- 1828 Okunma
- 31 Yorum
- 0 Beğeni
HASTA RUH VE SAHTELİK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hayatta hiçbir şeyi tam istediğimiz şekilde olduramayız. Rol modellerimize ayak uyduramayız. Kendimizi hep eksik ve başarısız buluruz.
Oysa çok büyük şeyler yaparız farkında olmadan. Mozaik bir beton oluşur başarı kırıntılarından.
Başarısızlıklar da böyledir ama can sıkıcı oldukları için onları gözümüzde daha büyütürüz. Başarıları unuttuğumuz kadar kolay unutmayız. Kendimize ve çevremize haksızlık yaparız başarısızlıklarımız yüzünden. Aslında onların da fazla etkisi yoktur. Olsa da zamanla önem yitmiştir.
Her bir başarısızlık ve kayıp tek başına insanı yıkamaz. Üzülmekten kahrolmaktan haz alırız. Fakat sevinmeyi başaramayız. Suçlamayı, sabırsızlığı, hakareti, küçümsemeyi de çok iyi biliriz.
Öz eleştiri yapamayız. Şükrü bilmeyiz. Öfke ve intikam bizim doğal hakkımızdır adeta.
Biz şuyuz, biz buyuz demek hoşumuza gider.
Benciliz ve küçümsemeyi severiz.
Dünya bizim için yaratılmıştır. Biz mutlu edilsek yeter.
Eşler eş midir yoksa eş terbiyecisi mi?
Eş sahiplenir mi insanı? Üzerimizde ne kadar hakları vardır?
Evlilik bir ortaklıktır. Ortaklıklar zor yürür ama güçlü olur.
Mutluluğu ve özgürlüğü kısıtlar ve bu yüzden nefislerimize şirin gelmez.
Fakat yine de insanlığın geleceği için en emin yoldur. Evlilikte de garanti olan bir şey yoktur.
Hayatta nasıl hiç bir şey tam istediğimiz gibi gitmezse evlilik de aksayabilir. Hayaller sonlanır ve bitebilir. Evliliğin bitmesi de dünyanın sonu değildir. Belki de kazançtır duruma göre. Ya bir çıkış bulunur ya yeni bir yol açılır.
Kınadığımız her şey başımıza gelir.
Kınadığımız her şey başımıza gelir.
Kınadığımız her şey başımıza gelir veya gelme ihtimali yüksektir.
Hayatta her durum insan için yaratılmıştır.
Kınadığımız hayatları yaşamak istemez miyiz bazen?
Asla derken ihanete uğramak çok mu uzak sanırız?
“ Hadi ya bu da olmaz” gibi şaşkınlık ifade eden söz ve cümleleri ne çok duyarız. Çok defa yargısız infazlar yaparız. Gün gelir asmayı düşündüğümüz insanın yaptığı eylemi yaparız.
En sevilenden, en olmaz yerden, en derin yarayı yeriz.
Delirebiliriz, sapıtabiliriz, hırsız ya da yalancı olabiliriz. Katil ya da terörist bile olunabilinir hayatta. İnsanı şartları yönetir.
Kayın ya da baldızla yatıp, kendimizi aşarız. Olmadık şeyler mi? Gayet sıradan şeyler.
Genelevde üç beş kuruşa tenini ve ruhunu satan bir kadın, çok dindar biri de olabilirdi bu ortama düşmeseydi.
Ortamlar insanları suça iter. Olmayacakları mümkün kılar. Mütaasıp bir kadın da ortama uyup en uç noktaya geçebilir.
Hayatta imkânsız yok gibidir.
Kimse kirli ve hasta ruhlu doğmaz. Her şeyi sonradan öğrenir.
Öğrenilenler beyine giren virüslerdir.
Yüreksizlik yüzünden bazen kendimize ihanet ederiz de bu durumu sevdiğimize sadakat ve ya vefa borcu sayarız.
Dıştan kardeş oluruz da rüyalarda defalarca doya doya sevişiriz. Delice arzularız da asla oralı olmaz görünürüz. Mıknatıs gibi çekerken iteriz.
İnsanı en iyi;inşa eden tanır. Sahtesini de sahteliğini de.
Yaratıcı; melek istemediğini söylüyor.
