasından ötürü bir küskünlüğün ifadesi olarak sürekli sırtı dönük halde resmetmişti.
Naci El Ali 1961 yılında başlamıştı Hanzalayı çizmeye. Resim 4 ve Resim 5 teki gibi karikatürler çiziyordu. Tabii ki Filistin’de değil. Ünü ta Japonya’ya kadar ulaşmıştı lakin İsrail Ali El Naci’yi yok etmeliydi. Karikatürleri İsrail için çok çok tehlikeliydi(!) Neticede de öyle yaptılar. 22 Temmuz 1987 de Londra’da Mossad Ajanları tarafından sokak ortasında vuruldu. Otuz sekiz gün hastanede yaşam mücadelesi verdikten sonra 29 Ağustos 1987 de Hakkın rahmetine kavuştu. Arkasından ne ‘’ Hepimiz Naci’yiz’’ diyen oldu ne de ‘’Hepimiz Hanzalayız’’ diyen…Kırk dokuz yaşında bu dünyadan ayırdı onu İsrail’in Mossadı.
Basına, fikir özgürlüğüne sıkılmış bir kurşun vardı ama doğru düzgün haber bile olmadı gazetelerimizde…Bu gün Charile Hebdo’yu dağıtmak için can atan, buna pek cesareti olmadığı için o derginin bazı karikatürlerini yayınlayan bir gazetemiz Hanzalayı, Naci el Ali’nin öldürülmesini doğru düzgün bir haber bile yapmadı. Türkiye’de bir tek Allah’ın kulu ‘’ Hepimiz Naci’yiz ‘’ demedi. İşte bu gün bizim sözlerimizde, yazdıklarımızda bir kızgınlık ve öfke varsa bu iki yüzlülüğe duyduğumuz tiksintidendir.
Evet..Bu iki yüzlülüğe, bu insanın gözünün içine baka yapılan haksızlıklara ve hakaretleredir kızgınlığımız.
Hepimiz Charlie’yiz diyenlere, o dergiyi kendi gazetelerinin eki olarak bedava dağıtmayı düşünenlere ya da dağıtanlara tek bir sorum olacak: Resim 7 ve Resim 8 deki boş çerçeve içinde yazan ismi biliyorsunuz. Oraya sizin kendi isimlerinizi, anne, baba, eş ve kız-erkek çocuklarınızın isimlerini yazmış olsalardı yine ‘’ Hepimiz Charlie’yiz’’ Diyebilecek, bu kadar hoşgörülü(!), insancıl(!),sevgi barıştan yana (!) olabilecek miydiniz?
Bir kez daha sorayım: Siz hiç Naci El Ali ya da Hanzala olmuş muydunuz?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Not: Tepkimizin aslında basit bir mizaha olmadığını izah edebilmek adına koymak zorunda olduğum resimler için tüm okurlardan özür diliyorum. Rabbim affetsin.