AŞKINA SERSERİ...
7.10.2017 13:04:39
Sarhoş geçerdim sokağınızdan yalpa yapa yapa
Dizginleyemezdim kendimi meyhane akşamlarım da,
Sokağınızdan geçmemek elimde değildi,
Şahlanan özlemlerime söz geçiremezdim asla !
Geçiremezdim öyle zamanlarda,
O sokak çekerdi hep beni sana…
Her geçişimde yeşil yeşil parlardı sokağınızın ışıkları
Gözlerin yüzünden tüm karanlıklar adeta yeşile boyanırdı
Geçtiğim tüm yerler de bakışlarının izleri bulunurdu
Anlardım yeşil bakışlarının hüzmelerinden ben bunu,
Bir çift göz pencerenizden bana doğru öyle soluyup durduğunu…
Siyah ağırlıklı gri hüzünler yağmalamaya başlardı içimi birden bire
Sokağınızın sapağına daha girmeden önce
Girer girmez ise,
Çullanırdı o sokak yeşil ışıklı silahlarıyla tekmil ruhumun üzerime
Ölsem de vazgeçmezdim sana gelmekten ben yine de…
Taş sokağınızı durmadan arşınlardım ekiliyken yüreğim sana
Su yerine geçerdi yeşil bakışların o yüzden susuz ruhuma
Sarhoş gecenin zifiri saatlerinde bir işaret bekleyip dururdum senden
Sensizliğin kısır gölgelerine sine sine umutlar büyütürdüm lakin içimden
O an seninle, senden habersizce ve gönlüm sen de deli gibiyken…
Yalpalayıp yıkılırdım bazen de,
Buz kesiği misali sokağınızın soğuk taşları üzerine
Tensel kokularına bulanan kafam dumanlı olurdu çoğu kezler
Yıkılırdı sanki koca mahalle, olanca ağırlığıyla benim üzerime,
Uzaktan da olsa, o bir çift yeşil ışıklı gözlerini görmeyince…
Sevda sarhoşluğu nasıl olurmuş insanı kışkırtınca alkol bir de,
Anlayamazdı bunu asla böylesini yaşamayan bir kimse !
Evlerden fırlayan komşularınız gelip beni karga tulumba,
Ağızlarından güneş yüzü görmemiş küfürleri yüzüme fışkırta fışkırta
Sürüklerlerdi sızmış bedenimi götürüp bir çöp yığının yanına !…
Çöplerin içindeyken bile yılmazdım ayılınca
Kediler miyavlarken damlarda yavuklusuna, seslenirdim ben de sana
Her zaman ki o sakin görünümlü sokağınızın aksine,
Dahası ortalığı inlete inlete galiba alkolün de gazıyla,
Tanıştırırdım sokak sakinlerinizi içimde ki bu büyük aşkınla !...
Yüreğimi sürekli kemirip, sonun da başımı yerdi sevgin
Meyhaneden zil zurna çıkıp doğruca sokağınıza geldiğim için,
İkinci adresim olurdu mahallenizin karakolu her içtiğim gün
Senin aşkın uğruna, sık sık böyle küfelik olunca,
Yine mi sen geldin derlerdi polis ağbiler her zaman ki gibi kızarak bana…
Tutkunluktu benim suçum, yalnız sana tutkunluktu
Sevgine açlığımdı gönlümün tek kusuru
Çok özlerdim seni gün akşamdan sıvışırken geceye doğru
Karakollara düşerdim sonun da takip ederken senin kokunu !...
Öyle severdim, öyle severdim ki seni,
Hepsi de delilik zirvesinin an öncesinden teğet geçerdi
Hep de ben olurdum, hicranlı gecelerin kahır nöbetçisi
Seviyordum sebebi sen olan tüm serserilik hallerimi
Kimsecikler anlamazdı ki hiç dekicesine sana aşık olan bu beni
Doğrusu sen bile anlamazdın yüreğimin senin için itiraf ettiklerini…
İSMAİL HAKKI GÜRCANOK
( ONATÇA )