Günah işleyen ve samimiyetle tövbe eden bir toplum olarak niteliyor yarattığını.
Sadece şirk’i ve kul hakkını affetmediğini söylemiyor mu Yaratıcı?
O zaman sorun cehalette.
Cahil ve anlayışsızız. Empati, sempati ve eleştiri nedir bilmiyoruz.
Korkağız.
Sahteyiz.
İletişimi, sevmeyi bilmiyoruz.
Paylaşmayı ve mutlu olmayı bilmiyoruz.
Cahil olduğumuzu da kabul etmiyoruz.
Cehalette cesuruz. Damla kadar bilgimizle deryaları tenkit edip, aşağılayabiliyoruz. Samimi olamıyor ve dokunmayı bilmiyoruz.
Tam ve net ifadeler kuramıyoruz.
Karşıdakinin vermesi gereken cevapları da onun namına kendimiz cevaplayıp yargıya varıyoruz.
Olduğumuz gibi görünmeyip aldatıyoruz herkesi.
Maskelerle yaşıyoruz.
RUHEN HASTA ve SAHTEYİZ.
YORUMLAR
Güne yakışan yazınızı kutlar, kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Evek kendimize bile sahteyiz. Yazdığınız her satırın altına imzamı atarım.
Tebrik ederim.
Engin Tatlıtürk
Selam ve saygılar.
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Selam ve saygılar.
Yangının damarlarını hapsedince gece utançlı bir mevsim senfonisi duyulur uzaklardan sessizce. Sızılı zemheriler dönencesinde avuçlarımızdaki dünler kurtulmak ister sarı odalarından, yaman bir şarkının sözleri ilişince dudaklarımızdaki heceye. An olur kurtulur aşk, yeniden yangın olur sarmalını kucaklarken sevgiyle dolu yürek...
Ne güzel bir anlatı. Yüreğin susmasın dost.
Engin Tatlıtürk
Kimileri sanatı kence ve kendine karar yaşar.
Sizin sanatınız ise paylaştıkça artıyor.
Arı ve bal misali.
Sayfama şeref verdiniz.
Selamlar.
Cümle sonlarındaki olduramayız, uyduramayız, bilmeyiz, beceremeyiz, uz, üz, ız, iz, şeklindeki çoğul eklerden olsa gerek bir alındım, bir alındım sorma gitsin Müdafaa şeklinde algılamazsan eğer, “beşer şaşar” deyip de avutayım kendimi biraz.
Şeytani vesveselerle fiili sapıklıkları aynı kategoriye koymak ademoğluna karşı biraz haksızlık olur gibi geliyor bana. Allah affetsin ki bir sürü günahkâr ameller ne hikmetse hep ibadet anlarımda zihnimi meşgul eder.
Dediğin gibi mutlaka “İnsanı en iyi; inşa eden tanır.” Lakin âdemoğlunun sahteliği ve samimiliğini test hususunda hükmi irade milyonlarca ipucu vermiştir bizlere. Anlayana rölyef baskı, emniyet teli, mikro yazı, kılcal çizgiler, optik emniyet, fosforlu seri numaraları, filigran resim, elyaf kâğıt vs bir sürü ipucu. Bunca ipucundan sonra İlla nümismat olmaya gerek yok.
“Sorun cehalette” tespitine katılmamak mümkün değil. Eskiler boşuna dememiş “cahil dostun olacağına akıllı düşmanın olsun” diye.
Son olarak “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beniiiiii”
Tebrikler, selamlar dostum
Engin Tatlıtürk
Kardeş sen okşuyor musun, dövüyor musun?
Hani bileyim de.
Güldüm gülmesine ama hak da vermedim değil.
Yoksa sende gizli kerametler mi hasil oldi?
Kardeşim şakayı geçtim de özledik Valla.
Bayram ertesi sıkı bir yazını beklerum. 10 Numara hazır.
Demayın öyle şey olur mi?
Adam güzel yazıyor pardon, çok çok güzel yazıyor Vallahi.
İnanmazsan oku oni.
Öpüldün kardeşim.
Sevgi ve selamlar.
