- 952 Okunma
- 11 Yorum
- 14 Beğeni
Velvele
![Günün Yazısı](/yeni/img/ribbon.png)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
![Velvele](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/229609.jpg)
kör çakı cinayet mahâli q tuşuna basıyorum mütemadiyen. billûr bir su akıyor içimize bu sesler bu vesvese bu telakki.
arka sokaklarda fink atarken isyandan çok nisyan. (tut dilini) huzurumuz iki dirhem bir çekirdek . böyle grand tuvalet böyle yakışıklı. henüz arka sokaklarında bu uğursuz boşluğun. bu agora bu mevsimsel çatışma bu laf olsun şiir olsun. Bu edalı bakış her şey dalga boyu en kısasından. konuş dedi kirli sakallı olan. kim belirleyecek. emri vaki, hâki bir ifade. konuşabilirsin. siz. kim. diyoruz.
ne. Dıırrrrrttttt . kayan bir şey sıçrama ve hoooop büyükçe bir kırmızı. iki kat
ahşap ve çekici. topuklu ve cazibeli geçiyor bu sokaktan cila çekilmiş evler. seç diyor. peki siz. diyecek olamıyorum. sükut biriktiriyorum vadesiz . faiz. işim olmaz.
demir atsın dedi zaman. seyrini tamamlamış bir ortaklık değil orta malı söz. verme dedi hâki suratlı kirli sakal. sustu uzun uzun. düşünür gibi yapmacık bir iyilik . beş vakit arasına sıkışmış bînamaz. şimdi git sonra gel demeyecek belli. bekliyorum bekliyor bekliyoruz. serin bir ifade. vaktim var. ben. bilmiyorum. benim olmayabilir. hak vaki kim bilir hemen şimdi. elinde iki simit ve çayla tıknaz gevşek ve lafazan. biz üç kişiyiz. beni yok gibi. suratsız bir duruş gibi. alttan yukarıya baka baka. sırıtık tam da suratının ortasında sinek. vur patlat. ben yok gibi. havadan sudan. somali. nijer. altın borsası.
abi biz. faili meçhul. abi ört bas. abi sümen altı. bekliyorum. bir dakika sonra bakaya kalacak saat 12.59
bir sıçrama bir telaş hafif vakur uykudan uyanıyorum. cam, ben ve gece. karşımda şehrin. bu şehrin. kadim .çocuk hatırlarım. ve uykuma getirilmiş haraç. kentin delikanlı tayfası. tedirgin saatler. perdesiz kirli yokuşu ve kokusu, yan odası olmayan. manolya ağacı, biberiye kokusu, kız kaçıran, dul avrat otu. at kuyruğu, kesme taş. bu meydan bu çıkmaz sokak bu içimdeki velvele. şehrin kabristan huzuru. camlarda nefes buğusu, kar kokusu, nefes darlığı astım krizi.
merakla baktım konuş dedim. dudak büküp la havle çekti. ben öyle sandım.sanık konuş.
uzandı gerindi umursamadı. zaman tersine akan nehir değilse burada. bu acayip bu ilgisiz. bu handikap...
gece sükut ve sadr...
genişledikçe içine çeken, koruyan, kuşatan unutturan döne döne tüy.
örtsün üstünü söz. derin uykuların olsun. narkoz sonrası boşluk ...
gece yine. yine cam. serencam...
şu karşıki arasta her gece, müdavimlerini savuşturunca bütün ışıkları söndürüyor. zevzek her gün sonrası çatlayan başını buz gibi bir ferahlığa koyuyor. yastığındaki huzura gömülüyor. penceremden izledim kaç kere. hiç değişmedi tavrı. bir gün onunla göz göze geldik. hayırdır, dedim.
