- 840 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
SÖZÜM ANLAYANA....OLSUN!
Jet hızı ile gelip şairim ve yorumcuyum diyenler tarafından benim fikirlerim çok kabul görülmese de.
Ama ben yinede sinirlerini hoplata hoplata, şiir yazma ve yorumlamayı hileler ile süsleyip önümüze getirmemelerini önerirken. Öte yandan şiiri umut verici yüreklere bırakmadan yanayım.
Her geçen gün daha da daralan üretme ürkenlik ve bozulan Türkçenin zararına çalıştıklarını da bilsinler.
Efendim; size ne! bu benim hobimdir, zaman eritmedir, yalanından çıkılsın artık.
Genelde şair dost ortamlarımda benim bu isyanıma çoğu kişi şahit olmuştur.
Karşısın da olanlar ise nefsini dizelere emanet eden düşünce mağdur birkaç insan olmaktan çıkamadılar.
Ve kimsenin şah mat olmak istemediği acı bir kayıp oda basit kazanım haline getirilen şairlik.
İlk akıllarına gelen cümle kesinlikle biliyorum ki şu dur.
Arkadaş sen ne hakla pişmiş aşa su katıyorsun. Şiirde koca bir kazan var. İçinde boş veya dolu duygular. Bunun fokur fokur kaynaması gerekiyor.
Biz bu aşın altına odun atmaktan ben ve diğerleri keyif alıyoruz bunun ustası çırağı yok denilisede.
Hangi kültürde cevrede gelinse de şiirde sahiplenme şart..
Hatta yeri gelmişken kendisini çok sever sayarım. Edebiyatın içinde ruhu okşayan. kimi zaman beni düşündüren yazılarını okurum. Onu okudunuz okumak yetmiyor. Senin yazdıklarını da güzel takip eden biri o…
Herkesin tam tersi bana karşı sıfırlı Sami biberoğulları hocam olsa da. Dostluk hanemde çok güzel bir insan olarak yer edinmiştir.
Yakın bir tarihte Kadıköy’de bir gönül dostumun imza günü vardı.
Oy! Kıymam çok hasta idi ve grip olmasına rağmen bana söz verdiği için o gün imza gününe gelmişti.
Sami hocam ile Kadıköy’de yaptığım güzel görüşmemizde, Şiire ve şairliğe olan bu genel düşüncelerimi onda söylemiştim. O kadar güzel bir yürek ki, çoğu yerde bana hak vererek ve gülüm seyrekte dinledi beni.
Aynen şöyle özetledim, fikirleri mi? Sami hocama da.
Günümüzde sanatın tanıtımda olsun geniş yer alan teknolojinin sayesinde bir adım öne geçtik sayılıyor.
Maalesef ki şiir yazmak emekliye kelebekliye kaldı.
Ah! Hele o şiirleri yorumlamak o kadar acı ki, takma dişli eko seslinin kurbanı ne yazı ki…
Sami hocamda;” ya! Zaralı bende emekli olduktan sonra boş olan zamanım şiire ve sanata ayırdım.
Neden böyle eleştiri topu oldun sen” dedi bana.
Asılda eleştiri topu olmama ön ayak olan bildiğim arkasında olduğum bu gerçeklerdi.
Evet, eskide şairlik çok şeye bağlanırdı. Okumuştur mektep medrese işidir, ancak demekle beraber.
abo! Birini sevmiştir denilir miydi?
Dilimizde dökülen kocaman bir evet olur hepimizden öyle değimli?.
Her ne kadar şairlerin yaşamların da süre gelen açlık sefaletlerini tarih bir bir dile getirse de. Şair her kademde özel kişiydi. Ve kişilerdir.
O tarihlerde, duygunun yeğene okuyucusu olduğundan fazla idi. şimdi ise şair çok tam tersi ise okuyucu yok.
Ha bunun nedeni ise herkes kendi şiirini okumakla meşgul…
Şiir yorumlayamaya gelince yahu bu kadarına da pes.
Görünüş kadın sesi ağabeylerin yorumlarını dinledik
O yetmedi takma dişlerinin takırdamasına aldırmadan ben bu işte de varım diyen âdemoğlu ve hava kızlarını da dinledik ve dinliyoruz.
Biri çıkıp Allah aşkına: yahu! Bırakın o kadar güzel şiir yorumlayan dostlarımıza haksızlık etmeyin demedi.
