- 1638 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Sürpriz Balık Ekmek…
’Ben İstanbul’dayım bir kahve içelim mi?’
Bu mesaj telefonuma geldiğinde çok şaşırmıştım. Mesaj yazmak yerine hemen aradım. İlk sorum İstanbul’da neredesin oldu. Bulunduğu yeri öğrendiğimde ikimiz için orta bir yer olan Bostancı sahili çok uygundu. Saat 14.30 da buluşmaya karar vererek, aslında cumartesi günü geldiğini ve edebiyattan bir kaç arkadaşın Kadıköy balon kafede buluştuklarını öğrendim. O toplantıda gelmeyen vuslatın olduğunu duyunca çok kırıldım. Çünkü böyle bir toplantı olduğunda haber vereceğini söylemişti.
Saat 13.38 fazla vaktim olmadığından hemen hazırlanıp çıkmam gerekiyordu. Bir yandan giyinirken bir yandan da gelmeyen vuslatı aradım hemen. Açar açmaz bir türkü söyledim kendisine…
Küstürdüm barışamam
Ayrıldım kavuşamam
Göz açtım seni gördüm
Yadınan buluşamam
Dert bende yare bende…
O da hemen karşılığını verdi tabi;
Daha seninle konuşmam
Küstüm Küstüm
Ne yaparsan yap barışmam
Küstüm Küstüm
Artık sana hiç karışmam
Küstüm Küstüm Küstüm Oy...
Aslında türküleri yanlış söylemiştik. Onun söylediğini ben ona, benim söylediğimi de o bana söylemeliydi. Olsun biz yinede anlamıştık birbirimizi. Ardında kahkahalarımız çınladı. Neden küstün? Diye sorduğunda hafta sonu edebiyat defterinin toplantısı olduğunu ve bana haber vermediği için küstüğümü söyledim. Meğer sitede şiirlerimden rahatsızlığımı okumuş ve gelemeyeceğimi düşünerek haber vermemiş. Biraz oradan buradan sohbetten sonra barıştık tabi. Bir daha ki toplantıda arayacağına söz verdi. İsterse aramasın bu sefer küsmekle kalmayacağım başına gelebileceklerden kendisi sorumludur artık. Şaka şaka, her şeyde vardır bir hayır diye düşündüğüm için kısmet olsaydı mutlaka haberim olurdu. Kısmetse başka zaman olur inşallah. Ama azıcık sitem etmekte hakkım sanırım. Bende o hakkımı kullandım işte.
Telefonu kapatıp düştüm yollara. İçim kıpır kıpır ve çok heyecanlıyım. Heyecanımı bastırmak için Gamselimi aradım. Yol boyunca onunla konuşarak rahatlamaya çalışıyordum. Acaba nasıl biriydi? Hani şu meşhur elektrik olayı var ya, bizim elektriğimiz nasıl olacaktı? Voltajı yüksek gelip çarpılacak mıydık yoksa gayet sakin mi geçecekti?
Zaten bir buçuk aydan fazladır sürekli elektrik çarpar bir halde olduğum için yeni bir elektrik çarpmasına ihtiyacım yoktu açıkçası. Gamselimle konuşma arasında buluşma noktasına gelmiştim.
Bostancı sahilinde balıkçıların oraya geldiğimde aradım. Otobüs durağının oradan geliyormuş. Bende ona doğru yürüdüm. Ben bir sıfır öndeyim. Çünkü sitede profiline koyduğu resimlerinden ben onu tanıyabilirim ama o beni hiç görmedi. Ve düşündüğüm gibide oldu. Hemen tanıdım kendisini. El sallayarak kendimi gösterdim ona. Valla elektrik süper uymuştu. Sarmaş dolaş kucaklamadan sonra geri çekilip şöyle bir baktık birbirimize. Sıcakkanlı, samimi, kendisiyle barışık, hayatı dolu dolu yaşayan bir insan ve yine sanki yıllardır tanıyor muşumda uzun bir aradan sonra eski bir dostla buluşmuş gibiydim. Benim kendisiyle ilgili ilk izlenimlerim, edebiyat defterinde yazdıkları kadarıyla hakkında düşündüklerimde yanılmadığımın ispatıydı. O benim hakkımda ne düşünüyordu, yüz yüze gelince neler düşündü bilemiyorum ama çok merak ettiğimde bir gerçek tabi…
Ben sigara kullandığım için açık havada, deniz kenarında oturma özverisinde bulanarak bendeki özel yerini aldı. Hava soğuk, üstelik yağmurluydu. Ama ikimizde hiç üşümedik. Sohbetimiz bizi sıcak tuttu galiba. Cumartesi balon kafedeki toplantıdan, biraz edebiyat defterinden, şiirler ve yazılardan konuşmaya başladık. Eminim ki birçok kişinin kulaklarını da çınlattık. Bu arada sıcak çaylarımızı yudumluyor, balık ekmeklerimizi mideye indirirken konuşmaya doyamıyorduk. Telefonumun şarjı bittiği için tedirgindim. Çocuklar ve eşim beni arasa bulamayacak ve endişeleneceklerdi. Rahatsızlığım yüzünden bu endişelerini iki kat yaşayacaklardı. O yüzden diken üstünde oturuyordum. ‘’İki arada bir derede kaldım.’’ denir ya yaşadığım aynen öğleydi. Hem sohbetine doyamadığım Eray Özgür Sarıkaya arkadaşımdan ayrılmak istemiyordum, hem de evdekileri üzmek istemiyordum. Zaten akşam olmuş hava kararmıştı. İstemeyerekte olsa ayrılma vakti gelmişti. Eray’cımda benim gibi düşünüyordu herhalde bir kahve içelim kalkalım dedi. Orta şekerli kahvelerimizi yudumlarken sohbetimizi tatlı tatlı devam ettirirken iç sesimle de konuşuyordum…
Ne iyi yapmıştı da beni aramıştı. Bir buçuk aydır sadece doktora gidip geldiğimden benim için çok değişik ve mutlu olduğum bir gün olmuştu. Uzak kaldığım edebiyat defterinden birçok havadisi de öğrenmiştim kendisinden. Her şeyden önemlisi onu tanımıştım. O ki; güzel ve güler yüzlü, yüreği pırıl pırıl, gözleri ışıl ışıl parlayan ve bana pozitif elektrik veren neşe dolu bir insan. İyi ki tanımışım seni Eray arkadaşım ve iyi ki bana o mesajı atmışsın.
Ayrılırken tekrar görüşebilme umudunu içimizde büyüterek vedalaştık. Eve geldiğimde kızım merakla beni bekliyordu. Beni aramış ve ulaşamamış telaşa düşmüştü. Tam tahmin ettiğim gibiydi. Beni iyi görünce rahatladı. Kızıma arkadaşımla buluştuğumu ve çok güzel bir gün olduğunu anlatıp yaşadıklarımızı yazacağımı söyleyerek kâğıt kalem alarak oturdum başına. Yarısına geldiğimde sağ salim gitti mi diye Eray’ı aradım. Henüz bitmemiş yazımı da okudum tabi.
Evet, arkadaşım bana böyle güzel, dolu dolu bir gün yaşattığın için çok teşekkür ederim.
Ve ayrıca sadece internetten, yazdıklarını okuyarak tanıdığım, sana karşı olan hislerimde gerçek hayatta da beni yanıltmadığın içinde çok teşekkür ederim. Sonsuz ve kucak dolusu sevgilerimle…
Not; Rahatsızlığımdan dolayı fazla radyasyon almamam için pc başına oturmam ocak ayının sonuna kadar yasak. Yasak olduğu için şiirlerimi ve yazılarımı tüm kaprislerime rağmen bana katlanarak sayfama asan kızıma ve can dostum Gamselime çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Sizleri seviyorum…
17.12.2012_______________________Seher_Yeli
YORUMLAR
O balık bensiz nasıl geçti boğazınızdan? Hele de öteki vatandaş...Güya diyette...Bir de diyette olmasa İstanbulda Balık bırakmayacak bizlere...Zaten bu İstanbul'a dışarıdan gelenleri kovacaksın arkadaş...Hasan Hoca, (Özaydın) Eray...Vatandaşlat çerez niyetine bile balık yiyor yaaa...
Bu arada sağlığınızın düzelmiş olmasına son derece sevindim...
Selam ve sevgilerimle.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Ama Eray bu hiç belli olmaz birde İstanbul' a yerleşmeye kalkarsa nice olur balıkların hali. Bir çare düşünün artık...:))))
Şaka bir yana iyi ki sizler varsınız hocam. Desteğinizi hissetmek ayrı bir mutluluk. Allah herkese sağlık versin.
Saygılarımla...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Canım canımm! araman o sitemi bana yapman bile beni mutlu etti,çünkü ''gönül sevdiğine küsermiş'' :) dediğim gibi ben rahatsızlığını düşünerek aramadım ama bak haftaya yine beraberiz inş. eray hanım bende tanımaktan mutlu oldum ,ama sevgili gamselimiz sitem etmiş biz üvey eladınız diye :) hiç öyle şey olur mu? ben dost bildiğimi,beni dost bileni asla unutmam sevgim dilden değil yürektendir.zaman ,zaman istemeden de olsa uzak kalıyoruz hepsi o. inş dostluk bağlarımız ebedi olsun. tekrar geçmiş olsun diyor .selam sevgilerimi iletiyorum canım. görüşmek umut dileğimle.sevgilerimi bıraktım güzel sayfana.
Canım gelinciğim yazıyı herkesten önce okuyan bendim eklemem için bana yolladığından dolayı
buluşmada az da olsa bende heyecanlandım sayende Eray hanımla telefonda olsa da tanışma şansına sahip oldum anlattığın gibi içi dışı bir bence de ama sanırım biz edebiyatın üvey kızlarıyız :(((
ama inşallah bir başka toplantıda bizi de hatırlarlar ne dersin gelinciğim yine harika bir anlatımdı
Tebrikler ....
Sevgili Arkadaşım
benim hakkımdaki güzel düşüncelerin ve güzel sözlerin için çok teşekkürler.Ben de senin için aynı güzel duyguları paylaşıyorum. Bende bu gün iyi ki sana o mesajı atmışım ve sende arayıp buluşmuşuz. Çok çok güzel bir öğleden sonra geçirdim seninle çok güzel dostluğa başlamış olduk.
Ruhu güzel insanların yüzlerinde ışık vardır ve yüzlerin de güzeldir. Bende senin yüzünde o ışığı ve güzelliği gördüm ve ikimiz arasında da çok güzel elektrik aldım.
BU gün için sana çok teşekkürler ederim. Senden Allah razı olsun. Seni seviyorum Seher dostum
Sevgiler yolluyorum gönül dolusu