20
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3389
Okunma


RÜYA MI KABUS MU ADINI SEN KOY
Sizler de alıştınız arık ben ’’Sabahın köründe kapım çalındı ’’ deyince kimin geldiğine..Evet yine oydu tabii ki. Benim yaşlı ve titrek komşum Nurhayat Abla.
Uykumun ve rüyamın en tatlı yerinde yine kapıyı tıklattı. Oysa bilgisayar aldığından beri artık faceden görüşüyorduk yani artık kapımı eskisi kadar sık tıklatmıyordu. Şimdi bir taraftan kumru gibi ’’ hu huuuu’’ Diye ünlerken öte taraftan da güm güm kapı çaldığına göre mutlaka acil bir durum vardı. Heyecen ve telaşla elim ayağım birbirine dolaşmış vaziyette kapıyı açtım.
Nurhayat Ablam oldukça telaşlı görünüyordu.
-Sabah-ı şerifleriniz hayrolsun Nurhayat abla. Hayırdır böyle sabah sabah.
-Valla hayır mı şer mi bilemem. Rüyamda seni gördüm.
-Rüyanda beni gördün ve bunun hayır mı şer mi olduğuna karar veremedin ha? Aşkolsun Nurhayat Abla.
-Ablalar götürsün seni e mi? Beni böyle ayakta mı dikeceksin? Karşımda yalı kazığı gibi dikilme de içeri geçeyim, anlatayım sana rüyamı.
’’Yahu abla hiç de rüya dinlecek modda değilim ’’ denmez Nurhayat Ablaya, deseniz de farketmez. Ben daha ’’ Abla bir elimi yüzümü yıkayayım, kahvaltımı yapayım kendime geleyim ondan sonra anlatırsın ’’ demeden içeriye daldı bile.
Eyvah ki eyvah. Hatunun rüyaları öyle beş dakikalık klasik rüyalardan da değildir hani. Daha önce bir kaç defa anlatmıştı rüyalarını bana. Rüya değil mübarekler bildiğin Renkli-Türkçe - Sinemaskop Hint filmi..Bir başladı mı kat’iyyen bitmez. Neyse... Başladı anlatmaya.
-Sami Rüyamda gördüm ki sen bize gelecekmişsin.
-Eee..Ne var bunda ben size hep geliyorum zaten.
-Ama bu sefer farklıymış rüyama göre. Yanında bir de erkek arkadaşın var. O da bizim ... Beymiş ( ... Bey de bizim ortak arkadaşlardan biri ) Ben sizin geleceğinizi öğrenince her şeyi dört dörtlük olan bir karşılama hazırlıyorum.
-Allah razı olsun Nurhayat abla. Sen zaten her zaman dört dörtlük bir kadınsındır.
-Ay çok teşekkür ederim ama salona bir giriyorum ki ’’Aman Allah’ım’’ her taraf darmadağın. Kalorifer peteklerinin üzeri çamaşır dolu. Hemen çamaşırları toplayıp arka odaya atmak istiyorum.
-Ablacığım demek ki sizin evde ortalığı toplama işi böyle hallediliyor. Ne kadar dağınıklık varsa tık arka odaya. Allah bilir senin koltuklarının, kanepelerinin arkası da böyle çamaşır doludur.
-Haltetmişsin sen onu. Böyle acil durumlarda mecburen ama normal zamanlarda ne kadar düznli olduğumu bilirsin sen. Herkes senin gibi pasdaklı mı? Neyse...Çamaşırları toplayıp koridora çıkıyorum ki ne göreyim: Karşımda beyaz tüylü iri bir hamile kedi.
-Hımmmm...İlginç. Bu kısmın tabiri kolay. Büyük Rüya Tabirleri Ansiklopedisi 4. Cilt sahife 125 de Rüyada kedi görmek elektrik kesintisine delalet eder’’ Diyor ablacığım. Demek ki bu gece elektrikler kesilecek.
-Ay saçmalama. Ne alaka şimdi.
-Valla ablacığım büyüklerimiz öyle diyor. Bu benim yorumum değil. Sanırım şu kedi olayı senin bilinç altına kadar sirayet etti. Ben sana o kadar demiştim bu yaşta siyasete o kadar kafayı takma diye..Bak rüyalarını bile etkilemeye başlamış.
-Ya dur bi...Dur da devamını anlatayım. Neyse...Kediyi dışarı çıkarmak için balkon kapısını açtım.
-Balkon kapısını niye açıyorsun ki. Bir trafo bulsaydın bak nasıl koşa koşa giderdi..
-Samiiiii....Ayol ben nereden bulayım evin ortasında trafoyu? Neyse...Kedi dışarı çıktı. Ben de salona döndüm. Bir de ne göreyim: Salonda dört kişi var: Bunlardan biri babam, ama babam genç. Biri sen, biri ... Bey, bir de iki yaşlarında bir çocuk var.
-Öyle birden pat diye mi odanın ortasında beliyoruz?
-Yok..Önce kapı çalınıyor. Ben elimdeki çamaşırları arka odaya atarken siz geliyorsunuz. Kapıyı size babam açıyor herhalde.
-Yahu ben de az manyak değilmişim hani. Kendim geldiğim yetmiyor gibi bir de ... Beyi takmışım kuyruğuma. O da yetmemiş ayrıca bir de çocuk takmışım. Çocuk kimmiş peki?
-Sizin çocuğunuzmuş ama hanginizin bilemedim. İkiniz de ona ’’Oğlum ’’ Diyordunuz.
-Allah Allah ilginç. Eeee daha sonra?
-Senin üzerinde kırmızı bir pantolon, siyah bir kazak vardı?
-Pantolonun kırmızı, kazağın siyah olduğundan emin misin? Kırmızı pantolon erkeği bozar da hani.
-Aaaa..Yok yok...Pantolon siyah, kazak kırmızıydı. Ayrıca saçların, bıyığın simsiyah ve göbeğin filan da yoktu.
-Çok teşekkürler beni gençleştirdiğin için. Ayaklarımda çorap var mıydı peki?
-Yoktu sanırım ama berak etme ben senin ayaklarına da başına da çorap örerim nasılsa. Mendebur şey..Dalga geçiyor aklı sıra.
-Neyse. Sonra?
-Oturuyoruz önce. O çocuk bizi çok güldürüyor. Ben de ona oyuncak filan bulmak için arka odaya geçiyorum. Odaya girince ne görsem iyi? Benim sandık içinde sakladığım bir balya pamuk odanın ortasına dağılmış vaziyette.
-Dur bir dakika durrr. Senin bir balya pamuğun var ve bunu sandıkta mı saklıyorsun? Abla kusura bakma ama sen manyak mısın? Sandığın içinde bir balya pamuğun ne işi var?
-Yahu rüya işte...Kızıyorum ’’ Bu pamuğu kim odanın ortasına yaydı?’’ Diye. Rahmetli annem ’’ Sandıkta yastık kılıfı aramıştım kızım’’ Diyor ama annemin sesini duyuyorum kendisini göremiyorum.
-Ah ablam benim. Anneni çok özlüyorsun değil mi?
Nurhayat Ablamın gözlerinden iki damla yaş yanaklarına doğru iniyor. Sonra içini çekerek devam ediyor rüyasına:
-Oradan mutfağa geçiyorum.
-Eee hani çocuğa oyuncak bulacaktın?
-Oooooo...Odayı o halde görünce çocuğu mocuğu çoktan unuttum ki ben.
-Abla bu arada sormayı unuttum. Sen o peteklerin üzerindeki çamaşırları ne yaptın? Çünkü tam onları kaldıracakken kapınız çalınmıştı değil mi?
-Onları mı? Onları da arka odaya attıydım ya.
-Hımmm anladım. Demek ki sizin arka oda bu amaçla kullanılıyor. Etraf dağınık ise ne varsa arka odaya tıkıp vaziyeti kurtarıyorsun.
-Hıhhh..Kurban ol sen bana. Sen asıl kendine bak. Kirli çorapların hâla yemek masasının üzerinde. Halının altına süpürdüğün çöplerden de neredeyse tavana yapışacak halın.
-Neyse o konulara girmeyelim. Rüya bu kadar mı?
-Yok...Ben mutfağa girdiğimde bakıyorum kızkardeşim çay dolduruyor.
-Dürdane Abla? O da mı evde? O ne zaman gelmiş? Abdulvahhap Enişte yok mu yanında?
-Abdulvahhap yok. Dürdane yanlız gelmiş. Dürdane çay doldururken ben de servis sehpası arıyorum. Salonda bizim İzmir şehrimizin Symirna olduğu dönemlerden kalma bir sehpa var onu almaya gidiyorum. Odaya girmesine giriyorum ama ne görsem iyi?
-Ne gördün?
-Salonun ortasındaki koskocaman çift kişilik karyolada...
-Bir dakika abla...Salonun ortasında çift kişilik karyolanın ne işi var yahu?
-Ay ne bileyim ben. O karyola oraya ne zaman geldi kim getirdi bilmiyorum. Zaten önemli olan o değil. İşte o karyolada sen ve ... Bey birlikte girmişsiniz yorganın altına yatıyorsunuz.
-Dur durrr, durrrrr..Hoooopppp.. Ben ve ... Bey aynı yataktayız öyle mi?
-Evet aynen öyle.
-Hem de senin babanın ve iki yaşındaki bir çocuğun gözleri önünde?
-Evet ama bunda şaşıracak ne var anlamadım ki?
-Yahu daha ne olsun...Sen rüyayı resmen sapık bir ilişkiye bağladın. Abla gurbanın olam söyle. Aramızda duygusal bir bağ yok değil mi ... Beyle?
-Yahu ne duygusalı ne bağı? Kafayı mı yedin sen? Ben soruyorum zaten ’’ Hayırdır niçin birlikte yatağa girdiniz ’’ Diye. ... Bey ’’ Sami Hoca çok hasta, üşüyor ben de ısınsın diye onu yatağa soktum yanına yattım ’’ Diyor.
-Oh Ya Rabbi şükür. Demek ki ondanmış. Aklım çıktı yahu. Hele bir de işin içinde ikimizin de ’’ Oğlum ’’ Dediğimiz bir çocuk olunca ortada.
-Haaa..Çocuk mu? O senin torununmuş zaten. Ondan sonra hep birlikte oturup çay içip kurabiye filan yiyerek sohbet ediyoruz. Şimdi sen bana bu rüyayı tabir et bakalım.
Yahu hatun resmen gözlerimin içine bakıyor ’’Rüyamı tabir et ’’ Diye. Böyle bir rüyayı nasıl tabir edersin ki. Tamamen şaibelerle dolu bir rüya.
’’Abla ne rüyası bu resmen kabus bu. Büyük Rüya Tabirleri Ansiklopedisinin 1. Cildinin hemen başlarında açıklanan şeytani rüyalardan yani. Rahmani bir tarafı yok. O bakımdan da tabir edilemez.’’ Diyerekten yolladım Nurhayat Abla’yı ama ondan sonra uyuyabilirsen uyu artık.
Yok hani çok çok severim Nurhayat Abla’mı ama bir daha böyle bir rüya görür de bana anlatmaya kalkarsa çaresiz bu evden taşınmak zorunda kalacağım.