- 655 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Dünlerim bitti
Dünlerim bitti ,yarınlarımı bekliyorum. Beklemek umutlarımı korkutmadı. Haykırıyorum işte yıkılmadım ayaktayım.Yarınlar günlerime hep sevgi saçan güneşi doğuracak .Ağarmış geceler saracak dünyamı.Yüreğimin en kuytuları bile coşacak ,kanı kaynayacak kalbimin. Yaşama umutla bakacak gözlerim.
Sana dünlerin sitemlerimi göndermeyeceğim.Yaşanan gecelerin ardından hep yeni umutlar doğacağını , yeni sevgilerin gün ışığı ile süzüleceğini, yarınları anlatacağım ağlayan yüreğine. Belki aylar uzayıp sene olacak, senelerse asır .Fakat bir gün gelecek senin için de umut kuşları ... Seni çok sevmiş meğer bu yürek .Kimi coşmuş seninl kimi ağlamış duygularınla .usulca gidişini görmemş kalbim.Nedendir gidişin anlamış değilim.Sakın sitem sanma bu serzenişimi …Sana sitem değil.. Belki biraz özlem dündeki aşkım sana.Fakat hala umut var içimde.
Dinle umudun ayak seslerini.
Yağmurlar yağacak özlemle sessiz damlalar vuraca yüreğine.Hıçkıracak ruhun, unutma. Umut vardır ardında gökkuşağının..
Sokaklar alışmış ayak izlerimize ve izlere düşen düşlere.. Düşler gerçeklere karışmış belki.Hangisi yaşandı hangisi düş.Sonbahar ayazı vurmuşçasına dökülsede düşlerimin yapakları gecenin rengine .Ama yine de umut var ilkbaharımda.. Unutma sakın sen giderken dündü şimdi yarınları bekliyorum bilesin..
Ve sen beni düşleyeceksin ..
YORUMLAR
Kişinin kader senaryosu yazılıdır..Başına ne gelecekse elbet gelir. Takvimi asla bozulmaz ve değişmez Biz sadece senaryosu yazılı ve kendimiz tarafından seyreldilmemiş film gibiyiz. Aslında kader dediğimiz şey bir çember gibidir.Biz o çemberin dışına asla çıkamayız.İçinde döner dururuz.Sadece dönüşler bize bağlıdır.Doğum,ölüm ve nikahın vakti saatinin asla değişemeyeceği gibi...O çemberin içindeki bize ait zikzakların umut ve mutluluğunu sadece biz belirleriz,Bir başka deyişle insanoğlu çember içindeki kaderi kendisi tayin eder.Doğru,yanlış veya çifte kararlılıklar bizi mutlu,mutsuz veya umuda bağlar.
Lakin insanoğlunun gerçek mutluluğu bence kişinin kendi beyninde başlar ve kendi beyninde biter.Elbette tebdili mekanda ferahlık vardır. Ama giderken kişi beynindekileri de gittiği yere beraberce "gölgesi gibi" götürüyorsa bence bu geçmişin fotokopisini yaşamaktan başka birşey değildir.
Sonuç olarak şunu diyebilirim; insanoğlu gerçek mutluluğu başkasından geleceğini zanneder.Halbuki mutluluk başkasından gelmez. Kişi onu kendi beyninde bulmalıdır.Umut dediğimiz şeyi de biz beynimizde yaratmıyor muyuz.Bütün mesele; mutsuz isek hayata korkmadan ve cesurca başka bir pencereden bakmaya başlamaktır.Bizim eksiğimiz bu bakış moduna bir türlü giremeyişimiz değil mi?
Sınavda yanlış yaptığımızı fark edince sileriz,bilgisayarımız çok yüklü ise "delete" yaparız,en yakınımız ölünce gün gelir acımızı sileriz ve yerine dua ekleriz,ekonomik kayıplarımızı gün gelir unuturuz,sileriz, Lakin asıl silmemiz gereken "ihanetli,umursamaz,aymazlıklı," aşkımızın partnerini ya terk edemeyiz, ya da terk ettikten sonra gündemden düşürmeden şiirlere,yazılara,komşu sohbetlerinde yakınmalara,yazacağımız romanlara,makalelere liste başı konu seçerek sürekli gündemde tutarız..hepimiz böyleyiz işte.. Peki bu durumda nasıl mutlu olunur?Yalan mı?
Erdemce...
Dünlerin bitirilmesi için bugünü mutlu yaşayarak iyi bir yarınlar hazırlanabilir, bir bakıma dünleri yaşayarak hayata devam edenler kötü bir yarına kendini hazırlıyor demektir.
İyi ki Umut denen bir kavram vardır da hayata sıkı sıkıya sarılıyoruz bu aşklar için de geçerlidir.
Gene güzel bir temaydı, işlediğiniz... Teşekkürler
nazlıgül
Umarım umut hep bizlerle olur.Dünlerimiz kötü geçmişse Yarınlarımız umarım iyi olur.
Nazlıgül tebrikler yıklmamış ve ayakta olan bir gül..
Ama hala içinde bir umut yeni umutlar yarınlar var.
Diyorum ki başında pembe bulutlarla umuduna koş..mutluluğuna...
Sevgiyle kal..
nazlıgül
Nazlıgül hocam, yazınızı okudum ve çok etkilendim. rahatsızlığım nedeniyle siteye fazla giremiyorum serum yedim hastanedeyim bu sabah dokuzda eve geldim akşam yine gidiyorum. h .h. et ne olur...