Dogdugumuz andan itibaren ağzımıza sahte tatlar vermedilermi emziğe tatlı sürerek,annenimi, babanıı seviyorsun diye sıkıştırdıklarında başladık iki yüzlülüklere,sonra okulda kırık not alınca saklayarak,azcık eteğin acılsa namusun orada oldğu anlatılarak sevgiyi hep cinsellikmiş gibi anlatıkmadımı .sevgi sadece yatak odasına hasmış ,sevgini gösterince ayıplanmadıkmı ,onu yapma günah,bunu yapma günah diyerek yanlışlarla büyütülmedikmi, sonrasında ruhunla bedenin ve geleniklerin arasında kalmadıkmı .aa birde el alem hep koltuk altımızda kulağımızın bir köşesinde olmadımı,gelde yüzüne değişik değişik maskeler takma bakalım..Ahh aslında bu yazı sanki benim içimde dökmek isteyipde dökemediklerimi dillendirip yazıya dökmüşsünüz.ödülü fazlasıyla hak eden bir yazı ,kutlarım sizi.selam ve saygılarımla...
Engin Tatlıtürk
Ve biz maskelerle dolaştıkça, tastamam kendimiz olamıyoruz.
Hatalarımızı da kabullenemiyoruz.
Kendimizi tanıyamıyoruz.
Fakat insan tamamen boş olamaz. Kendimizle barışıp, kendimizi anlamaya başlamalı ve gerçek olma mücadelesi vermeliyiz.
Bir biz vardur bizde, bizden içeru"
Sayfama hoş geldiniz.
Teşekkür ederim.
Saygı ve selamlar.
geç kalmış bir kutlama olacak farkındayım
bayram yoğunluğu Engin Bey
ancak okuyabildim
kutlarım
saygılar
Engin Tatlıtürk
Şeref duydum. Yeşekkürler.
Saygılar.
Hayatta nasıl hiç bir şey tam istediğimiz gibi gitmezse evlilik de aksayabilir. Hayaller sonlanır ve bitebilir. Evliliğin bitmesi de dünyanın sonu değildir. Belki de kazançtır duruma göre. Ya bir çıkış bulunur ya yeni bir yol açılır.
Kınadığımız her şey başımıza gelir.
Kınadığımız her şey başımıza gelir.
Kınadığımız her şey başımıza gelir veya gelme ihtimali yüksektir.
Hayatta her durum insan için yaratılmıştır.
Kınadığımız hayatları yaşamak istemez miyiz bazen?
İrdelenmesi gereken, gerçeklerle dolu bir yazı. Güne gelmesi isabet olmuş birçok kişiye ulaşması bakımından.
Kutluyorum Engin Bey... Saygımla...
Bayramın mübarek olsun...
Engin Tatlıtürk
Selam ve saygılar.
Dıştan kardeş oluruz da rüyalarda defalarca doya doya sevişiriz. Delice arzularız da asla oralı olmaz görünürüz. Mıknatıs gibi çekerken iteriz.
İnsanı en iyi;inşa eden tanır. Sahtesini de sahteliğini de.
Yaratıcı; melek istemediğini söylüyor.
Günah işleyen ve samimiyetle tövbe eden bir toplum olarak niteliyor yarattığını.
Sadece şirk’i ve kul hakkını affetmediğini söylemiyor mu Yaratıcı?
O zaman sorun cehalette.
Cahil ve anlayışsızız. Empati, sempati ve eleştiri nedir bilmiyoruz.
Korkağız.
Sahteyiz.
İletişimi, sevmeyi bilmiyoruz.
Paylaşmayı ve mutlu olmayı bilmiyoruz.
Cahil olduğumuzu da kabul etmiyoruz.
Cehalette cesuruz. Damla kadar bilgimizle deryaları tenkit edip, aşağılayabiliyoruz. Samimi olamıyor ve dokunmayı bilmiyoruz.
Tam ve net ifadeler kuramıyoruz.
Karşıdakinin vermesi gereken cevapları da onun namına kendimiz cevaplayıp yargıya varıyoruz.
Olduğumuz gibi görünmeyip aldatıyoruz herkesi.
Maskelerle yaşıyoruz.
