İnsanlar sizden, onları tenkit etmenizi isterler, fakat asıl istedikleri onları övmenizdir. w. somerset maugham
asran
asran

KAÇIRDIKLARIMIZ

Yorum

KAÇIRDIKLARIMIZ

23

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

2128

Okunma

Okuduğunuz yazı 2.11.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

KAÇIRDIKLARIMIZ








Birden fazla kılığa bürünüp yürüyor insanın üzerine kederler. Farkında değiliz belki ama mutlulukta öyle. Gelmeye başladığında peşpeşe takılıyorlar. Daha birinin tadını yahut acısını çıkartamadan onu unutturacak bir diğeri giriveriyor kapıdan pencereden. Abartmayı sevmiyorsanız yani özetle yaş almışsanız ömrünüzde ve aklınız başınızdaysa daha ilkinin gelişinden anlıyor ve gücü kuvveti toplayıp savunma hatlarınızı güçlendiriyorsunuz. Gelen ilk mutlulukla “hayra çıkar inşallah” demeye başlıyorsunuz bile.


…işte bu yüzden “yaşlanmak” pek de güzel bir şey.


“Keşke” lafını kullanmayı sevmeyen bir ekolün, kıyısı köşesinden geçen biri olarak yine de aklımdan geçiriyorum; “Keşke hayatımı 40 yaşımdaki kadar aklı başımda olarak yaşayabilse idim!”.

Pek çoklarına göre şanslı insanlardan olduğumuza inanıyorum. Gözlemleyebilmek, o gözlemlerinin neticesinde kendi payına çıkarımlar yapabilmek yeteneğine sahip olmak bir şans çünkü. Doğrusu ya, iyi bir aile kurabilmek, kavga dövüş tartışma yerine güle oynaya arkadaşını büyütür gibi bir çocuğun sorumluluğunu alıp onu yetiştirebilmek sandığımdan daha da önemli bir işmiş.

Günümüzde “bir imza değil mi, olursa olur olmazsa boşanırız” düşüncesiyle kurulan evlilikler gözümü korkutmuyor desem yalan olur. Aile yapımızın bozulmasını üzüntüyle izliyorum. Amasyanın barda, biri olmazsa biri daha sözünün iyi gitmeyen evlilikler için kullanılıyor olduğunu görmekse düpedüz fecaat bana kalırsa. Kendilerini herkesin ve her şeyin doğrusu diye gören bir bakış açısının, kendinden başkasını önemsemeyen bireylerin tahammül sınırlarının ve "ben ne dersem o olur" yaklaşımının boşanmalara öncelikli olarak sebep teşkil ettiğini gözlemliyorum.


Elbet, kişilik bozukluğu yahut fikri uyuşmazlıklarda sebep oluyor olabilir ayrılıklara. Adı konulmuş “şiddetli geçimsizlik” gerekçesinin içerisini dolduran o sebep nedir, bunu yalnızca çiftler ve her şeyi bilenin dışında kimse bilemez. Öyle ya bugünlerde boşananların hangisine sorsanız hep bir diğeri suçlu, muhakkak.
Her ne olursa olsun boşanan çiftlerin boşanmalarının faturasını çocuklarından başka hiç kimse ödemiyor aslına bakılırsa. Genç yaşta ebeveyn olan çiftler belki de onlara yaşatılmayan anne ya da babasızlığı bilmediklerinden kendi çocuklarını anlayışlı olmaya mecbur ederken, “ne var bunda” diyecek kadar kalplerini soğutuyorlar çocuklarının yaşadıkları üzüntüyle alakalı.


Ekonomik olarak çok da iyi şartları olmayan bir yakınımın anlattığı bir anı yankılanıyor zihnimde uzun zamandır. Şöyle söylemişti sohbetimiz arasında: “Dün akşam oğlumla konuşurken “seni özel okullarda okutmak isterdim ama başaramadım dediğimde oğlum bana: “anne, deli misin sen? Pek çok arkadaşım bana imreniyor ve ne kadar şanslı olduğumu söylüyorlar. Onlara büyük babaları bayramda harçlık diye altı yüz bin lira veriyor ama anne babaları ayrı. Haftada bir gün babalarıyla olabiliyorlar. Ben yaşayabileceğim en güzel hayatı yaşıyorum. Yorma kendini daha fazlası için, ihtiyacım olan huzur ve sevgiyle büyümek en büyük lüks bu zamanda…””


Sahi… Bu günlerde çocukların en büyük lüksü bu belki de! Yazık! Daha iyi bir neslin aile huzurunda yetişeceğini kaçırmışız, birkaç dil öğreten kolejlerin taksitlerini düşünürken!



Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kaçırdıklarımız Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kaçırdıklarımız yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAÇIRDIKLARIMIZ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sezai KAYA DeliGarip
Sezai KAYA DeliGarip, @sezai-kaya-deligarip
19.12.2015 16:54:07
Bu yazının içerisi öyle dolu ki aslında kitaplar dolusu yazı çıkar ama siz güzel anlatımla bunu bir sayfaya sığdırmışsınız.Buradan alınacak ders te var Psikolojik eğitim de.Yüreğinize sağlık.
arda2004
arda2004, @arda2004
21.7.2013 12:31:47
..............................

arda2004 tarafından 7/25/2013 4:42:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
arda2004
arda2004, @arda2004
14.7.2013 13:43:59


arda2004 tarafından 7/25/2013 4:43:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
erolabi
erolabi, @erolabi
15.11.2012 09:33:46
Çocuktan al aklı demiş atalarımız.
Öyle bişi demiş. Ama size mutluluğun yolunu ve sırrımı söyleyen oğlunuza kulak verdiğinizin farkındayım değerli yazar.
Mutluluk sevebilmekte.
Sevmek gayret ve bakım onarım ister.
Selam ve saygı benden.
Angie
Angie, @semaenci
3.11.2012 23:53:07


Huzur ve sevgiyle büyümek cidden.lüks.

Ancak ben artık farklı ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Yani aile yapımız ele alınırken yükü boşanmalara değil de bilinçsizce bir araya gelinmiş ama yuva olunmamışlığınìn ilk başlangıcının gözden kaçırılmaması gerektigi inancındayım.

Düşündüren yazınız için teşekkürler.

Sevgi ve selamlarımla.





İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
3.11.2012 21:14:37
Ben yazının evlilik bölümüne takıldım. İzninizle sizinle, en azından bu bölüm hakkında, aynı fikri paylaşmayacağım.

Eskiden kaderdi. Evlenilir ve biterdi. Ne çıkarsa bahtına. Bir süre sonra, eğer çok kötü değilse, eşine alışırdın. Aşık olmamanın, beklentili yaşamamanın sonucuydu o evlilikler. Dışarıdan bakınca 'Oo, otuz yıldır bir yastığa baş koymuşlar' denirdi. Başka çareleri var mıydı? Kadın alıp başını gidebilir miydi? Bir mesleği var mıydı? Mahalle onu rahat bırakır mıydı? Metres de, kuma da o günlerden kalan kavramlar. Eskinin ne olursa olsun ayrılmayan ailesi kolun sıkça kırıldığı ama hep yenin içinde kaldığı bir yaşam şekliydi. Bugün dönüp bakınca pırıl pırıl gözüküyor.

Evet, boşanmalar daha sık oluyor. Çünkü evlilik kader değil. Kişiler mutsuzluğu kabullenip, geri kalan kırk yılını huzursuz bir ortamda geçirmek zorunda hissetmiyorlar.

Peki ya çocuklar? Çocuklar için boşanma artık dünyanın sonu değil. Çevrelerinde benzer durumları gördükçe ayrılığı daha az yadırgıyorlar. Ama hala toplum onlara aileli yaşamaları gerektiğini söylüyor. Ders kitaplarında tek bir ayrı yaşayan anne baba örneği yok (Benim zamanımda da apartmanda yaşayan aile yoktu ders kitaplarında. Dairemiz ve kış hazırlığı yapmamamız garip gelirdi.) Çocuklara kendilerini sıra dışı hissettirmek bizim elimizde.

Aile sosyal bir kurum. Her kurum gibi o da zamanla değişiyor. Aynı cinsten çiftlerin aile kurması tartışmalarına gelene kadar, anlaşılan boşanan çiftlerle meşgul olacağız.

