Hiç bir devlet kendini ucuza teslim etmez. Bir devleti kanla kuranlar, kansız asla teslim etmezler.

Bakmayın siz olaylara, olaylara bilerek göz yumuluyor. Herkes fişleniyor. Tek tek tespit ediliyor. Ve 71 muhtırası gibi, 12 eylül gibi bir gün tırpanı vuracaklar. Bu tür hareketler siyaset sosyolojinin bir açılımıdır. Siyaset sosyolojisi, devlete şöyle der; düşmanını ortaya çıkar. Bunun için izin ver. Düşmanların cesaretlensin. Devleti ele geçiriyoruz zannetsin. Bütün kozlarını oynasınlar. Gizli açık ne varsa ortaya koysunlar. Bir gün düdüğü çal. Düdüğü ister sivil ister asker çalsın, fark etmez.

Şimdi iktidarı, muhalefeti... Zengin fakiri... Irkçısı milliyetçisi... Dincisi, sağcısı, solcusu... Olaylardan çıkar devşirmenin peşindeler.

Sen Müslüman; dikkat et... Bu oyunlara gelme.. İşine bak...İnsanlara Allah’ın gerçeklerin açıklamaya çalış. Ülkenin gerçeklerini açıklamaya çalış. Ortada dönen dolapları anlatmaya çalış.

Duygulanıp milliyetçi olma. Duygulanıp kavgası olma.. Duygulanıp ortadaki oyunda taraf olma..

Senin tarafın Allah’tır. Senin tarafın Allah’ın ayetleridir. Senin tarafın Allah’ın ayetlerinin gösterdiği İslam’dır

Bil ki, ülke üzerinde çıkar sağlamak isteyen batılılar. Ülke üzerinde çıkar sağlamak isteyen, politikacılar, sermayedarlar, etnik, dini , ideolojik aksiyonlar. Hepsi ülkenin çıkarını, insanların çıkarını değil. Sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Sadece kendilerine çıkar sağlayacak konumlara taraf oluyorlar.

Sen Müslüman çıkarcı olamazsın. Sen haktan, adaletten yanasın. Allah’ın adaletini, gerçeklerini yeryüzüne hakim kılacak olansın. Onun için ucuz işlerin peşinde olma. Çıkarlarının peşinde olma. Ne dini, ne ırki, ne mezhebi, ne cemaati, ne tarikat-i, ne siyasi, ne de ekonomik çıkarlar peşinde koşamazsın.

İslam; yeryüzünde barışı, esenliği, huzuru korumadır. Sen insanları çıkarlardan uzak İslam’a, yani huzura, barışa, esenliğe çağıran olmalısın.

Sen ucuz hayallerin değil, Allah’ın gerçeklerinin peşinde olmalısın.