27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
5262
Okunma


Metin AKDENİZ’i tanımak, şiirde yolculuk yapmak için doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.
meselci: Öncelikle Merhaba Metin Abiciğim. Edebiyat için, okurlarınız için bize değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim. İlk sorum (klasik olsa da) şu olacak: Sizi tanıyabilir miyiz birkaç cümleyle?
Metin AKDENİZ: Şiir denen güzel varlıkla tanıştıktan sonra sözcüklerin gücünü anlamış bir şiir emekçisiyim. Bugün (20 Ocak-doğum günümdür-duyurulur) 43 yaşına girdim. Hayatla erken, edebiyatla geç tanıştım. Tatvan’da doğmuş biri olarak Manisa’da yaşamak gibi bir mozaik’in içinde insanları anlamaya çalışıyorum. Çok sevdiğim güzel sanatlar(resim) dan kovulup hiç sevmediğim ekonomi okumakla neler kaybettiğimi anladığımda, kendimi kamu kurumunda çalışan bir emekçi olarak buldum.
meselci: Sevgili AKDENİZ, ne güzel bir günde sözleşiyoruz. Bu benim için büyük bir sürpriz oldu. İyi ki doğmuşsunuz, iyi ki varsınız aramızda. ’Hayatla erken, edebiyatla geç tanıştım’ dediniz. Bunu açabilir miyiz?
Metin Akdeniz: Çocukluğum rençberlikle geçti, işçi bile demiyorum, o zamanlar biz tarım işçileriydik. Bitlis’ten yeni gelmiştik. 4 yaşında olmak ve bir tek kelime Türkçe bilmemek. Manisa’nın Alaşehir ilçesinde bir köyde, çiftliklerde çalışmaya başladı annem babam. Onlar hiç genç olmadılar. Ben de biraz büyüyünce, eve katkı olsun diye onlarla beraber çalışmak zorunda kaldım. İşi biraz abartıp en iyi çapa çeken ben olacağım derdim, iyiydim de. Kısa zamanda kas yaptım. Okul hayatımı da buralarda tamamladım. Sonra İstanbul ve Sahil yerlerine yolculuklar yapıp oralarda çalıştım. 20 yaşımdan beri okuyorum. İlk kazandığım paraları dünya klasiklerine yatırdım. Babam çok kızmıştı. O gün bugündür okuyorum. Birkaç siyasi gözaltım hariç önemli şeylerle karşılaşmadım. Ve edebiyatdefteriyle 2009 da tanışmakla birlikte şiire merhaba dedim. Burada ilk yazdıklarım hatta son 2 yıla kadar yazdıklarım buram buram arabesk kokan şeylerdi. Şimdi onlara baktığımda kendime ufak da olsa saygı duymaya başladım bugün yazdıklarımla ve tabi ki edebiyat defterine.
meselci: Anladım. Ve çok duygulandım hayatınızdan sunduğunuz emek dolu kesitlerden. Baktığımızda her şairin öz geçmişi sıkıntılarla dolu. Şimdi izniniz varsa şiiri konuşalım. Yüreğinizde şiir ne anlam(lar) ifade ediyor?
Metin AKDENİZ: Şiir benim için var olmakla aynı anlamda, var ol ki yok edilmeye çalışanları yaşatmak için bir kıvılcım olasın. Şiir soru sormaktır, eylemin projesidir. İntihar tamircisidir. Yaşamdır. Şiirin sadece duygular üzerinden yola çıktığına inanmıyorum. Ama duygunun temel olduğu gerçeğini saklı tutuyorum. 30 yıl önce şiir başkaydı şimdi başka. Şimdi bilgi denen faktör şiirin bütün manevralarını değiştirdi. Duygu-aşk-ayrılık-yenilgi vs. bunlar hala şiirde var. Ve hep olacak ama bunları şiire yaslarken şiirin çökmemesi için bilgi, felsefe, toplumsal duyarlık, ironi, empati, müzik, sinema ve bütün güzel sanatlarla kurulan bağlar sağlam olmalı. Bunlar olmayınca şiir hep öksüz kalacak. Ayrıca şiir olmazsa bu saydıklarım da eksik kalmış olacak. Şiir devrimdir. Şiir Edip Cansever’dir.
meselci: Sevgili AKDENİZ, şiire dair ne şahane tanımlar bunlar. Şunu da çok merak ettiğim için soruyorum. Bir şiir yüreğinizde nasıl hasıl olur? Hemen mi yazarsınız, yoksa günlerce mi sürer bir şiiriniz noktalanması? Yani ilham perileriniz yardım sever mi?