Güzel ve düşündürtücü bir yazı olmuş. Tebrik ederim.
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
3.11.2012 19:18:43
aslında hayat çok güzel...
ya biz insanlar..
yaşamı bu hale soktuktan sonra geride ne kalıyor ki..
ahbabınızın çocuğunu tebrik ediyorum..
pek akıllıca düşüncesini beyan etmiş...
değerli kaleminizi okumak keyifliydi...
selamlar..
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet )), @--secilnimet--
3.11.2012 17:49:23



Belki kısacık bir yazı, bir solukta okuduk ama kocaaaa bir hayat sığdırmışsın içine sevgili Asran...

Ve önemine binaen umarım daha fazla okura ulaşabilirsin...
Tebrikler günün güzel ve içeriği münasebetiyle özel yazısına...

Kaçırmayalım hayatı...
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
3.11.2012 14:15:52



Dünya telasasina dalıp ne çok şeyi es geçtiğimizi hatırladığımızda çok geç olacak Sn. Asran
çok çok geç hemde...


Hayr eylesin Mevlam sonumuzu
sonsuz tebrik ve sevgimle.
Kalimera.
Kalimera., @kalimera-
3.11.2012 13:09:57
Her cümlesine imza atmak gerek bu yazının.

Özgürlük çığırtkanlığı ile insanlar birbirlerini gaza getirip yanlış öğretilere ve dogmalara yönlendiriliyorlar. Oysa en büyük özgürlük sevdiklerinle olan kıyısız paylaşımlardı.

Ben öğrencilerim arasında ne hikâyeler dinleye dinleye şimdi kızıma çok daha iyi yaklaşabiliyorum. Ne kadar sorunlu öğrenci varsa hepsinin ailesi parçalanmış veya anne-babadan biri ölmüş. Yahut evde sevilmeyen bir çocuk modeli. Özellikle içimi sızlatanlarsa boşanan anne-babanın evlâtlarını yaşlı aile bireylerine teslim etmeleri. Anne - baba yaşıyor ama çocuk dede veya nine yanında.:( Düşünemiyorum bile artık o çocuktaki yıkıntıyı.

Olmaz olsun böyle modernizm diyorum.

KUtlarım sevgili arkadaşım, uzatmadan, gayet güzel dokunmalardı...





Kalimera. tarafından 11/3/2012 1:10:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
asran
asran, @asran
3.11.2012 11:31:02

Yazmak mutluluğunu, okunmak keyfiyetini, düşünmek ve düşündüğünü paylaşmak sevgisini sizlerle paylaşabildiğim için sevinçliyim.

Ayrı ayrı, hepinize teşekkür ediyorum.

Selam ve sevgilerimle...
küsss
küsss, @kusss
3.11.2012 00:38:19
Bugünün yazıları hakkaten çok güzel...Deneme en sevdiğim tür,yazması zor..Bilgi birikimi, gözlem gerektirir..Okumak çok keyifliydi yazı adına..Ama yaşanılanalr,değindikleriniz,elbette ki keyifli değildi..

Ben bizzat yaşayan biri olarak bunu, boşanmanın çocukları ne derinden yaraladığını öyle iyi biliyorum ki:(

Saygılar bu engin kaleme..
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
3.11.2012 00:20:23
çok sevdiğim çok değerli iki insanı
aynı gün böylesi yan yana görmek
mutluluğun bir diğer nezih tarifi elbet


haklı başarıları kalbimce kutluyorum


sevgimle Lütfiye hanım...
Ufuk ŞEN
Ufuk ŞEN, @ufuksen
2.11.2012 23:08:52
güzel bir yazı okudum. Yorumlarda bir o kadar besleyiciydi. Edip yüreğiniz zeval görmesin.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
2.11.2012 19:27:02
10 puan verdi
Bir başka boyut çocuğun bunu anlaması, anlamanın yolu konuşmaktan geçtiğine inanıyorum, sevgi doyumdur bence, Bunu hisseden çocuk doyumsuzluğun başka boyutlarını sorgulamıyor.


Sevgiler
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
2.11.2012 18:05:11
çok güzel bir anlatımdı canım
evet parayla okuyan çocukların sevgiyi az bulanlar diyorum
önemli olan huzur dolu bir ortamda analı babalı olmak ve okumak saygımlasın canım
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
2.11.2012 16:02:26
10 puan verdi


İnsanlarda birbirlerine karşı sevgisizliğin, toplumsal huzursuzluğun malesef çok yoğun yaşandığı bir zamanı paylaşıyoruz.Belli bir yaş olgunluğuna erişmiş olmanın da ben kâfi geldiğine inanmıyorum.Bugün yaşı 60 bulmuş insanlarında mahkeme kapılarında celselerinin açılışını beklemelerini görmek ne kadar üzücü.