parçalı bulutlu soğuk bir düşüncenin üzerinden kaç kere geçse de yorgunluğu özellikle gözlerinden ve düşmüş omuzlarından belli oluyordu. her gün yeniden hayata başlamaktan her gün aynı kalabalığı üzerinde taşımaktan yorgun olsa da; insan, özellikle çocuk seslerinin tınılı kalabalığında hayat buluyor defalarca şükrediyor. o sesler ki sokağın başındaki asırlık çınara, dükkanların arka bahçesindeki erik, dut, vişne, dişbudak ağaçlarına çok iyi geliyor. özellikle havuzlu kahvenin avlusundaki salkım söğüt çay şıkırtılarına karışan günlük hoş beşle her sabah yeniden doğuyor, dedi.
gibi geldi.
sine/göç
Fotoğraf: Tuna nehri
YORUMLAR
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/228220_nckbih1gsv.jpg)
Esasen bir şeyler yazmasam eksikliğim olur gibi hissettim. Zenginleştiren ve hacmi açan yazı şiirleri seviyorum. Kararlı ama biraz kaos ve betimli imgeler. kelime israfı olmadan, karışık ama sade. kapkara belki ama pak bir akşam, bol yıldızlı, kafa hoşluğu tadında şarap tadı. ama labirentte kaybettiren. tadında çeşni baharat. farkına varmadan yazıya benzedim. noktalı ve küçük harfle yazan. Bu da böyle olsun.
Dost kalemler anlatıyı en güzel haliyle kelime israfı etmeden değerlendirmişler bana Dicle'den Tuna'ya selam vermek kalmış olsun.
Kaleminize sağlık, selamlar.
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Güzel sözler yureklendirici. Teşekkür ederim ıssız. şiir.
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Sevgiler benden de
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/79813_y1mrbrc7ps.jpg)
Bir kenarda siyah diğer kenarda yıldızlar hangi yöne kendilerini tayin atayacaklar. Ve arka sokaklarda duygular fink atarken gözlerin hükmü en tepeye havalanıp sabahın içine içine mi dalacak.
Yavaşça penceremin aralandığını hissettim. Esen temiz rüzgârın kokusunda birbirine çarpan dalların hışırtısını…
Tane tane okudum okudukça devam eden güzel duygumu sürdürmek için.
Sevgilerimle
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Yazıya eşlik ettiğin için teşekkür ederim.
Sevgiler benden de
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/220847_1qrilak31q.jpg)
Modern öyküleme romanda her şey mümkün
Çok noktalı anlatınız bana bir yazarı hatırlattı,
Georges Perec Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi “e” olmadan bir roman yazmayı başarmış oldukça da ses getirmiş.
Bana öyle geliyor ki kararsızların çok virgülü olur sakin insanların ise çok noktaları var
Anlatınızda noktaları kendi kararsızlığımda yeniden bir kompozisyona alıyorum karşılaştığım manzarayı bugünün “Fatih Harbiye’si “ olarak tarif edebilirim.
Müthiş benzer bir tat var Peyami Safa’nın Neriman ı macit ile Şinasi arasında doğu ile batı tefekküründe yeniden…
Yazının girişinde ele veren bir doğulu olma hali yle özetleriz durumu
Bugünün çok işgalli batı medeniyetinin çok işlevsel İsviçre çakısı yok kör çakı var ve okur onun riyakar ve sömüren hallerini alfabesinde olmayan q harfine basarak rezil edebilir pekala
Tebrikler sevgiler Sine
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Bir metne okur gözüyle birikimlerin ışığında bakmak ve bağlam kurmak imrendim sana. Yazdığım bir metnin bu denli güzel eleştirisi memnun etti beni.
( yazarken neler düşünüyordum, bilmiyorum öyle tıkır tıkır geldi. Elbette öncesi var. İnsan insana zulüm hatta bütün canlılara zulüm, diye düşündüm uzun uzun..)
Elbette okuduklarını özümsemiş yaşadıkları ile harmanlamış olmak yazan biri için bir nimet.
Bu alanda birbirimizi eleştirerek olumlu ya da tersi bizi düşünceye sevk edecek bir milim bile olsa ilerletecek ben inanıyorum.
Teşekkür ederim Sahir selam ve sevgi benden de
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/225054_pmc7a7zb1n.jpg)
bu velveleye dahil olmak hem de defalarca. çok güzeldi sine. Gule ve Tüya demişken onlar her şeyi söylemişler. içimi dışıma vurmuşlar. ben de defalarca okudum yazını. ve ne güzel billur gibi bir duygu düşünmüşsün bizim için. hep burada. yazında takılı kalmak. çok özel bir şey. koşup koşup koşup. sonunda dinlenecek bir yer bulmak gibi. bunu öyle herkes başaramaz. belki de elinde değildir ama öyle :)
sevgilerimle 🍀
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Herkes başkasının bahçesinde güzel soluklanıyor. Iyi geliyoruz ne güzel
Ben en çok senin sesinde bütün bahçeleri dolaşır oluyorum.
Sevgilerimle Nepal. 🍀
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/224063_ge085kxkbt.jpg)
Sevgili Sine, bu enteresan yazına bir kaç kez gittim geldim. Bir rüyanın içine (mi) düştüm.
Ya da geniş bir alanda insanların konuşmalarına kulak misafiri oldum. Ara ara kesilen konuşmalar, kaybolan sözcükler, tümceler vs. Trafikten ya da başkalarının gürültüsünden oluşan paradoks...
Şimdi kaotik bir algı oluşumu bende. Hani hangi hikaye bu, neresindeyim onun, neredeyim, kim kim ve... benim rolüm ne bu karmaşanın içinde, neyi anladım, neleri kaçırdım, hissi.
Sonra nehire kayıyor gözüm, bir bağ kurma ihtiyacından, şaşkınlıktan olmalı!
Ancak, hem birbirinden bağımsız, hem de bir bütünlük oluşturan kurguya, kompozisyona, yetiye hayran oldum.
Dahası dildeki fantastik zenginlik sözlük açtırdı bana defalarca. :)
Kutluyorum kalemini çok.
Ve teşekkürler, sevgiler
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Eskiden kısa dalga radyo yayınları vardı. Arada polis telsizi karışırdı. Bazen başka ülke yayınları.
Uzun uzun anlatmak zor bazı durumları. Kesik kesik ... Okur nerede ne buluyorsa o anlatıldı. Dahası değil.
Teşekkür ederim güzel sözlerin için.
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/6099.gif)
kendi çocukluk yıllarımın tınılı kalabalığı gözümün önünden geçti bir an. tuna nehri'ni de görünce. o zamanlar sokakta savaşçılık oynamak yaydındı. ben cüneyt arkın'ım diyor biri, biri ordan atılıyor hemen, sen cüneyt arkın'san ben de kara murat'ım. bizim küçük osman, birden büyüyor, kendini osman paşa ilan ediveriyor. sonra noluyorsa, koro halinde bir plevne marşıdır gidiyor. velveleye bak sen! ama, kardeşçe...
arda nehri'nin fotoğrafını bir forumda siz paylaşmıştınız sanırım. yüzdüğüm ilk yer orası.
ne güzel, yazıya bir ucundan tutunup çocukluğuma gittim. elinize sağlık.
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Ne güzel çocukluk yaşamışız sokaklar bizim mekanlardı. Korkmazdık kimseden.
Balkanlar çok güzel. Ne kadar güzel anılar birikmiştir.
Hoş geldiniz.
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/21429_5389681122.jpg)
ne güzel görünüyor bulutlar, insanın pamuklara sarılası gelir bazen, benim de böyle tontoş bulutlara çıkıp sarılasım...
ben dün rüyamda Yeşilçam sahalarındaydım, Café gibi bi yere gitmişim hiç bayan yok hepsi erkek ve Yeşilçam'ın başrol aktörleri değil de, küçük rollerde oynayan yan karakterler hepsi, bi Şevket Altuğ içlerinden tanıdık sima olarak öne çıkıyor, bıyıkları daha beyazlamamış, kırkın ortasında ya var ya yok, diğerlerinin isimlerini anımsayamıyorum. Selam veriyorum, sohbet etmek istiyorum ama sanki selamımı alırlarsa borçlu çıkacaklarmış gibi tedirgin hepsi...sanki cam bir fanusun içindeyim ya da şişirilmiş saydam koca bir baloncuğun içinde ve sesim o tarafa ulaşmıyor...
bir sephanın etrafında oturan dört genç senarist ellerinde kağıtlar, replikler üzerinde çalışıyorlar. oyunculardan pas alamayınca onlara çeviriyorum yönümü, aynı şekilde 'merhaba kolay gelsin!' dememle kalkmaları ve başka odaya geçip kapıyı hiddetle suratıma çarpmaları bir oluyor. 'halla halla! havalara bak! herkesin burnu arşa çıkmış. mübarek Yeşilçam değil Hollywood burası hayret bi şey!' deyip kendimi dışarı atıyorum. bi çiftlik var etrafı çitlerle örülü, orda da yine bi jön ama orta yaşı geçmiş, elini ayağını çekmiş olacak ki atlara sarmış. bu sefer de ters teper diye hiç selam falan vermiyorum "bu nedir arkadaş! bi selam veriyosun hepsi kapı duvar! ben nereye geldim böyle, mezarlığa mı? öldünüz mü abi yoksa siz?"
Yok bu da alık alık yüzüme bakıyor, atını dehdehleyip dört nala kaçası var adamın belli. kime selam verdiysem almadı, almadı...
sonra saksağanların serenadlarıyla uyandım, bütün gün ötüp durdular, akşam oldu hãlã ötüyorlar, sanki düğünleri var toplu halde evlendi bunlar.
işte böyle sine can, yazına tam olarak ne yazacağımı bilemediğim için bi rüyayla eşlik edim dedim.
sevgiler çokça...
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Belki ergen zamanlarımızdan kalma görüntülerdir bellekte kalan. Şevket Altuğ falan. Süper Baba zamanlarından.
Yazıyı yazınca bir an senin foruma eklesem mi ,
diye düşündüm. Sonra sanki izinsiz girilmez gibi bir düşünce belirdi. Dedim bekle. Buradan paylaşayım dedim.
Bazen hiçbir şey dememek de iyi. Gelsen kısaca "iyiyim" desen bile yeter.
![Gule](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/21429_5389681122.jpg)
Gule
sen öyle deyince edebiyat defterinden sanki tapulu bir arsa almışım ya da zimmetime geçirmişim gibi hissettim bi an:)
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/221457_j5k4spazdo.jpg)
geçmiş zamanların birinde üye arkadaşlardan biri yaptığım bir çalışmaya ''ellerine sağlık sevgili rû'' yazmıştı. başka da herhangi bir şey yoktu yorumda... ama bu kısacık cümle öyle samimi öyle içten gelmişti bana çok mutlu olmuştum. ellerimin kalem tutuşuna, varlığına, sağlığına şükrettim.
döndüm çalışmamı bir daha gözden geçirdim, oncacık şeyi yazana kadar nerdeyse göbeğim çatlayacaktı, günlerce uğraşmış, epeyce zorlanmıştım. sonra ben olsaydım ne yazardım yoruma diye düşündüm... amatör bir kalem için yazdıklarım gerçekten iyiydi. fakat söyleyecek tek bir kelime bulamadım kendi yazım için.
şimdi çalışmanızı okuyunca sevgili sine, nasıl yorumlayacağımı bilemedim. bana kendimi iyi hissettiren klasik bir söylem gibi görünen ancak yine bana göre asla sıradan olmayan o cümleyi yazmaya karar verdim. umarım siz de kendinizi iyi hissedersiniz.
ellerine sağlık sevgili sine....
![sine ezhar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/229714_1347453476.jpg)
sine ezhar
Teşekkür ederim Ebru, bana da iyi geldi.