Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL

YOKSA TANRI İSRAİL Mİ?

Yorum

YOKSA TANRI İSRAİL Mİ?

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1100

Okunma

Okuduğunuz yazı 15.7.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

YOKSA TANRI İSRAİL Mİ?

BU YAZI ŞİDDET ve KORKU İÇERİR!!!

(18)YAŞINDAN KÜÇÜKLERİN OKUMASI İÇİN UYGUN DEĞİLDİR.

( Bu yazıda ürün reklamı yapılmaktadır)

Tüm kutsal kitaplar temelde birbirine benzeyen öğretilere sahiptirler bu öğretilerin başında da insanın yaratılış hikâyesi gelir.

Kutsal öğretiye göre; yaratıcı canlı cansız tüm âlemi yarattıktan sonra insanı yaratmaya karar verir. Toprak ve su karışımı çamur balçıktan fiziki şekliyle insanı oluşturur. Sonrada yaratıcı kendi ruhundan üfleyerek insanı canlı bir varlık haline getirir. Öğretiye göre daha önce yarattığı canlılara en son yaratığı canlı olan insana secde etmesini söyler. Tüm canlılar bu emre itaat ederken ateşten yaratılan şeytan’’ ben ateşten yaratıldım o ise topraktan ben daha üstünüm onun içinde secde etmem ’’ der ve yaratıcıya kafa tutar.
Yaratıcıda şeytanı huzurundan kovar ancak şeytan cüretkar bir şekilde yaratıcıya yeni bir teklif sunar der ki!!

Bana öyle bir fırsat ver ki senin yarattığın insanı yoldan çıkarayım sana itaat ettirmeyeyim der. al takke ver külah sıkı bir pazarlık sonunda yaratıcı bu teklifi kabul eder.

Şeytan ilk iş olarak İnsanlığın atası kabul edilen Hz Âdem peygamber ve eşi Hz Havva’ya yaratıcının yasakladığı meyveyi yedirterek cennetten kovdurtur.

Cennetten kovulan Hz Âdem ve eşi Havva dünyaya gönderilir, yani sürgün edilirler. Böylece insanlık dünyadaki bu günkü nüfus sayısına Hz Âdem ve Hz Hava’nın çiftleşmesi sonucunda ulaşılmış olur.

Bu iki porotatif çalışmanın milyonlarca yıllık bir süreç sonrasındaki ürünü olan ben ve okul yıllarından bu yana arkadaşım olan Mustafa ile dinler tarihiyle ilgili keyifli sohbetler yapardık.

İslam dinin sevgili peygamberinin şerefli ismini taşısa da Mustafa Atayist birisiydi dinlerin ve tanrı olgusunun insanların uydurması olduğunu idea eder ve öylede inanırdı.

Mustafa’nın söylemine göre; İsrail oğullarından olan Yahudi kavmi firavunun kendini tanrı ilan etmesinin ardından ‘tanrı’ kavramını öğrenmiş ve bu öğreti üzerinden hareketle de Yahudiler kendi tanrılarını oluşturup kavimlerini bir arada tutmak için kendilerine özgü bir din geliştirmişlerdir.

İsrail oğullarının önde gelenleri işe önce kavimleri yani kendi insanlarını inandırmakla başlamışlardır fakat bir farkla tanrı olgusunu firavun gibi somut kavram olan insan üzerinden değil de soyut kavramlar üzerinden oluşturmuşlardı. Çünkü insan ölümlü bir varlıktı. Fakat mutlaka tanrı ölümsüz olmalıydı ancak bir sorun vardı soyut bir kavram olan tanrının somut bir kavrama dönüştürmek gerekiyordu. Bunun içinde profosyenel bir yalancıya ihtiyaç vardı. . Öyle ki doğaüstü güçleri olduğuna insanları inandıra bilecek birisi gerekiyordu. İşte bu özelliklere sahip insana da peygamber denilecekti bu sayede hem peygamberlik kavramı ve makamı oluşturulmuş olacak Hem de sonradan uydurulmuş soyut tanrı kavramıyla insanlar arasındaki iletişim sağlanmış olacaktı. İsrail oğullarından Hz. Musa bu iş için görevlendirilecek ve böylelikle İsrail soyundan olan Musevi kavmini Yahudi dini etrafında toplamış olacaklardı.