RUHEN HASTA ve SAHTEYİZ.
offffffffffffffoffffffffffffffff ya abim tamam bütün yazıların şiirilerin birbirinden güzel anlamlı ve ders verici fakat bu yazı beni gerçekten etkiledi gerçekten gündemede yerini aldı haklı olarak abim girş sebeb sonuç içerik muhteşemdi okuyucularını yormadan sürükleyerek okunasu yazıydı evet evlilikler ortaklıktır iş ortaklığı nasılsa evlilikte öyle ama iş ortaklığında kesip atması kolay oanda bitirebiliyorsunuz fakat iş evliliğe gelince orada önce maneviyatı çocukları ve ben neolacam sorusunu düşünüyorsunuz gerçekten çok zor bence düşünüp taşınılmadan anlık kararlar verilmemelidir benim gibi umarım tüm okuyucularınız dersini almıştır bu yazıdan harikaydı canım abim sizi cani gönülden kutlarım kurdele sayfanıza çok yakışmış yüreğinize emeğinize sağlık sevgi ve saygılarımla tekrar bayramınızı en içten dileğimle kutlarım saygılar slmlar
Engin Tatlıtürk
Ziyartiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılar kardeşim.
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Saygılar.
önemli bir konu ve çok çok önemli bir konu hemde.
her daim olduğu gibi bam telime dokundun yine kıymmetli Engin abim.
bu yazı üzerine sayfalarca yazılır çizilir düşünülür.bir insan ve bir borç var bu yazının temelinde.öyle görüyorum ve görünüyor buradan çünkü,hakiki manada insan Allaha borçlu bir mahluktur.
İnsan ilahi inşa evreninin en üstün bir şaheseridir. ve evet İnsan Allah’a borçludur
Allah ise insanın hasmı değil dostudur.
ve ruh... Allahın (Ademe) Meryeme sunduğu bir armağanıdır ruh. böyle olunca da ruhun bozulması şıklardan eleniyor benim kanattimce.
çünkü ruh Rabbin bir nazarıdır bir nurudur ve bir emsalsiz armağanıdır bu acız kula. fakat onu azılı bir canavara çevirip güzel nimeti çirkinleştirip bir leş yığınına çeviren yine bu insan denen eşrefi mahluktur.
Allaha uzak olan bir iman çölde yolunu kaybetmiş bir bedevi gibidir benim nazarımda. çünkü İman her şeyden önce inanmak ve bir teslimiyet üstünlüğüne erişmek demektir. itaat etmek demektir. İman yolunu kaybedermi peki ? elbet kaybeder. eğerki bu yangında Allah ve Rasulün imbiğinden dudaklarını ıslamıyorsa o insan o ruh ve akıl,elbetteki o çölde bir cehennem avareliği içinde sarhoş sarhoş dön dolaş sonuç hep aynıdır kul için.
Emanet sorumluluğun hilafet hakkındır muhakkak ve mutlak.
bu demek olurki varlığın bir anlamı dolayısıyla bir amacı var demekki. Allaha iman bir yerde anlam”a ve “anlamlılığa” imandır. Allah var olan hiç bir eşyayı anlamsız ve amaçsız yaratmamıştır asla. dikkatli bir göz az bir dikkat üzre baktığında en sıradan şeylerin bile bir amaç uğruna var edildiğini görür ve akıl bunu algılar mutlaka .
derki o güzeller güzeli Rabbim "sizden kim ölü kardeşinin etini yemek ister?" soruyor işte Yüce Rab. hadi cevap verelim arkadaşalar.canı çıkıp teni morarmış hangi ölüyü parçalara bölüp afiyetle oturup şen şakrak bir ortamda miydemize indirebiliriz söylermisniz?
soruyor yine Mwevlam"tiksindiniz değilmi?" ne deriz cevap olarak, ben kendi adıma yüzümü ekşiterek ve tiksinerek diyorumki evet evet evet...
peki dedikodu yaptığımız her an o kokuşmuş ölüyü parçalayıp afiyetsiz yediğimizin farkındamıyız acaba?
İnsanın sorumluluğunun gayesi yeryüzünde varoluş amacına uygun bir hayatı inşa etmek olmalıdır. insan böyle bir amacı gerçekleştirebilecek bir donanıma sahip kılınmıştır yüce yaratıcı tarafından. fakat insan hayatı inşa sorumluluğunu yerine getirebilmek için bu donanımı kullanma kılavuzuna uygun kullanmalıdır ve mutlaka ve yine muhakak bir tevekkül ve itaat eksenli irade ile. yani dış dünyayı imar ve inşa ile görevli olan insanın her şeyden önce iç dünyası imar ve inşa etmesi lazımdır.
öyle çook yazmak istiyorumki ama çıkmama gerekiyor ve yorumuda alalecele ve kaptı kaçtı olarak yazdım...bu yazıda az bir değer dahi olsun paydam bulunsun istedim...
Bayarmınızı çook çok kutluyor ve kıtmetli hanımefendi Anneniz Fatıma teyzemin ellerinden öpüyorum...saygım ve duamla...
dualarda unutmayın lütfen...
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 11/19/2010 5:07:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Engin Tatlıtürk
Sayfama şeref verdiniz.
Teşekkür ederim kardeşim.
Aynı güzel temennileri ben de sizler için dilerim.
Selam ve sevgiler.
Terbrik ederim Engin abi harika bir yazıydı. Beğenerek okudum. Bu arada bayeramınızı kutluyorum. Sevgi,saygı ve selamlarımla
Engin Tatlıtürk
sayfama şerefler verdiniz.
selamlar.
sevgim saygım tebriklerim günün yazısına çok değerli yazarına..:)
düşüncelerimi paylaşmak isterdim inşallah fırsat bulurum...
not: !!!
bence bu konuyu foruma taşıyın herkes düşünlerini paylaşsın çok önemli toplumun ruh sağlığı açısından...:)
Engin Tatlıtürk
Nasıl işlediğini bile bilmem.
Sadece bir defa izlemiştim biraz.
İş yapar diyorsanız bir kulağından tutup siz kendi düşüncenizi katarak ve sorunuzla taşıyın foruma.
Haberim olursa bir iki satır yazmaktan mutlu olurum. Sizleri de okurum.
Belli ki çok diyeceğin var.
Aslında bu konu bayağı su kaldırır.
Sayfama uğrayıp yazımı okuyarak, değerli yorumlarınızı esirgemediğiniz için çok teşekkür ederim.
Sevgi ve selamlar.
yazınız düşündürücü.Ben bunları kınamak olarak görmüyorum.İstesekte intemesekte beşer şaşar demişler,kınamıyorum ama kabullenemiyorum.
Engin Tatlıtürk
İstemesek de kabullenmesek de düzen böyle dönüyor.
Pek çok şeyde kadınlarla erkeklerin bölümleri ayrı.
Hastahanelerde bütün mahremiyet yitiyor.
Kadın hastalıklarına dahi erkek doktorlar bakıyor.
Ne yani sadece kadınlar alınsa bu bölüme ve hep doktorlar kadın olsa olamaz mı?
Doktor seçme hakkı varmış.
Doktor bulduk da seçeceğiz.
Çaresizliğin kabullenilmişliğidir bu. Deccelin düzeni bunları istiyor ve şart koşuyor.
Bazı konularda aykırı görüş söylemek Ateşi tutmak kadar zor.
Herkes " Kalbim temiz" diye düşünüyor.
Pekiyi kim kötü?
Kim şeytana ve nefsine esir olan?
Tamam gericiler var sayalım; İlericiler gerçekten ilerici mi?
Herkes göründüğü ve konuştuğu gibi mi?
Ben ne kadar gerçeğim?
Eğer sorgulamadan yaşıyorsak yanılgıya düşmemiz kaçınılmaz.
Sorgulayan ve kendine güvenli yorumuz hoşuma gitti.
Sayfama şeref verdiniz.
Teşekkür ederim.
Selamlar.
Engin Tatlıtürk
Bayramdan sonra da dertleşiriz.
:))
Ben de sorguladım zaten.
Hepimiz zaman zaman sorgulamayız mı?
Biz bilemesek ve farkına varamasak da olanlar olmuyor mu dünyada?
Ara sıra gözümüzü açamak gerek.
Selam ve sevgiler.
insanın bir kimliği olur ama , birkaç da alt kimliği olur
evet bi yanımız
RUHEN HASTA ve SAHTE
bi yanımız da ruhen sağlam ve gerçek
birçoğumuzun ...
