Günümüzde kadın erkek ilişkilerinde doğalık o kadar ileri boyuta ulaşmıştır ki, işin biraz suyu çıkmış ve artık saygı sınırları aşılmış bir noktaya gelmiştir. hal böyle olunca da kadın erkek arkadaşlığında sohbet konuları ve sohbetin niteliği çok farklı bir şekil almıştır bu durumu tanık olduğum bir olayla örneklemek istiyorum.

Çok değerli dostum ve abim olan arkadaşım diye bileceğim kadar tevazu sahibi yurt dışında özel bir üniversite de öğretim üyesi olarak görev yapan. Sayın Abdullah hocamla, yurda dönüşünde telefonlaşır bir yerde randevulaşır oturup cay kahve içer keyifli sohbetler yapar hasret giderirdik. Yine öyle bir organizeyle İstanbul /Bakırköy de bir alışveriş merkezinin içerisindeki kâffede buluşup, hal hatır sorma faslından sonra başta siyasi olmak üzere her konuda doyumsuz sohbete başlamıştık ki birkaç metre mesafede ki masaya 25,30 yaş aralığında olduğunu zannettiğim üç genç bayan gelip oturdu. Dikkat çekici rahat tavırları ve umursamaz halleriyle, yüksek sayıla bilecek ses tonuyla konuşmaya başsaldılar.

Öyle ki değerli hocamla yaptığımız sohbeti ara ara bölüp bu üç bayanın konuşmalarına kulak kabartıp takılıyorduk kafenin nispeten tenha oluşun dan,dolayı uzak noktalarda oturan insanların bile duyabildiğini sandığım, sesli konuşmalarının yanı sıra konuştukları konuların içeriği de bir o kadar dikkat çekiciydi.

Konuştuklarını duymakta hiç zorlanmadığımız, bu üç bayanın özel bir sektörde idari kadroda çalıştıklarının, bilgisinden başlayıp çalıştıkları firmadaki diğer arkadaşlarını da gıyabın da isim isim tanımış ve öğrenmiştik. Özel ve ayıp kavramının ortadan kalktığı her şeyin açık bir şekilde konuşulduğu,sohbetlerinde adeta kadınlardan hangisinin, regli halinde olduğun dan tutunda hangisinin dün gece erkek arkadaşıyla birlikte olduğunu ve çocuğun yataktaki performansına kadar her detay bilgiye ayrıntılı şekilde sahip oluyorduk. Hele birde Faruk ve Adnan ismindeki erkek arkadaşlarının performansın dan bahsediyorlardı ki

Tanık olduğumuz bu heyecan verici konuşmalardan sonra, ne hocamda nede bende, ülke mesellerini konuşma arzumuz ve isteğimiz kalmamıştı. Birde Faruk ve Adnan ismindeki arkadaşlarının performanslarının boyutunu duyunca büsbütün konuşma isteğimiz kayboldu. Her ikimizde mahcup bir şekilde öylece yere bakıyorduk. Duyduklarımızdan sonra asıl meselenin ülke meselesi olmadığı gerçeğiyle yüzleşmiştik doğal olarak her ikimizde Faruk ve Adnan’ın yerinde olmak istiyorduk.

Artık konuşacak bir konumuz kalmamış yavaş yavaş gitmek için hazırlanıyorduk masaya servis yapan görevli garsona hesabı getirmesi için kafenin içerisinde göz gezdiriyordum ki o esnada kadınların masasına adının Faruk olduğunu duydugumuz bir genç geldi kızlarda hep birden pürneşe bir halde genci masaya davet ettiler.

Faruk hadi kalkın kızlar gidiyoruz deyince kızlar hep bir ağızdan, nereye diye Sevinçli bir halde sordular. Faruk cevap verdi, hadi çabuk olun Adnan ve sarp aşağıda arabada bekliyor Adnan’ın Kumburgaz daki yazlık evine gideceğiz dedi o arada içlerinden biri cilveli bir ses tonuyla soğuktur ev üşürüz amaaa diye cevap verince, kadınların diğer ikisi hışımla hadiiii çobuk ol diye bağırıp sitem ettiler

Kadınlar apar topar hazırlanırken bir taraf tanda garsona hesap için sesleniyorlardı ki Faruk atıldı hadi bırakın şimdi hesabı ben kafeye girerken vakit kaybolmasın diye ödemiştim deyince kadınlar vaaay centilmen erkek diye genç delikanlıya övgüler yağdırıyorlardı. Faruk’da cevap verdi ne centilmenliği kızım sonra alırım parasını sizden ben vakit kaybolmasın diye ödedim hesabı Ve hep birlikte apar topar koştura, koştura gittiler.

Bizde arkalarından öylece boynu bükük halde baka kalmıştık

Sizin anlayacağınız Ben ve hocam centilmen olma noktasında yine geç kalmıştık.

Bizler ülkenin siyasi ve coğrafik sorunlarına kafa yorarken bağzı insanların ülkenin sadece biyolojik ve fiziki sorunlarına kafa yormalarına tanık olmanın kıskançlığıyla

O günden sonra değerli hocamla telefonla görüşmenin dışında bir daha bir araya gelip ülke sorunlarını hiç konuşmadık.




Serhat BİNGÖL.