2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
546
Okunma
Az önce Hopa Öğretmenevindeydim.
Hopa’yı seviyorum. Batum’a tercih ettim: Batum’a gitmedim.
Güzel buluyorum ve burayı dinlenmek için yeğ tutuyorum.
Hopa Öğretmenevinde KOÇİ BEY’in RİSALESİNİ okudum. Endazeli kitapları öğretmenevlerinde bulmak işten değildir.
Orhan Pamuk’un usulüdür: sağ da, sol da ilginç yitikler kapmak.
Duvarlara "Şafak" imzalı güzel resimler asılmıştı.
"ŞAFAK" imzasının kime ait olduğunu sordum.
Görevli onun resim öğretmeni olduğunu söyledi.
Tayin olmuş ve gitmiş. Bazı geometrik soyut eserleri anlayamadıklarını söyledi ilaveten görevli.
Bense yukarıda 5 lira verdiğim oturma kısmında Koçi Bey Risalesi’nden sonra gazeteleri okudum.
Ben fakat dünden beri HENRY KİSSENGER’ın Newton Mekaniği söylemini kafamda tartıp duruyordum.
Edward Said’in ŞARKİYAT kitabını bayram tatili boyunca okumuştum. İnsan okuyunca yalnızlaşıyor.
Gazete de bir haber Kissenger’in söylemiyle benim birşeyler kurmamı kolaylaştırıyordu.
Yunanistan’da göçebe kampına denetçiler gitmiş ve denetim yapmışlar.
Esmer iki ana- babadan sapsarı 6 yaşında bir kız çocuğunun doğmayacağını şüphe ederek araştırmış ve kız çocuğun göçmenlerce çalındığını tesbit etmişler.
Haber benim Newton Mekaniğini yazacağım etki- tepki diyalektiğine iyi örnek olacağını düşündürttü.
Kissenger ne demişti: "Bazı insanlar Newton Mekaniğini bilmediklerinden: Dünya tasavvurları etki- tepki diyalektiklerine uymaz. Bu ise geri kalmışlar ve ileri gitmişler ayrımını belirtir."
Ben Kissenger’in insanları soktuğu sınıfa dahil miydim?
Senelerdir kendimi öyle olmamak için yetiştirmiştim.
Kendi kendime bir miyar geliştirdim: Eğer Newton Mekaniğini anlayıp açıklarsam.
O sınıftan olmayacaktım.
Evvela Newton mekaniğini üç maddesiyle bir izah etmeğe çalışayım.
1- Bir cisim varsa vardır yoksa; o cisim yoktur.
2- Bir cisme etki edecek kuvvet karşılığı, kütle ivme çarpımıyla verir ama etki kuvvetine denk bir tepki olur bu.
3- Etki varsa tepki mutlaka olacaktır.
Göçmenlerin kampına varmış denetçiler demek ki Newton Mekaniği dünya görüşüyle düşünüyorlar.
Onları örneğime almam iyi misal oldu.
Zira bugün öğretmenevinde gazeteyi okumam talih eseriydi. Benim sanat anlatı tarzım ekpresivizmle kuşanmıştır. Öyle bir inanca sahibim ne bileyim?
Eğer’çi denetçiler Newtonizmin mantığına haiz olmasalardı. Esmer ana- baba ETKİsiyle sarışın kız çocuğu TEPKİ’sini hiçe sayacaklardı.
Eğer’çi etki varsa tepki olacaktır: ana- babadan etkiye binaen kızçocuğu doğacaktır. Buraya değin şeyler makul...
Esmer ana- babadan sapsarışın kız çocuğu tepkimesi; bu burada işi topallatıyor.
Denetçiler Newton Mekaniğiyle örülmüş dünya görüşüne bürünmemiş olsalardı, şüphe etmeyecek ve seneler evvel çalınmış kız çocuğunun yazgısına katkı sağlayamayacaklardı. Sorguda sıkıştırılan göçmenler, İskandanivya ülkelerin birinde ailesinden yavrucağızı ayırmışlarmış.
Bir misal daha vermek isterim.
Top’a şut çekeriz. Havayla doldurulmuş top ayağımızı vurmamızla havaya uçar. Yok eğer top kurşunla doluysa ayağımızı kırar ve santim havalanmaz.
Birinci hal’de etkiyen kuvvet ayağımız yani top nesnesinden hafifse top havalanır.
İkinci diğerindeyse; top havalanmayacağı gibi ayağımızı fena acıtacaktır.
Bu bilme- bilişlerle düşünen, hareket eden insanlar ayaklarına zarar vermeyecektir.
Ayakları kırılmayacaktır. Hayatta zevkli insanlar diye anılacaklardır.
Bu insanlar bilsinler veya bilmesinler: Newton Mekaniği ile düşünüyorlardır diyeceğiz.
Basit, basit olduğu denli yalın dünya görüşü Newton Mekaniği önemsenmeyecek gibi değil.
Atlayanlar; Newtonizm’i atlayanlar... mesala denetçiler göçmen kampına denet üzere gitmeselerdi. Bir an için düşünelim! Bu vahim hadiseyi atlayarak vahim hataya yol açmazlar mıydı?
Henry Kissenger az- boz bir adamdır söylemi yapmayacağım. Söyledikleri çok vehametli söylemdir fakat.
O dünya düzeni yani şimdiki geçerlikteki oyunteorisinin kuranlardan birisidir ( GAMEMAKER).
Bir oyun o oyunu kuranların kurduğu şekli bilmeden oynanmaz değil mi?
Atatürk Batı’yı seneler önceden okuduğu için Atatürktür. Ve bu oyuna bizi hazırladığı için Atatürktür.
Bilmem?..
Ne dersiniz?
Sizce ben hangi sınıfa dahil oldum?
yalçıner yılmaz
Hopa
20-10-2013