En insancıl davranış nedir?
irisinin utanmasını önlemek. Nietzsche -
Engin Tatlıtürk
Sayfama hoş safa geldiniz.
Saygı ve selamlar.
Mesleme bin Mahled'den (r.a) RESULULLAH (s.a.v) buyurdu ki
"Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah (cc) da onun dünyada ve ahirette ayıplarını örter. Kim sıkıntıda olanolan birinin sıkıntısını çözerse Allah (cc) da kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir.Kim bir kardeşinin ihtiyacında bulunursa Allah (cc) da onun ihtiyacında bulunur."
buyurmuştur...
Sizinde ulutfettiğinizgibi sayın abim: Kınadığımız her şey başımıza gelir.
kaleminize sağlık...
Engin Tatlıtürk
Sizi sayfamda görmek ne güzel.
Selam ve sevgiler.
Bu konuda paralel düşünceler içinde olmamıza çok sevindiğimi belirtmeliyim sevgili Engin. Vakıalar,vediğer koşullar insan ruhunun yontulmasını,onarılmasını vela hasıl şekillenmesini temin eder. Hitler'in bir zamanlar küçük tatlı bir bebek olduğunu düşşünürsek...
Tebrik ediyorum..
Senden de bu beklenirdi doğrusu..
Bu erdemli ,düşünceler ve bu değerlendirme..
İyi bayramlar diliyorum.
Engin Tatlıtürk
Engingilin suçu ne durumu.
:)))
Sayfama şeref verdin kardeşim.
Saygılar ve sevgiler.
160 civarında okunmuş.
Ben yazının güne gelmesinden ziyade çok okunması ile daha fazla ilgiliyim.
Faydalı olma ihtimali olan yazılar fazla okunsun isterim. Sanatlı yazılar da öyle.
Sitedeki bütün kardeşlerimin bayramını önceden kutlamıştım. Bu vesileyle tekrar kutlarım.
Çok müsafirim var ve siteye girişim sınırlı. Çok sınırlı.
Sayfama ziyaret edip yazımı okuyan ve yorumlayan arkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim.
Allah her daim sizlerle olsun sanat dostları.
Bir ricam olsun sanat adına: Önceden yayınlanan güzel yazılardan yeni arkadaşların da faydalanması ve kaçırmış olma ihtimali düşünülerek; ara sıra diğer arkadaşların sitesinden yorumla okuma listesine alınmasını öneririm.
Yani Tacettin Bey'in güzel bir yazısını neden tekrar güne almayalım?
Veya Eser hanımı?
Vakit bulunca yine eskileri kurcalayarak ne dediğimi daha net anlatırım İnşallah.
Etkin yorumu lütfen işletelim.
Etkin yorum en sevilen arkadaş demek değil. Bam teline dokunan arkadaş demektir.
Yeri geldiğinde yazara yol yordam gösteren uyarı demektir.
Değil mi?
Sevgiler
Saygılar.
Engin Tatlıtürk tarafından 11/19/2010 10:42:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bayramınız mübarek olsun, bayram telaşından vaktinde okuyamadığım bir yazı, kusura bakmayın.
Güne gelmeyi hak eden bir çalışma.
Hayat, bir çok yönden ele alınıp irdelenmiş.
Olumlu olumsuz yanlar, gözler önüne serilmiş.
Tebrikler, saygılarımla.
Engin Tatlıtürk
Sayfama şeref verdiniz.
selamlar ve saygılar.
Son günde olsa bayramın kutlu olsun Engin kardeşim....
Yazına gelince...Bir karpuzu ortadan ikiye yarmış gibi toplumun gerçeklerine bir neşter vurup önümüze sermişsin...
Helal olsun sana....
Sen bu işi biliyorsun....
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Sevgi ve selamlar.
Öncelikle bayramınızı kutluyorum Engin bey.
Yazının başlığı ilgimi çekti bir okuyayım dedim .
İyiki de demişim .Okudum ve de çok etkileyici müthiş bir anlatımla karşılaştım.
Harika bir görüş ve düşünce, tespitleriniz çok güzel.
Allah hiç kimseyi yolundan şalırtmasın işallah.
Bu güzel yazınız için teşekkür ediyor,tebriklerimi iletiyorum efendim lütfen kabul buyrun.
Sağlıkla kalın.
Selâm ve saygılar...
Çok doğru tesbitler.
Hemen hemen hepsi olumsuz şeyler, ama ne yazık ki gerçek!
Peki bu olumsuzlukları nasıl açıklayacağız, bunları neye dayandıracağız. Savunabileceğimiz bir şey olmalı.
Bence "sonuçta bir insanız".
Evet insanız, çünü Tanrı öyle yaratmış; o yüce varlık isteseydi bizi de melek olarak yaratırdı.
Hatalarımız, günahlarımız, suçlarımız, riyakarlıklarımız ve hatta ihanetlerimiz yığın yığın; ama gene de iyiye, doğruya, güzele ulaşabilme/bulabilme ihtimali var. Yeter ki diğer insanlara ve kendimize bir şans verelim!
Kutluyorum.
Selam ve saygılarımla.
anneannem derdi ki '' eskiden dağ ardındaydı şimdi kapı ardında''.yaşım ilerledikçe anladım onu.herkes bir şekilde bunu yaşıyor ve yaşayacak.haklısınız RUHEN HASTA ve SAHTEYİZ.kabullenmek çok acı ama öyleyiz işte,hayır diyen kaç kişiye inanabilirim bilmiyorum.kaleminiz aranılan büyük ustalardan olsun diliyorum,sevgiler.
Engin Tatlıtürk
Çok teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılar.
Engin Tatlıtürk
Selamlar sevgili kardeşim.
Engin Bey öncelikle bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Dinimizin emrettikleri hep doğru ve güzel insan olmamız için.. Söylediklerinize katılıyorum kimseyi kınamamak gerek.. Gülme komşuna gelir başına demiş atalar.. Gerçekten de çok kişiden duymuşuzdur falancayı kınadım Allah başıma verdi vs. sözleri..
Allah hiç kimseyi yolundan şaşırtmasın, hele çocuklarımızın karşısına hep güzel insanlar çıkarsın.. Teşekkürler Engin bey güzel yazınız için. Tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımla..
Engin Tatlıtürk
Teşakkür ederim.
Saygılar.
sen yaz kardeşim.....sen bu işi biliyorsun....sen yaz be.....hem öğretip hem yönlendiriyorsun....sen yaz be engin....her daim
bir konu buluyorsun.....kalemin susmasın dost....saygılar
Engin Tatlıtürk
Sevgi ve selamlar.
Sayfama şeref verdin.
Kur’an ile haber verilen gerçekleri yalnızca bilmek yeterli değil; hissetmek ve yaşamak önemli. Allah, insanın içindeki gizlinin gizlisini bilir; samimiyetsizlikleri de görür. İnsan Allah aşkını ve korkusunu içinde hissetmeli, olumsuz davranışlarından kendini kurtarmalı. Aksi, Kur'an'ın ifadesiyle 'imanı zulümle karıştırmak'tır.
İmanını zulümle karıştırmayan insanın dünyada alacağı karşılık muhteşem güzeldir. Allah’ın sınamak için yarattığı olaylar karşısında Rabb’inden hoşnut olmak, sabır ve tevekkülü yaşamak, imanı zulümden arındırmaktır. Yaşadığı olaylardaki hayır ve hikmetleri düşünmek, sonsuz akla sahip olan Allah'a tam bir teslimiyetle teslim olmak, insana gerçek mutluluğu getirecektir. Yaşanacak mutluluk ve güven ise, Allah'ın yalnızca samimi iman sahiplerine sunduğu büyük bir nimettir.
Şeytandan Allah'a sığınırım. "İman edenler ve imanlarını zulümle karıştırmayanlar, işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir." (En'am Suresi, 82)
Engin Tatlıtürk
Demem o ki; iç bakış yapmalı ve gerçek yüzümüzü görüp, kendimizi aldatmamalıyız.
Sayfama şeref verdiniz.
Teşekkür ederim.
Saygı ve sevgiler.
Evet Yüce Kitabımızda en çok üzerinde durulan konu inkarcılık ve şirk koşmak. Rabbimiz bizlerin dünya ve ahiret saadeti için insanların dilinden elinden emin olmamızı istiyor.
''Kınadığımız her şey başımıza gelir'' tamamen katılıyorum isabetli düşünceler...
Bismillahirrahmânirrahim
Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline!
O, malının, kendisini ebedileştirdiğini sanır.
Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.
Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları halde) ateş onların üzerine kapatılacaktır. 104 - HÜMEZE SÛRESİ
Mekke döneminde inmiştir. 9 âyettir. Hümeze, insanları arkadan çekiştiren, ayıplayan kimse demektir
Bir de bu konuda bir hadisi şerif var: ''Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz''
Kınadığımız bir günahı kendimizde işlemedikçe şeytan yakamızı
bırakmaz diye biliyorum. Hayatımızı süzgeçten gecirirsek benzeri durumları yaşadığımızı bir çogumuz kendimizde de görürüz.
Değindiğiniz diğer konularda isabetli.
Siz tabirle 10 numara bir yazı
Kutluyorum. Dost Yürek daim olsun kaleminiz.
Engin Tatlıtürk
Sağ olun.
Var olun.
Sevgi ve selamlar.
Yüreksizlik yüzünden bazen kendimize ihanet ederiz de bu durumu sevdiğimize sadakat ve ya vefa borcu sayarız.
Bu söze katilamadim.
Yüreksizlikten degildir her sey, bazi seyleri gerceklestirmemek insanin kendine olan saygisindandir serefindendir güclü karakterindendir.
Ihanet bir lekedir ha kendine ihanet ettin ha esine hic farki yoktur.
Asil yüreksizlik hicbir sey yokmus bir görüntü vermek bir de hem ihanet edip hem de o es ile yasamaktir.
O insanin yüzüne bakmaktir.Ihanet eden bir insanin yüzünde nur yoktur bir defa.
Ben düsünemiyorum korkunc birsey olmali evlii olup bir baskasina dokunmak sonra da bu gercek ile yasamak.
Kapkaranlik olmali böyle insanlarin yürekleri diye düsünüyorum.
Zaten hayatta insani en cok tüketen sey pismanliktir.
Ihanet dolandirmak sahtekarlik illaki pismanlikla rezillikle perisanlikla sonuclanir.
Ve diyorsunuz kayin ile baldiz ile iliski dahi artik siradan, evet artik böyle seyler duyunca ürpermiyoruz bile.
Hanii diyoruz ya mutluluga ölcü yok cok acik ve net iste basitlige de ölcü yok.
Dünya da iki konu var gibi sanki sadece para ve sex.
Ve evet kesinlikle evliligin garantisi yok olamaz.Ayriliklar da insanlar icin anlasamiyorsan medinece bitirirsin ayri yolunu cizersin.Istedigin insan ile birliktelik kurarsin.
Cok baski ile yetisiyor bizim toplmumuzun insani bir serbest olmaya görsün insan hakikatten gördükleri duyduklari karsisinda iliskiden de nefret edecek duruma geliyor.
Cok konulara deginebiliriz bu yazida.
Ne istedigini bilmeyen hayatta daginik olanin ve kendine hakimiyeti olmayanin net ifadesi de olamaz sahtelik gayet dogaldir böyle insanlar icin.
Ve evet gülme komsuna gelir basina ama baska insanlar ile ugrasmayanlar kimseye gülmez yasanan her seyden dersini alir.
Allah insanlari dogru yollardan ayirip yanlis bir adim attirmasin.
Yüreginize saglik degerli dost
Sonsuz saygimla
Engin Tatlıtürk
Bu huyunuz harika.
Teşekkür ediyorum.
Yazılarım kendimi yansıtmıyor.
Gözlemlerimi, kendimi içri sokarak daha iyi algılıyorum ve o nedenle kendim gibi yazıyorum.
Yazar her zaman kendini yazmaz:)))
tespitleriniz de her zamanki gibi yerli yerli yerinde ve sağlıklı.
Sizin yorum yapmadığınız yazıyı eksik hissediyorum.
Saygı ve selamlar.
Engin Tatlıtürk
İyi bayramlar.
Selamlar.