Yahudi dinini diğer dinlerden ayıran en temel ve ilginç özelliği tanrının buyruklarının yazılı olduğu iddia edilen Tevrat’ın sadece İsrail oğullarına indirilmiş olasıdır.

İsrail soyundan gelmeyen hiç kimse ne kadar iman etmiş olursa olsun Yahudi olamazdı. Çünkü İsrail kavminin ileri gelenleri tarafından kurgulanmış planlı sapık inanışlarına göre İsrail kavminin dışındaki tüm insanlar Yahudi dinin mensubu olan Musevilere yani Yahudilere - hizmet için yaratılmıştı.-

Bu nedenle de İsrail kavminin dışında kalan insanlarında tabiri caizse oyalanabilecekleri kurallarını ve öğretilerini yine Yahudilerin belirlediği başka din ve o dine ait kutsal kitaplar organize edilip peygamberler tahsis edilmiştir.

Böylelikle İsrail oğullarından olmayan insanlar kurgulanmış farklı bir dine biat ettirilip üç bin yıldır Yahudilerin hizmetinde kullanılmıştır.

Mustafa’nın bu ideası hangi kaynaktan beslendiğini ve hangi belgeye dayandığını bilmiyorum.
Ancak şunu tahmin edebiliyorum. Mustafa’nın bu tezinin üç dayanağı vardı.

1.Yahudiliğin, Hıristiyanlığın ve Müslümanlığın Ortak özelliği; bu dinlerin orta doğu coğrafyasından doğması ve peygamberlerinin bir biriyle akraba olduğu aynı soydan gelmesidir.

2. Dünya siyasetini şekillendiren Siyonist rejimlerin; komünizmin, kapitalizmin, faşizm vs gibi yönetim şekillerinin kurucu babalarının Yahudi olmasıdır.

3.Dünyanın ekonomisi her alandaki tek gerçek güç Yahudilerin elinde olması. Öyle ki insanlığın en temel gıdası buğday tohumdan serinlemek için içtiğimiz koladan dondurmaya sonrada üşütüp hasta olduğumuzda kullandığımız ilaçlardan, elektronik eşya ve otomobile kadar vs çeşitli marka adıyla yüzlerce binlerce ürünün sahibi olan dünya üzerine yayılmış Yahudiler, Dünyanın efendisidir. Diğer tüm insanlık Yahudilerin hizmetkârıdır diyen Mustafa’nın bu iddiaları bana hep akıldışı ve saçma gelmiştir.

Ancak son birkaç yıldır ve özellikle son birkaç gündür Mustafa’nın tezinin yani saçma sapan iddialarının doğru olmasını o kadar çok istiyorum ki.

Böylelikle İslam dini için mücadele vermiş ve Müslümanlar için her türlü eziyete katlanmış güzeller güzeli ve şerefli peygamberimiz Hz. MUHAMMED (sav ) Efendimizin. yüzüne bakmanın utancını yaşamaktan kurtulmuş olurdum.

Mustafa’nın tezinin yani iddialarının doğru olmasını o kadar çok istiyorum ki ‘’ Müslümanları bir birine kardeş kıldık’’ diyen âlemlerin yaratıcısı olan mutlak kudret sabinden hayâ edip yüce kudretin gazabından korkmaktan kurtulmak istiyorum.

Çünkü!!

Benim kardeşim (Şii- Sünni )diye vahşice birbirlerini katlediyor ve bu duruma bir buçuk milyar Müslüman maalesef sessiz kalıyor.

Ve ne yazık ki!! Filistin de

Benim kardeşimin üzerine bombalar yağdırılıyor acımasızca katlediliyor, maalesef (beşerin) insanın zulmüne bir buçuk milyar Müslüman’ın sesi çıkmıyor. Olan biteni Adeta film izler gibi seyrediyor.

Yazık sadece çok yazık.

Ancak şunu iyi bilmek gerekir ki ( beşer ) olmayan insanın zulüm ve şiddetiyle mukayese edilmeyecek kadar azap edebilme kudretine sahip. ‘’mazluma’’ zulüm eden zalimden ve o zulme seyirci kalandan da mutlaka zamanı geldiğinde intikam alacak bir güç var ve

O güç bizleri sabırla izliyor…...

Bu yaşananlara kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalmayacaktır.



Serhat BİNGÖL 15.07.2014




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yoksa tanrı israil mi? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yoksa tanrı israil mi? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOKSA TANRI İSRAİL Mİ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
_Enes_
_Enes_, @-enes-
15.7.2014 23:52:56
Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.

İBRAHİM SURESİ 42
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
15.7.2014 22:15:51

Bir gün geriye dönüp baktığınızda, ardınızda sadece hatıralar kalmayacak.Sizin dolduramadığınız boş bir sayfa daha kalacak.İşte o sayfada İyi ile kotu sizi sonsuza kadar çekiştirip duracak.

Ve Belkide

Ruh bedeni terk ettiğinde...Ardına dönüp günah yığını bedenine.Ruhundan çok bedenini doyurmak için harcadığın yılların,sana birer ahmak gözüyle gülerken , ardından seni yolcu edenler, hala nedense bedeninden bir fayda beklemekte.En büyük ahmaklık sanırım beden ile ruh bir aradayken bunu anlayamamakta.





Biraz sonra kapı açıldığında içeri günahkar bir kadın girecek.Biz onun yüzünde cehennemi göreceğiz, siz ayaklarının altında cenneti göreceksiniz.Boyu uzun, gözleri siyah, alnının tam ortasında küçük bir gül olacak. Saçları uzun teni esmer olacak.Elinde bir tepsi, tepsinin üstünde bir elma ve bir bardak şarap duracak.Ayakta beklerken asla yüzüne bakmayacak.Ve sen gel dediğinde sana doğru bir adım atacak.

Hayret sen ise bu duruma ne bir anlam katacaksın ne de bu olaydan bir haber alacaksın.Günahkar bir kadına belkide bir anda tutulacaksın.Ve belkide sen, cennet ile cehennem sınırına bir ''kadında'' bu kadar yaklaşmış olacaksın.

Ve ardından

Ah günahlarım kimden kaçtınız,kime sığındınız...Ya Tanrılar sokağından geçtiniz yada o filozoflar sofrasına meze oldunuz...Bazen uçsuz bucaksız ,bazen daracık bir odamız,bazen kelepçeli kollarımız ve sonunda mahkum olan aklımız....Hani hür kalan yanımız...?


Anladım ki insanı insan yapan aklı değil, vicdanıdır. Aklını kullanan insanların dünyayı getirdiği noktayi görebiliyor musun? Her hainlik ve gaddarlığın sonunda ''şeytana uyduk'' der ve sıyrılmaya çalışır o hatalardan. Daha çok vicdan, daha çok vicdan diliyelim dostum.

Saygılar, sevgiler Değerli Dostum
**Havin_**
**Havin_** , @--havin---
15.7.2014 15:37:07
10 puan verdi








".. akıldışı ve saçma gelmiştir."



Fark ettiniz mi siz de, bâzı sözcükler söz konusu yüceler yücesi Mevlâ olunca ne de anlamsız duruyor. Akıldışı dediğimiz nedir ki, saçma olarak nitelediğimiz yâhut. Bunlar bile ancak insan eylemlerini işâret etmek içindir. Yaratan’ın varlığına dâir aykırı deliller sunulsun varsın, onlar mutlaka akıldışı olacaktır neticede insan eli.. Oysa asıl olanda yanılma payı olmayacaktır aslâ!