Ben isim vereceğim hiç kimseden çekindiğim yok. Olsa zaten bu yazıyı yazmazdım
gönül dostum nimet hanım.Hasan dağ, Gam seli, Sevinç inal, Funda sağlam. şimo, daha çokları var. Ve bir Çoğunundan isimlerini hatırlayamadığım için onlardan özür diliyorum…
Sizler evet, bizler diyeceğim. Burada birilerine bilerek haksızlık yaptığımı sakın! düşünmeyin.
Çünkü duygularımızda yılların verdiği bir emek alın teri yani, İkincisi özünden kaynaklanan ozanlık geleneğinin seyir bütünlüğünü de olduğunu da unutmamak gerek.
Üretmenin yeğene niteliklerde sürdürme biçim var bunu artık bozmayalım…
YORUMLAR
Ben sözünüzü anladım,bana benzer insanlardan bahsediyorsunuz.haksız mısını hayır.
Ama birde olaya bizim tarafımızdan bakın bazı insanlar şiir yazar bazı insanlar eser meydana getirir.
Ben bu ve buna benzer sitelerde çok iyi şair'ler yazar'lar gördüm zamanlarını buraya şiir ya da yazı eklemek için harcadılar.sonra ne mi oldu hiç .
Oysa derdim bir şiir kitabı çıkarmak olsa bütün ederi 3 yada 5 bin lira maddi gücü olan lay lay lom kitabını çıkarır.önemli olan edebiyat camiası bınu kabullenir mi hayır..heyer edebiyat camiası gerekli reklam desteğini vermez ise evinizde kışlık odununuz olur.o halde konunun özü gerçek anlamda şair ve yazarlar eserlerini sanal ortamda değil gerçek edebiyat camiasında sergilemeleri gerekir bunlarda bildiğiniz üzere kabul görmüş edebiyat dergileri ve eserlerinizi sizin ödemenizle değilde kendi bütçeleriyle kitap yapmak isteyen yayınevleri aracılığıyla olur..
Bunun dışında sanal ortamda kimimiz yetenekli kimimiz yeteneksiz de olsak hepimiz şu anda sadece bir isimiz.ve tekrar ediyorum siz yerden göğe kadar haklısınız içinde bende olsam dahi yinede siz haklısınız ..
Ben bunları neden yazdım ..baktım ki sayfama gelmişiniz kimdir yorumları nasıl kopyala yapıştır yorumcusu mudur diye merak ettim yoksa benim açımdan sırf şiir okumayı seven biri olarak değerli bir şair misiniz.ve gördüm ki yüreğiniz çok sağlam ve inanıyorum ki doğruları yazan ve yorumluyan birisiniz.ben haddimi aştım diye düşünüp son demek istiyorum..saygılarım sizinle
O listeye birkaç eklenti yapsam kızmazsınız her halde...
Örneğin Funda Mavi (Şirin kelebek), Sevdalinko...
Çok anlamlı bir yazı.
Görüşlerinize katılıyorum.
superbaba tarafından 4/15/2014 10:36:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şadiye gürbüz(zaralıcan
Öncelikle hep bildiğim yürekliliğini bir kez daha konuşturduğun için sana olan sevgim bir kat daha arttı can.
Çünkü: ben bu yazdıklarının yıllarca kavgasını verdim ama maalesef realite meselesi yüzünden bir adım öteye gidemediğim gibi, hep yanlış anlaşıldım hep birilerinin tekerine çomak sokmakla suçlandım. Umurumdamıydı, aslaaaa. Oldu mu yine aslaaa. İmama bildiğinden başka şey okutulamıyor maalesef can...
Yaşamdan tutta, aldığımız nefese kadar her şeyin bir estetiği ve olması gerekenleri var.
Bunu insanlar kabullenmedikçe hele de ** BEN YAPTIM OLDU.** **BENİM NE EKSİĞİM VAR?** deyip bu düşünceler içinde saplı kalarak, kendini geliştirmek yerine olduğu yerde saymayı tercih edenler oldukça, bunlar yaşanmaya devam edecektir.
insanlar önce kendini keşfedip, neyin kendine yakışan ve neyi kendini geliştirerek yapabileceğini öğrenmedikçe de bir yere varılmaz.
Tebrik ve her dem sevgimle.