10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3032
Okunma

Gerek Osmanlılar döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde Türk Tarihi İlginç benzerliklerle doludur. ama hiç bir benzerlik Osmanlı Padişahları I. ve II. Mahmut ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birbirlerine benzer durumları kadar büyük benzerlikler arz etmez.
Bu benzerlikler nelerdir:
A)
1. Mahmut bir isyan sonucunda tahta oturmuştur: Patrona Halil İsyanı
2. Mahmut da bir isyan sonucu tahta oturmuştur: ’’Kabakçı Mustafa İsyan İsyanı’’
R.Tayyip Erdoğan ise bir nevi isyan sonucu başbakanlık koltuğuna oturmuştur ki bu isyanın adı ’’ Ecevit İsyanı’’dır. Dönemin Cumhur Başkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Bülent Ecevit’e Anayasa kitabını fırlatması üzerine Bülent Ecevit İsyan etmiş, Bülent Ecevit’in isyanı üzerine memlekette bir anda ekonomik kriz çıkmış ve halk başbakanına yazar kasa atarak isyan etmiş, bu arada ’’Alt tarafı bir bez parçası ’’ olarak görülen türban meselesi yüzünden dindar ve muhafazakar kesim isyan etmiş ve sonuçta bu isyan R.Tayyip Erdoğan’ın koltuğa oturmasına kadar uzamıştır.
B)
1. Mahmut’u tahta oturtan Patrona Halil Olmuştur.
2. Mahmut’un durumu biraz farklıdır çünkü isyancı Kabakçı Mustafa onu da ortadan kaldırmak istemektedir aslında. II. Mahmut’u tahta oturtan Ruscuk Ayanı ( Daha sonra sadrazam ) Alemdar Mustafa Paşa olmuştur.
R. Tayyip Erdoğan’ı koltuğa oturtan ise İstanbul Beldiye Başkanı olduğu yıllarda yaptığı hizmetler, halkın çok büyük beklentileri yanı sıra her zaman DP ve ondan sora da AP yi desteklemiş olan Nur Cemaati olmuştur. ( Zannedildiğinin aksine Nur Cemaati hiç bir zaman Necmettin Erbakan’ı ve onun habire isim değiştiren partilerini desteklememiştir.) Kısacası R.Tayyip Erdoğan’ı da koltuğa taşıyan birileri vardır ve bunların başında da Fethullah Gülen gelmektedir.
Yani Her üçü de tahta otururken birileri ellerinden tuttuğu için, sırtlarını basamak yaptıkları için oturmuşlardır o tahtlara.
C)
Osmanlı Tarihine baktığımızda ’’ Islahatlar, yani yenilikler - günümüzün gözde ifadesiyle devrimler- başlığı altında iki padişahın en ön saflarda olduğunu görürüz: I. ve II. Mahmut. Her iki Padişah da ilklerin adamlarıdır.
Burada uzun uzadıya onlar zamanında yapılan yenilikleri ele almanın gereği yok sanırım. Ama Osmanlı Devletinin Magna Carta’sı sayılan Sened-i İttifak’ın bile II. Mahmut döneminde olduğunu söylersek bu ıslahatların askeri, ekonomik, eğitim, kültür, politika ve hatta demokrasi yolunda oldukça önemli adımlar olduğunu ifade etmiş oluruz.
Bu padişahlardan I. Mahmut, yaptığı yenilikler yüzünden bir tepki görmemiştir. Oysa kendisini tahta oturtan Patrona Halil İsyanı’nın görünürdeki sebeplerinden birisi de matbaanın açılmasıdır. I. Mahmut ise Matbaayı tekrar işler hale getirtmiştir.
II. Mahmut ise sadece fes yüzünden bile ’’ Gavur Padişah ’’ Diye anılmıştır bazı kesimlerce.
R.Tayyip Erdoğan da pek çok yeniliklere imza atmıştır. Anayasa değişikliğinden tutun da onlarca senedir açılamayan tünellerin açılmasına kadar. Kredi anlaşmaları yapıldığı halde öylece durtan Marmaray’ı hayata geçirene kadar. Dünyanın en geri kalmış hava yolları olan THY nı dünyanın en saygın hava yollarından biri haline getirene kadar.Çöplük patlamalrı ile anılan İstanbul’u çöpten arındırana kadar pek çok yenilik ona ait olmakla birlikte ’’ Demokratik açılım ’’ adı verdiği bir yenilikle bu ülkeye ’’ Habur rezaletini ’’ yaşatan, Devletin meclisinde ’’ Kürdistan ’’ İfadelerinin pervasızca dile getirilmesini sağlayan, tüm dünyanın terör örgütü olarak kabul ettiği pkk terör örgütü için ’’ özgürlük Mücadelecileri ’’ Denmesine zemin hazırlayan , - Hadi dil sürçmesi diyelim- Apo hainine ’’sayın ’’ diyen de maalesef yine kendisi olmuştur ki işte bu sebeplerle o da bazıları tarafından yaptığı iyi işler yüzünden ’’ Bir Peygamber ’’, bazıları içinse yaptığı kötü icraatleri yüzünden ’’ Gavur Padişah’’tır. Hatta ’’ Vatan Hainidir ’’
D) İktidar sahipleri hiç bir zaman iktidarlarını bir ortakla paylaşmak istemezler. Bu ortak onları tahta çıkartmış olsa bile...
1. Mahmut kendisini tahta çıkartan Patrona Halil’i ortadan kaldırmıştır.
2. Mahmut kendisini tahta oturtan Alemdar Mustafa Paşa’nın bir isyan sonucu öldürülmesine göz yummuştur ( Ya da bu isyanı doğrudan doğruya kendisi tezgahlamıştır. )
R.Tayyip Erdoğan da artık -yaklaşık- on iki senedir sırtında taşıdığı bir kamburdan kurtulmak istemekte ve tek başına ’’ Güç bende artık ’’ Demek istemektedir. Bunun yolu da Artık Fethullah Gülen’i sırtından indirmek ya da Fethullah Gülen’in sırtından inip kendi ayakları üstüne basmaktan geçmektedir. ( Kimilerine göre o Fethullah Gülen’in sırtında, kimilerine göre ise Fethullah Gülen onun sırtındadır )
R.Tayyip Erdoğan’ın sonu I. Mahmut gibi mi olacak yoksa II. Mahmut gibi mi orasını zaman gösterecek ama görünen köy de kılavuz istemiyor hani. Gidişat II. Mahmut’a benziyor.
I. Mahmut sırtındaki kambur olan Patrona Halil’i ortadan kaldırdıktan sonra Osmanlı Devletinin II. Kanuni Sultan Süleyman’ı oldu. Onun döneminde Osmanlı Devleti hem Rusya, hem Avusturya hem de İran’ı aynı anda dize getirme başarısı gösterebildi. Ama II. Mahmut, sırtındaki kambur olarak gördüğü Alemdar Mustafa Paşa bertaraf edildikten sonra bir daha belini doğrultamadı hatta bir valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanını bile bastıramadı. Kavalalı’nın oğlu İbrahim Paşa taa Kütahya’ya kadar ilerleyince de ’’ Denize düşen yılana sarılır ’’ Diyerek Ruslardan yardım istedi. Ölümü ise çok acı oldu. Kavalalının Osmanlı ordusunu Nizip’te perişan etmesi haberi kendisine iletildiğinde üzüntüyle gelen bir kalp krizi, ya da felç sonucu öldüğü söylenir.
Eğer bir ülkede tam dört tane bakan oğlunun yolsuzluk yaptıkları on iki seneden beri devam eden bir iktidar dönemi boyunca görülmüyor, hissedilmiyor da şu dersanelerin kapanması kararından hemen sonra bunun farkına varılıyorsa, Mustafa Balbay’ın anayasal haklarının ihlal edildiği ancak dört sene sonra anlaşılabiliyorsa Anayasa Mahkemesi tarafından, Türk milli futbol tarihine adını altın harflerle yazdırıp bayrağımız altında nice kez ’’ İstiklal Marşımızı ’’ Söylerken resimleri, video görüntüleri çekilen Hakan Şükür sırf R.Tayyip Erdoğan ’’ Türk milliyetçiliğine de, Kürt Milliyetçiliğinde ayaklarımın altına aldım ’’ Dediği için ’’ ben Türk değilim Arnavut’um ’’ derken bu gün yani dersaneler olayından sonra partisinden istifa ediyorsa, R. Tayyip Erdoğan’ın işinin çok zor olduğunu ve sarıldığı Barzani, Şivan Perver, Ahmet Kaya ve büyük beklentileri olduğu açılım paketi ile demokratikleşme sürecinin onu I. Mahmut değil II. Mahmut durumuna düşüreceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Biz her zaman şunu bilir şunu söyleriz: ’’Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır’’ Söz konusu vatan ise R.Tayyip Erdoğan da, Fethullah Gülen de ve diğer tüm iktidar olmak, iktidara gelmek arzusunda olanlar hepsi teferruattır bizim için ( Benim için en azından ) Dileğimiz odur ki R.Tayyip Erdoğan kendi Alemdar Mustafa Paşasını sırtından atma mücadelesinde sonuç olarak II. Mahmut’un durumuna düşmez. Çünkü II. Mahmut sadece kendisi kaybetmedi. Koskoca bir devlet kaybetti. Ondan sonra bir daha belini doğrultamadı Osmanlı Devleti. Türkiye Cumhuriyeti de dileriz bu fillerin tepişmesi sonucunda ezilen çimenler misali ayaklar altında ezilmez. Tek korkumuz budur. Yoksa Tayyip de Fethullah da sadece ve sadece teferruattan ibarettirler. Onun yerine gelmek için ellerini oğuşturanlar..Onlar da teferruattır.
Bir de fıkra anlatalım olmazsa..Çok gerildik değil mi?
Adamın birinin bir lahana tarlası varmış. Çok da güzel lahanalar yetiştirirmiş ama komşunun keçisi hiç rahat vermez bu tarlaya dalar, lahanaya büyük zararlar verirmiş.
Tarla sahibi defalarca komşusunu uyarsa da komşu aldırmaz, keçisini bağlamazmış bir kazığa.
Sonunda tarla sahibi yemin etmiş. ’’ bu keçi bir daha tarlama girerse onu çok fena döveceğim ’’
Ertesi gün bakmış keçi yine tarlada kıtır kıtır lahana yiyor. Girmiş tarlaya, yakalamış keçiyi. Başlamış sopa atmaya. Keçi sopayı yedikçe ’’ Bee..beeeee...’’ Diye bağırıyor, tarla sahibi ise ’’ Seni namussuz seni...Lahanayı yerken kıtır kıtır, sopayı yiyince beee..haaa??’’ diyormuş.
Efendim aslında tarla sahibinin o kızgınlıkla ettiği yemin farklı, dolayısıyla da keçinin yediği şey sopa değil, başka bir şey de burada yazılmaz...Neyse...
Tayyip Erdoğan’ın da Fethullah Gülen’in de durumu lahanayı yiyen keçi gibi...’’Lahanayı yerken kıtır kıtır...’’