Merak etmeyi pek seven biri değilimdir ama bir şey var ki hep sorarım kendi kendime. Hani bunca zenginlik, bunca vâriyet, noksansız servetler ve elbet sâhip zannedilen gerek kraliyet mensupları gerek şu kendilerini kutsal olarak adledenler görmüyorlar mı herkesin günü geldiğinde ölüyor olduğunu? Hiç mi merâk etmiyorlar gidenlere ne olduğunu, ediyorlar da hâlâ aynı ise durum, bunun için bir yanıtları da olsa gerek ki böyle bir şey var da hakîkati gizliyorlar mı acaba.. Olamaz, böyle ne adâlet olur ne tanrı olur ne de başka bir şey anca İsrail hurafeleri.. Siyonistler için çok sordum hem de çünkü biliyorsunuz ki öylesi tarikat ehilleri ilmî esaslar ile savunuluyorlardı. Tabiî o hâlde ilim(?) deyip soruyoruz kendimize.. Bizler sâhip olduklarımızı koruyamadığımız için mi yaşadık bunları yoksa zenginliğin gerçekte İsrail mühürlü olmasından ve geri kalan insan payına bir şey düşmemesinden mi.. Hani evet İsrail büyük tehlike unsuru oluşturuyor İslam için şimdi ama İslam da kendine dönüp bakma zahmeti göstermeyecek mi hiç.




Bugün ülkemiz siyasetine sirâyet eden cemaât mevzûları, Türk’lüğün tanrının yaveri gibi görülmesi, ırkların birbirlerine düşman edilmesi ve başörtüsü gibi tartışma gereğinin duyulması dahî insanın insana verdiği yüz kızartan kıymeti alenen ortaya koyarken biz ülkemiz değerlerine değer katma çalışmalarının izini sürüyoruz sözde. Bu durumda israil’den ne kadar farklı olduğumuzu ciddi ciddi merak ediyorum. Gülünmez mi bu hâle. Yalnızca maddi menfaatlerin söz konusu olduğu bu günlerden hiç mi korkmaz insan .. İsrail harekatının hakka aykırı olduğuna dair günümüz tevratından üstün sözler var bildiğimiz , buna rağmen inandıkları her ne olursa olsun bu bizim nazarımızda hiçlik oluyor ama sahiplenme güdüleri inanılmaz derecede kuvvetli neden çünkü orada insanlar birbirlerinin haklarına aykırı davranmıyorlar ama İslâm ehli o kadarına mazhar olabilmiş değil henüz. Ülkemiz israil’den pek farklı değil sâdece zenginler in sayısı az hattâ sayılı. Ama kavga aynı kavga, haksızlık aynı haksızlık. Filistin’e eş düşen şehirlerimiz var kim inkâr edebilir.. Bunun da bir vebâli vardır değil mi. İslâm olan yâhut kendini islâm deyi bilen zannetmesin ki hesap yalnızca gayrimüslime sorulacak.. Bu adâlet inancı olmasa kim neye dayanabilirdi ki.. Varsın tanrı dedikleri şey İsrail olsun ne gam.. 73 fırka hadisini düşünüyorum sonra.. Biri hâriç İslâm’ın nidâsına yaraşan ikinci bir ses olmayacak sonunda..





Teşekkürler..






Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
15.7.2014 15:11:24
Doğru soru şudur, maddeleştiriyoruz ve soyutluyoruz; yoksa Müslümanlar emperyal kapitalizm ve Birtengri'yi birbirine çok feci bir şekilde karıştırır mı edildiler !?

Uzun süredir Hristo-Juadizm'in birbiriyle olan savaşını görmüyoruz. Kur'an'ın "küfr tek millettir" sözüne teyit sayıyoruz.

Bizi böyle kafa karışıklığına sokanlar mı peki ? Mühre kuşlarıdır.. öz ve görüntü uymazlarıdır.

Her türlü sapmaya rağmen "hacı yatmaz bir fışfış" rolü oynayan kriptolardır, tam bilimlik vasatı bir iştir...

Bilim mi ? Müslüman adına, çok oldu unutalı !...

Ortaçağ Batı'ya karanlık, Doğu'ya renesans-reform aydınlıktır. Yeni ortaçağ değil ama ?!

Son söz : Sen eşşek olursan "semer", döşek olursa "düzer" bulmakta sorun olmayacaktır !

Semer ve düzer arayan müslüman mı? Güldürmeyin beni, düşmüş oryantik despotiğinden bir Donkişot peşine, yanında da bir sürü Şansa Pansa'dan kılavuz, burun pisliğin içinde..

Öyle...


Göktürkmen tarafından 7/15/2014 3:16:11 PM zamanında düzenlenmiştir.

Göktürkmen tarafından 7/16/2014 10:15:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL