Yorgun Kitabı - Yorgun Kitapları

İnsanlığın ortasında kalakalırsınız ya bazen yapayalnız. Kederleriniz ve kaderinizle baş başa... Kimseye derdinizi anlatamazsınız. Anlatsanız da “deli” derler size. Üstelik acıyarak bakarlar. Engin bir denizde boğulur gibi hissedersiniz kendinizi. Ya da bir mengenede sıkıştırıldığınız sanısına kapılırsınız. İşte o zaman sığınacağınız tek limandır şiir. Merhametinden merhem umarsınız. Ummadığınız d..»»

... "Yorgun Çanlar", 1950’lerden 1960’a değin, yaklaşık on yıllık bir zaman diliminde, ülkedeki siyasal, toplumsal çalkantılara kapılan insanların romanı, Yurdakul’un romanda şiirsel bir dille anlattığı "Yorgun Çanlar" söylencesindeki gibi yitmemek için çabalayan insanların öyküsüdür. "Yorgun Çanlar", toplumdaki birtakım değer yargıları hızla yozlaşırken düşünen, direnenlerin romanıdır. Çok eskide..»»

Gezegenimizi tehdit eden gerçekler, doğa dostu fikirler ve hayat kurtaran tavsiyeler! Evet... Dünya tüm insanların evi. Sana göre onun bir eşi benzeri daha yok. Haklısın. Hem de çok haklısın. Daha da önemlisi Dünya insanların üzerinde yaşayabilecekleri tek gezegen. Yalnız küçücük bir sorunu var! İnsanoğlunu yüzyıllardır üzerinde misafir eden Dünya artık kendisini iyi hissetmiyor. Nedeni basit!..»»

Çocukluk yıllarımı fazla hatırlamıyorum ama tüm küçük eşekler gibi güzel ve kibar birisi olduğumu tahmin ediyorum. Mutlu olmadığımı fakat çok akıllı olduğumu biliyorum. Bunu şu sebeple söyleyebiliyorum bugün de arkadaşlarımdan daha zeki ve akıllıyım. Sahiplerinden bile bazen akıllı oluyorum. Bir de onlar insan! İnsanlardan bile akıllı eşek gördünüz mü siz hiç? Gelin; size insanlara oy..»»

Komşular dökecekleri yiyecekleri bize getiriyor. Ayranın içindeki sineği ayıklayıp, ayranı ekmeğimize katık yapıyoruz. Gece karanlık. Lamba yok. Güneş batar yatarız, güneş doğar kalkarız. Zamanla ekmek pişirmeyi, yemek yapmayı öğrendik; ama ne zorluklar çektik! Nerede bir yetim, nerede bir öksüz görsem, derdim tazelenir. Yetmiş beş yaşındayım, elli torun, sekiz evlat sahibiyim. Yine yetimim, yine ..»»

Oysa ben aşık değildim Ne Yusuf ne de Züleyha gibi Sadece kördüm Yakup misali Dünyam karanlık hem de en zifiri...   -MFÖ-     »»

“Şimdi anlıyorum, seninle tanışmadan önce aşk hakkında hiçbir fikrim yoktu. Oysa, bizimkisi aşktı; aşk insanın hayatını zorlaştırmıyormuş, asla seninle olduğum zamanlar gibi mutlu olmadım ve bu zamanların nasıl geçtiğini anlamadım. Benden vazgeçmeni kaldıramam, ben de senden vazgeçemem. Gülüşünü seviyorum, dürüstlüğünü seviyorum, sadık olmanı seviyorum, espri anlayışını seviyorum ve sen bana şaka ..»»

Sergen adında bir kasaba ve kasabının kahramanı Narlı Nine'nin heykel öyküsü... Sergen, dünyanın bir yerinde kendi yağıyla kavrulan bir kasabadır. Sergenliler kıt kanaat ama huzur içinde yaşayan insanlardır. Bir gün, uzak kasabalarda, şehirlerde, ülkelerde yaşayanların kahraman dedelerine ait birer heykeli bulunduğunu öğrenirler; kendilerinin böyle bir kahramanı olmadığı için üzülürler. Uzun..»»

Adını ilk duyduğumuzda Corona virüsü bizden çok uzaktı. Çin’den buralara gelmez sandık. Oysa kısa zamanda sınırları kolayca geçip hayatımızın tam ortasına yerleşti. Biz neler olduğunu anlamaya çalışırken tüm sağlık çalışanları onunla savaşmaya başlamıştı. Üstelik başlangıçta savaştıkları düşmanı yok edecek silahların neler olduğunu bile tam bilemeden. Sonra rakamlar girdi yaşamımıza. Her biri ayrı..»»

"Adnan Bey`in sesinde gençliğinin hayıflanmış hatıralarına dönmek isteyen arzulu özleyiş vardı. Bahar sabahlarında kısrakları ovaya salan kahyanın cakalı yürüyüşünü hep hayranlıkla hissetmiş, bu kısrakların sırtında sınırsızlığın hazzını duymak istemişti. Beyaz kısrağın taze bir kız gibi ovada salındığını gözlerinin önüne getirdi. Bu kısrağın gözlerinde mor bakışlı şafakların billur kaselerini gör..»»