Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Fırat Avcı
Fırat Avcı

Kelebek Fısıltısı 2. Bölüm

Yorum

Kelebek Fısıltısı 2. Bölüm

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

707

Okunma

Kelebek Fısıltısı 2. Bölüm

İşler açılmıştı epeyce. Atölye kendi kendisini çevirmekle kalmıyor, kar bile ediyordu.

Rasim de ortak olmuştu atölyeye. Dış mahallelere gidiyor, hatta mobilyacılarla ahbaplık kuruyor, onların tamamlayamayacakları işleri bize getiriyordu. Mobilyacılar özellikle yaz dönemleri iş yetiştiremiyorlardı. Bu yüzden ellerinde hep bize göre işler bulunuyordu.

Bir akşam Rasim yanında bir kadınla geldi atölyeye. Çırak kalfa hepsi çıkmış, sadece ben kalmıştım. Hesap kitaba oturmuştum. Demlikteki son bardak çayı yudumluyordum.

Kadın hayli alımlı ve gösterişliydi. Rasim sürekli gülümsüyor, bana bakıyordu. Ayağa kalkıp hoş geldiniz merasimini tamamladım. Oturdular karşıma.

Rasim, bu İnci diyerek kadını tanıştırdı benimle. Hoşlanmamıştım kadından. Rasim anlattı sonra, hayal meyal hatırladığım bu yüzü tanıdım. Karşı sınıftaydı bu kız. Rasim’in sevdasıydı.

Karşılaşıp konuşmuşlar uzun uzun. Kadın evliymiş ama mutsuzmuş. Böyle başlamış ilişkileri. Gidecek yer bulamayınca buraya gelmişler. Daha doğrusu gezip tozmuşlar bir vakit. Kanları kaynamış birbirlerine.

Orada ne kadar kaldılar bilmiyorum. Ben çıkıp gittim zaten. Yakında nişanlanacaktım. Evet ben, nişanlılık. Başka şey görmüyordu gözüm. Rasim, o kadın umurumda bile değillerdi. Ayaklarım yer tutmuyordu.

Nişanlım bu mahallenin, İstanbul’un, hatta dünyanın en güzel kadınıydı fikrimce. Melek huyluydu Gülsüm. Kadir kıymet bilirdi. Anam beğenmiş, ben de olur tamam demiştim. Sonra sonra sevdik birbirimizi. Anlaştık.

Nişan alış verişini tamamlamak üzereydik. Atölyeye uğradım şöyle bir. Rasim’in gözleri kan çanağıydı.

Beni görünce doğruldu yerinden. Yarı uzanır vaziyetteydi. Rahatsız olmamasını işaret ettim. Konuşmamız lazım dedi kısık bir sesle. Akşam çırakla kalfa gidince gelmemi istedi.

Gitmedim. Neden bilmem gitmedim. Yine başını derde sokmuştu. Evet bana çok yararı dokunmuştu. İyi adamdı Rasim. Fakat bir türlü beladan uzak duramıyordu. Belki korkmuştum. Nişanlanacak, yuva kuracak, baba olacaktım ben. Bunları kaybetmekten, belki de canıma bir zeval gelmesinden korkmuştum. Evet ben korkağın tekiydim. Kavga görünce kaçar saklanırdım. Özü buydu korkmuştum.

Ertesi sabah atölyeye geç gittim. Rasim yoktu. İki gün sonra nişanlanacaktım. Nişanlım Gülsüm ay parçası gibiydi. Baba olacaktım. Yuva kuracaktım. Atölye vardı çalışır bakardım karıma çocuklarıma. Rasim iyi adamdı. Fakat bela olurdu başıma. Uzak tutmalıydım onu hayatımdan. Rasim gelmeseydi bir daha. Kendiliğinden vazgeçseydi. Zaten anlamıyordu marangozluktan. Getirdiği işler de batsındı.

Bana her zorlukta omuz veren arkadaşımı satıyordum. Hem benim meziyetim olmasaydı bu atölye de olmazdı ki? Dünyaya başkalarına iyilik etmeye gelmemiştim ben. Rasim evli bir kadınla birlikteydi. Günahkardı hem. Allah ta bağışlardı beni.

Çok kalmadım atölyede. Gülsüm beni bekliyordu. Önce pastahaneye gidip kahvaltı edecektik, sonra nişanlıklarımızı alacaktık terziden.

Rasim bıçkın delikanlıydı. Yeni bir iş kurardı. Ne yapabilirdim ki başka? Bir gün ill ede bulaşacaktı Rasim’in düşmanlarından biri atölyeye. Ben nişanlı sayılırdım artık. Yakında evlenecektim. Baba olacaktım. Yuva kuracaktım ben yakında.

Gülsüm konuşuyor, bir şeyler anlatıyor ben onu duymuyordum. Aklım fikrim Rasim’i atölyeden bir an önce uzaklaştırmaktaydı. Rasim büyük bir tehlikeydi, ortadan kalkmalıydı...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kelebek fısıltısı 2. bölüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kelebek fısıltısı 2. bölüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kelebek Fısıltısı 2. Bölüm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
18.7.2013 09:55:40
Umarım kötü bir şey çıkmaz sonunda.
Rasim, ilginç adammış.
Portresi kötü çiziliyor ama,
içimden bir ses,
kötü değil o diyor.
yanılıyor muyum bilemiyorum.
Göreceğiz.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
17.7.2013 21:16:42
10 puan verdi
Bu bölüm, ilk bölüme göre daha oturaklı olmuş. Okuyanı meraka sevk ederken insanoğlunun ne kadar bencil olduğunu da gözler önüne seriyor.

Acaba diyorum, ne sıkıntısı vardı şu garibim Rasim'in? Rasim iş getirirken iyi, ama bir şey isteyince kötü. İçten içe bencilliği çok güzel işlemişsiniz. Günümüzde de pek çok bunlardan. Arkadaştır ama arka dönülmez:(

Tebrikler, yazının takipçisiyim.

saygılar...
Etkili Yorum
ironi
ironi, @ersinbasegmez
17.7.2013 15:23:02
10 puan verdi
ben kelebek fısıltısını okudum diyordum.
okuyunca da hatırlamadım. bunadım diye düşündüm. meğer ikincisiymiş. eh be yazar! biz unuturuz. şuna (I) (II) gibi yazsan da hatırlasak.

der
devamını yazının beklerim

içine çok fener tutma,
yaşamak zor oluyor içe tutulan fenerlerle

çok güzel diyor
ve tebriklerimi bırakıyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL