17
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2019
Okunma
Bu yazı büyük bir ihtimalle yayından kaldırılır ama çok da umrumda değil.
-----------------------------------------------------------------------------------
11 Mart 2014 Tarihinde tüm sosyal paylaşım sitelerinde ortak konu o gün hayata gözlerini yuman Berkin Elvan’dı.
Aşağı yukarı herkes onunla ilgili bir paylaşımda bulunmuş, kimileri o çocuğu adeta ’ Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi/ Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi- Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor/ Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor’ Mertebesine yükseltirken kimileri de ’ Dünyadan bir şerefsiz eksildi ’ Diye yazıyorlardı.
Pek çok resmi vardı Berkin Elvan’ın...Kimileri ikokul yıllarıyla ilgili resimlerini, kimileri üzerindeki spor kıyafetlerle olan resimlerini paylaşırken kimileri de elinde sapan, yüzünde maske ve elleriyle zafer işareti yaparken çekilmiş resimlerini yayınlamışlardı.( Ben de Berkin Elvan’la ilgili bir mesaj vermek için işte bu resmi kullanmıştım.)
Yazdığım mesaj da aynen şöyleydi: ’ Bu gün söylenecek çok şey var aslında ama anlayacak kafayı göremiyorum...Her kimin bu çocuğun ölümünde zerre kadar sorumluluğu varsa Allah bin türlü belasını versin’
İşte bu mesajıma ve kullandığım resme bir sürü yorum geldi. Yorumculardan bir arkadaş ısrarla o resmin insancıl bir resim olmadığını, böyle bir günde hiç olmazsa o çocuğun anne-babasının acısına saygının ve de vicdan sahibi bir insan olmanın gereği ve göstergesi olmak üzere resmi kaldırmamı istedi. Özel mesajlarda da o resme tepki gösterenler hatta ’ Sen ne anlarsın bir evladın acısından’ Diyebilecek kadar işi ileriye götürenler oldu.
Yirmi iki yaşında kas hastası bir evladı olan ve her gün ’Acaba ne zaman ölecek ’ Diye yirmi iki senedir bir evladın ölümünü bekleyen bir baba olarak ben ikiyüz altmış dokuz gün komada yaşam mücadelesi veren, kırk beş kilo olarak girdiği hastaneden on altı kilo ve ölü olarak çıkan bir çocuğu, onun anne va babasının çektiği azabı, üzüntüyü anlamıyorum ama dünkü çocuk diyebileceğim bir kaç yeniyetme maaşalah bu acıları pek bir güzel anlıyor(!)
Sildim yazıyı da resmi de. Zaten o yazıda da belirtmiştim ’ Söylenecek söz çok ama anlayacak kafa göremiyorum’ Diye.
İki gün içerisinde konu artık ekmek almaya giderken mi öldü, eyleme giderken mi öldü meselesine, Rabia için ağlayacağına Berkin için ağla meselesine, yanarak ölen Serap için tek damla göz yaşı dökmediniz ama Berkin için dünyayı ayağa kaldırdınız meselesine dönüştü.
Taş atan çocukları vatan haini ilan edip ’ O ..çocukları, hepsinin kafasını ezeceksin bunların, yılanın başını küçükken ezmeli ’ Diyenlerle taş atan Berkin için ’ Ekmek almaya gitmişti, güneşi getirdi...Çocuk işte’ Diyenler aynı kişilerdi oysa.
Susmak belki de en doğrusu olacaktı. Eğer ki insancıl mesajlar varenlerin (!) sayfalarında Berkin Elvan’ın annnesinin -oğlunun arkasından döktüğü göz yaşlarının- resimleri yayınlanmasaydı. Berkin’in cenazesinin resimleri, onun ölümünü protesto etmek için yapılan gösterilerin resimleri, O gösterilerde öldürülen gencecik bir çocuk olan Burak’ın resimleri birer insancıllık abidesi (!) olarak karşıma çıkmasaydı.
Yukarıdaki resim en insancıl (!) mesaj olarak verilmeseydi. ( Filmlerde bile kan görüntüleri gölgelenirken bu resim böylece yayınlanıyor insancılların sayfalarında.)
Susacaktım eğer Tunceli’de şehit düşen polis memurunun arkasından
’Kendi attığı gazdan zehirlenene şehit denmez kendi kazdığı kuyuya düşen katil denir.’
diye insancıl (!) bir mesaj verilmeseydi.
Ve hepisinden çok daha önemlisi: Susacaktım eğer
’HINCINI KAVGAYA,KURŞUNU NAMLUYA SÜR GERİLLA.’
diye çok çok insalcıl (!) bir mesaj verilmeseydi.
Susacaktım ama susamadım yine çünkü Mehmet Emin Yurdakul’un da dediği gibi:
Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;