Metin AKDENİZ: Herhangi bir zaman sınırlamam söz konusu değil. Ama şiir üzerinde bir proje gibi çalışıp araştırmalar yaptığımı söyleyebilirim. Bazen bir sözcük, kavram veya isim için sayfalarca araştırma yaptığımı bilirim. Bu da iyi şiirin ortaya çıkmasın için gösterdiğim gayrettir, okuyucuya olan saygıdır. İlham perisi diye bir şey olduğuna artık inanmıyorum. İnsan kalbi yaşadıkları, okudukları ve dünya görüşüyle yazar.
Yani bana göre öyle.
meselci: Haklısınız. BOHEMYA adlı şiirinizden alıntığım kısım şöyle:
Bu coğrafyada kurtlar öldürmek
Koyunlar birisinin peşinden gitmek istiyorlar
Cinayet yarışlarında burnu kanayan ilgisiz kalabalık
Kulağı çürümüş, et kokan kalabalık
Çocuklarını öldürmeye gönderen kalabalık
Kirli savaşları dolar savurarak alkışlayan kalabalık
Sam amcanın perişan kuyruğuyla savrulan iktidarların
Kıçını milli duygularla onurlandıran kalabalık
Sorulara koşan atların kaldırdığı toza karışırken anlam
Gökyüzünü bir iple bağlayıp götürdüler
Bize kalan; rezil bahislerin uğultusunda delicesine yazmak
Yani, çıplak bir tepeden uçma hissini koynuna alıp
El yazması bir tebessümle kanatılmak sonsuza.
Bu coğrafyada yaşamak neden zor olmuş? Duyarsızlar çok mu etrafınızda? Daha iyi yaşamak adına insanlar ne yapmalı? Şiirinize paralel düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Metin AKDENİZ: Bu coğrafyada yaşamak zor, evet. Zorluğun kirlenmiş, çürümüş siyaset ve adalet anlayışından kaynaklandığını düşünüyorum. Birbirine düşmüş halklar bundan sonra nasıl birbirini sever bunun yollarını bulmalıyız. İktidarların rant uğruna göz yumduğu kirli bir savaş 30 yıldır yaşanırken ülkemizde, çocuklarını askere gönderen halk, öbür halka nefret beslemeye başladı. Yani savaşı zenginler çıkartır, yoksullar ve emekçiler çatışır ve ölür, kısaca budur. Ama biz emekçiler, yoksullar sürüklendiğimiz tuzağı görür ve ona göre tepkimizi kargaşaya sebep olanlara verirsek, eminim ki barış ve güzel günlere ulaşılacak.
meselci: Şiirde ya da edebiyatta koyduğunuz, hedeflediğiniz bir nokta var mı?
Metin AKDENİZ: Şiirde şu an nerede olduğumu biliyorum. Nerede olmak istediğimi de biliyorum. Öncelikle bir edebiyatçı değilim. Ama nerdeyse tıkanmış olan şiire yeni damarlar, yeni söylemler, yeni argümanlar kazandırmak için elimden geleni yapacağıma inanıyorum. Kalıcı olmak istiyorum. Hiçbir zaman laf olsun diye yazmadım. Bundan sonra da şiire ve yazıya olan büyük saygım nedeniyle her yazdığım şiir, deneme ve öykünün edebi değer kazanması için hiçbir özveriden kaçınmayacağım. Bunu yaparken de özellikle yarın çocuklarımız bize şu soruyu sorduklarında; baba bugünler için ne yaptın?
Bu soruyu huzurla ve gururla yanıtlamak istiyorum. Benden utanmayacakları bir adam olarak anılmak istiyorum.
meselci: Yayınlanmış kitabınız var mı? Bundan sonra kitap bastırmayı düşünüyor musunuz?
Metin AKDENİZ: 2011 yılında “Kayıp Kelimeler Krallığı” adında bir şiir kitabım çıkmıştı. 2. Kitabım yaklaşık 2 ay içinde çıkabilir. Sadece kapak çalışması kaldı. Bir aksilik olmazsa KİBELE yayınevinden çıkacak inşallah.
meselci: Özellikle takip ettiğiniz yazar/şair var mı?
