Sakıp Sabancı’nın elinden tüm servetini alsanız,

Bir profesörün tüm diplomalarını iptal etseniz!...



Sonra sıradan biriyle Sakıp Sabancı’yı çağırıp "Ağam kusura bakma tüm servetini elinden aldık, seni beş parasız ortada bırakmaya da gönlümüz razı değil. Şu yanındaki arkadaşa da, sana da azdan az sermaye yapasınız diye 100’er bin lira verelim, bir şeyler yapın" deseniz. Sakıp Sabancı 10 yıl içerisinde bu günkünden daha zengin hale gelir. Diğer sıradan kişi ya o 100.000 Lirayı yer bitirir ya da biraz yeteneği varsa birkaç yüz bin lira yapar.



Sonra ilkokul mezunu biriyle o profesörü çağırıp "Hocam kusura bakma tüm diplomalarını iptal ettik, seni böyle ortada bırakmaya da gönlümüz razı değil. Şu yanındaki arkadaşa da, sana da dışarıdan okul bitirme şansı verelim, isterseniz özel hoca, dershane falan destek olalım. Bir şeyler yapın, sınavlara girin, dışarıdan okulları bitirin" deseniz. Profesör birkaç yıl içerisinde gene profesör olur. Diğer ilkokul mezunu kişi ya ortaokulu bitirir ya da biraz yeteneği varsa liseyi bitirebilir.

Bunun adı "bilgi birikimi"dir.
*

"Almanya da, Japonya da iki defa savaşa girdiler, yerle bir oldular, ama gene kalkındılar. Biz kalkınamadık gitti" diyoruz hep. İşte bu kalkınma olayı yerle bir olmayla ilgili değil, bilgi birikimiyle ilgilidir. Bilgi birikimi olan küçücük bir fırsat bulduğu anda daha güçlü, daha dinamik olarak ayağa kalkabilmektedir.

Batı bilgi birikimini 150-200 yılda elde etmiştir.

Türkiye’de de bilgi birikimi hızla oluşmaya başlamıştır.

Demokrasi ile ilgili karamsarlıklarımız olsa da ekonomik olarak daha güzel bir geleceğimiz olacağı ümidindeyiz. Bir de olan değerlerimiz ile vatan topraklarımız yabancılara satılmasa keşke...

(Bu arada Sakıp SABANCI’yı da rahmetle anmış olalım. Mekanı cennet olsun.)

Sevgiyle kalın...

Suat ZOBU

Suat Zobu Blog’u: blog.milliyet.com.tr/bilgi-birikimi/Blog/?BlogNo=362979