Kötü giden ülke ekonomisinin bireysel anlamda kişiye vuran, işsizlik, alım gücünün düşüklüğü gibi faktörel etkiler neticesinde en küçük birimlere yansıması malesef en yıkıcı hali alıyor.

Çocuğuna yeterli eğitimi sağlayamayan ebeveynin birbirini suçlamalarından tutunda temel ihtiyaçları karşıyamamış olmanın verdiği ruhsal çöküntü en çok eşlerde birbirine yansıyan oluyor.


Fiziksel şiiddetin yanında psikolojik şiddette bariz ve en etkin şekilde rol almaya başlıyor.

Sonrası tahammülsüz, birbirine saygısı, sevgisi olmayan insanlar toplumda önce kendi huzurlarını sonra başkalarının huzurlarını kaçıran baş rol oyuncusu olup çıkıyorlar.Evinde huzursuz, dışarda huzursuz, işinde huzursuz, geçimsiz...Bir de bunlara birinci dereceden ailedeki çocukları eklersek ki pazılın en tehlikeli parçasını bu bölüm oluşturmakta çünkü ilerde ebeveyn olduklarında sevgisiz bir ortamda büyümüş olmanın getirdiği psikolojik eziklikle sağlıklı bireyler yetiştirememekteler.Hatta daha da kötüsü birey yetiştirecek düzeye bile erişememekte çoğunluğu.


Bu konu o kadar derin ve önemli ki...dediğim gibi birinci derecede alt basamak milli ekonominin kişi başına düşen gelir seviyesinin yüksekliği birincil nedendir derim ben düzelmesi için.

Her zaman maddiyatın ikincil nedenlerden tutuyor olsak da toplum gerçekleri malesef artık sevginin, saygının, tahammülün bile gereği olarak onu en öncül neden olarak önümüze sermekte.

Her yönüyle mükemmel bir yazıydı.Ben de kendimi tutamadım kusura bakmayın ne olur. Bu durumdan mesleki anlamda en çok şikayetçi olan biri olarak ben de içimi dökmüş oldum :))


İnanın insanlar ya ölüyorlar, ya da boşanıyorlar yok böyle birşey yok...olamaz.O kadar çoğaldı ki anlatılır gibi değil...


Yine de herkesin gelip şu güzelim yazıyı okuyup daha bilinçli, daha duyarlı bir bakışla sabrın, tahammülün hepsinden önemlisi sevginin önemini kavramasını çok isterdim.


Teşekkürler Asran Hanım bu değerli paylaşım için.Selam ve en içten sevgimle.




Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
2.11.2012 13:25:23
İnsan mutluluğun gerçek manasını bilenlerle sohbet etmeli. Siz bu anlamda çok önemli bir yazarsınız. Çünkü sizin çalışmalarınız mutluluğun aslında bir rüya ya da ütopya olmadığını gösteriyor insanlara. Bunu sohbet tadında ve etkileyici bir üslupla aktarıyorsunuz. Sizi okumak hem keyif hem yararlı. Kısa zamanda geniş kitlelere ulaşmalı bu pozitif kalem:)

Sevgilerimle.
Hamuş-71
Hamuş-71, @hamus-71
2.11.2012 11:25:56
10 puan verdi
Değerli yazarım...

Eskiler " gençler düşünebilseydi, yaşlılar yapabilseydi " demişler. Maalesef bazı düşünceler ancak belirli yaşlarda oturuyor insanda. Gençliğin getirdiği acelecilik ve bana hiç bir şey olmaz düşüncesi daha sonraki yıllarda daha olgun düşüncelere ve ağırbaşlılığa bırakıyor yerini.

Şiddetli geçimsizlik adı altında incir çekirdeğini doldurmayan gerekçelerle mahkeme kapılarının yolunu tutanların sayısı Serhat hocamızın dediği gibi hiçte azımsanmayacak türden maalesef. Eskiden " bir lokma, bir hırka " felsefesine güler geçer ve kanaat etmez olmuş şimdiki gençlerimiz. Bizler evlendiğimizde en temel ihtiyaçlarımız dışında öyle çok eksiğimiz vardı ki. Lakin saygıyı koymuyorduk sofralarımıza yemek yerine.