Metin AKDENİZ: Takip ettiğim yazar ve şair elbette ki var. Şöyle ki, listem kabarık, kitaplarını ve eserlerini okuduğum Türk-Dünya yazar ve şairleri çok. Kitaplarını bulamıyorsam netten mutlaka dedektif gibi çalışır dokümanlar elde ederim. Ama roman okumayı neredeyse bıraktım. Çok özgün şeyler olmadığı sürece, ki şu an elimde Vergillius’un Ölümü(Hermann Broch) adlı kitap var. Sevgili Nevin (Wewin) yollamıştı, sağ olsun. İnanılmaz büyülü sözcüklerle(Ahmet Cemal) Türkçeye çevrilmiş. Yarısına geldim. Dil çok ağır olsa da bitmesini istemediğim bir kitap. Nihayetinde bir şairi anlatıyor. Bunun dışında en çok zaman ayırdığım şey felsefe.
Edebiyat defterinde; düşünce olarak, dünya görüşü olarak ayrı kutuplarda olsak da şiirlerini ve yazılarını en çok beğendiğim İbrahim Feyzullah Yalçın’dır. Bana göre o özellikle şiirde kendi devrimini yapmıştır. Yazdıklarının incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
meselci: Günlük hayata dönelim. Edebiyat dışında Metin AKDENİZ nelerle uğraşır, neler yapmaktan hoşlanır?
Metin AKDENİZ: Haftanın 5 günü çalışıyorum. Akşamları evdeyim, dışarı çıkmam genellikle. Ailemle vakit geçiriyorum. Cumartesi pazarları spor yaparım. Futbol sahası evimin karşısında zaten. Bunun dışında futbolu çok seviyorum. Sağlıklı bir Galatasaraylıyım. Maçlarını mutlaka izlerim.
Buraları kırsal, harika bir doğa var. İstediğinde kendini dağların koynuna bırakabiliyorsun. En sevdiğim şeylerden birisi arkadaşlarla tepeye çıkıp kente yukarıdan bakarken, ateş etrafında oturup sohbetler yapmak.
meselci: Manisa nasıl bir yer? bu şehir ruhunuza hangi duygularla seslenir?
Metin AKDENİZ: Manisa, kozmopolit bir yer. Özellikle Doğu’dan yoğun göç almış büyük bir il. Ben Alaşehir ilçesinde yaşıyorum. Üzüm memleketi. Türkiye’nin yüzde 60 üzüm üretiminin yapıldığı yer. Uçsuz bucaksız üzüm bağları, inanamazsınız. İstanbul’dan bir arkadaşım geldi. Üzüm bağlarını görünce şaşırıp kaldı. Burada güneş hiç batmaz. Kışında bile insanlar gömlekle dolaşabilir. Her ne kadar siyasi olarak biraz baskı altında kalsam da burayı seviyorum. Doğayla iç içesiniz. Ama memleketimi de çok özlüyorum.
meselci: Son olarak aşağıdaki kavramların sizin için ne ifade ettiğini bir iki cümleyle söyleyebilir misiniz?
Metin AKDENİZ:
Hayattaki en büyük korkunuz: Anlaşıla-mamak.
Mavi renk: Eskiden özgürlüktü-şimdi kendini renk sanan bir unutulmuş.
Bayılarak dinlediğiniz şarkıcı ve nedeni: Bethoveen-5.secret…nedeni: huzur ve içsel yolculuk.
Yalnızlık: Benim pasaklı kontesim-şiirimin esas oğlanı.
Güvercinler: Ülkemin halkları.
Aşk: Sonsuzluk.
Dostluk: Aşkın kardeşidir.
Şiir: Varoluş-sorular gezegeni.
Gece: Şirin ham maddesi.
Cömert YILMAZ: Hayatımda tanıdığım en kişilikli insanlardan biri.
Ve Edebiyatdefteri.com: Sözcüklerimin yurdu.
meselci: Sevgili AKDENİZ sorularımı(zı) içtenlik cevapladığınız için şahsım adına ve edebiyatdefteri.com bütün üyeleri adın çok teşekkür ederim. Var mı son söylemek istediğiniz bir mesaj? Yolunuz bir ömür açık olsun ayrıca.
Metin AKDENİZ: Bana böyle bir imkanı verdiğin için ben teşekkür ederim. Bütün Edebiyat Defteri üyelerini seviyorum. Arada kırgınlıklarımızın olduğu arkadaşlar da oldu. Bunlar geçici, sonuçta asıl olan şiir kardeşliğidir. Güzel ve mutlu bir Türkiye, savaşsız bir dünya adına herkese sevgi ve selamlar yolluyorum.