9.5.2019 02:48:52
Ben hep kendimden kaçarak bir eksik yaşadım,
Bugünlerde dem vurulan korkaklığımı da saymazsak
Yalnızım üstelik
Evet yalnızım..
Günlerdir rahimlerden kopup gelen naraların
Yastığıma dolanan kuşkusunu umursamıyorum
Yorganlara sarılı ölüler kendi tedirginliklerin de
Uzanıyorlar
Oysa oyuklarıma kadar işlenen bir ses
Sessizleştiriyor mum gölgelerinde renkleri
Bir bir susuyorlar
Ölülerin en siyahı,toprağın en karmaşasına sığınıyor
Kendi kendine kırılan beyaz
Kendi kendine sığınıyor yine
Ve mavi ve kırmızı
Az ötede suskun yeşil
Belirsizce uzanıyorlar
Duvarda biriken lekelerin mükemmel oyunu
Akrebin muhteşem ihanetiyle sarsılıyor
Ve yelkovanın umulmadık kahrı
Sığrılıveriyor suratımın kendi kendine çatılmış yerlerinden
Usulca süzülen takvim yaprağı mı ?
Hiç bir fikrim yok doğrusu
Ha bu arada
Ölülerin en sarısından bahsetmedik henüz
Evet ölülerin en sarısı
Ölülerin en sarısı,sarılmış kahverengine
Sararmış duruyor öylece
Evet duruyor öylece
Öylece korkunç
Sonra sesler derinleşiyor
Süzülen takvim yaprağı
Mum alevinin gölgesine uzanıyor usulca
Bir tane daha
İşte bir tane daha
Ve işte bir tane daha
Eksilirken bir bir gölgelerde renkler
Oyuklarımda biriktikçe birikiyor uzaktan sesler
Ve ben aslında en çok en mavinin ölümüne ağladım
En sarının ihanetine
En kırmızının da çaresizlik hallerine
Peki ya hangisi en aşktı renklerin
Evet hangisi en aşktı ölülerin
Ya kutsallığına sığındığımız aşkta
Kaybederse bir gün bütün renklerini
Korkuyorum
Evet korkuyorum..!
Yiğithan Güney / Uzaktan Sesler