Yazınız naçizane şu şarkıyı getirdi aklıma " Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler "

Saygıyla...
-Ezrak Rahel-
-Ezrak Rahel-, @ezrak-rahel
2.11.2012 08:56:22
10 puan verdi



eskiden maddi sıkıntıları çoktu çocukların
ama umutları hayalleri vardı
anımsıyorum da bayram sabahalrı giyilecek elbise ve ayakkabı için sabaha dek göz yumulmazdı


şimdi çocukların "herşeyi" var ellerinin altında

lakin herkes kendinden başlayarak herkese yabancı




güzeldi yazı



tebrikler




Serhat AKDENİZ
Serhat AKDENİZ, @serhatakdeniz
2.11.2012 08:45:21
10 puan verdi
ne güzel geldi güne sizine başlamak. normalde yazıları okuyan ama genelde değerlendirmeyen biri olarak sırrını iyi bildiğim siz gibi bir kaç kişinin bildirimlerini heyecanla bekliyorum.


ve o kadar açık ve alçak gönüllü yalın bir diliniz var ki; cezbediyor insanı sadeliği makyaja gerek duymayan doğallığı ve cümlelerdeki ahenk...


konu o kadar güncel ki artık boşanmamış olmak bile neredeyse bekarlıkla yarışır vaziyette!
bende kızımın okulunun rehberlik öğretmeninin bir araştırma sonunucu duyunca şok olmuştum.

dediğine göre ayrılmış ya da ayrılmak üzere olan ebeveyn sayısı tam yüzde 71 ! korkunç bir rakam bu . inanmadığımı abartılmış olduğunu vermiş olmalıyım ki mimiklerimle bana dosyayı göstermişti.

bu kadar tahammülsüzlüğe nedir sebep? e gelince altı o kadar doku ki. maddi yetersizlikten ruhani doyumsuzluklara kadar bir yığın şey. ve çoğu dönüp dolaşıp işte şiddetli geçimsizliğe sığınıyor.

oysa örf ve ananelerimiz ve örneklerini sunan, babaannelerimiz anneannelerimizden hangisi bizde çok daha iyi şartlarda bir hayat sürmüştür? buna cevap binde bile değil milyonda bir ancaktır herhalde...

o halde hayat şartlarının en üst düzeyde olduğu şimdide neden bu halde insanlar.tüm teknolojik imkanları kullanırken. bunun altını yine binlerce madde doldurabilir. kişiler.

fakat benim tespitim ve inancım ''tahammülsüzlük'' ve ''sabır'' eksikliği.
dahası bir beklenti uyuşmazlığı hayatla! hani ''beklentisi az olanın üzüntüsü de az olur'' misali.

aklıma gelen bir örnek var; evindeki nüfus sayısı 17 olduğu halde Peygamber efendimizin evinde tam tamına 3 ay hiç yemek pişmemiş! ve bir kerede bundan şikayet etmemiş!
sanırım bu durumda olan biri yok gibidir o ayrılanları maddiyata dayayanlar içerisinde!

bence hayatı anlamanın yolu insanı tanımakla başlar. ve bunda ne kadar başarılı olur ve bunu hazmederse o kadar kısaltır yolu.




ve sabah sabah bu kadar gevezelik yeter sanırım.

düşündüren konuşturan yazınız için teşekkürler...
Halit Yıldırım
Halit Yıldırım, @halityildirim
2.11.2012 08:28:03
Keşke hayatımı 40 yaşımdaki kadar aklı başımda olarak yaşayabilse idim!”.
Bu günlerde çocukların en büyük lüksü bu belki de! Yazık! Daha iyi bir neslin aile huzurunda yetişeceğini kaçırmışız, birkaç dil öğreten kolejlerin taksitlerini düşünürken!

Tam yerinde tespitler. Çok güzel bir yazıydı. Selam ve saygılarımla....
hüvel
hüvel, @huvel
2.11.2012 07:10:43
10 puan verdi
çok haklısınız yazdıklarınız da, artık gerekçeler lüks oldu şimdilerde...

tebrik ederim.

(ve profil müziğiniz muhteşemdi :))
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL