21.11.2017 23:30:14
[ikiyanayasla]
Ey gökteki hilal
bir nefes aralığı bile vermeksizin öğret bana
ölmeden önce ölüp öldükten sonra yaşamanın sırrını
yüzümü bir kuş tüyü yumuşaklığında okşasın rüzgar
doğ ufkumuza gir gönlümüze yeniden
Ey gökteki hilal
çağlayıp doğsun kendi ruhun yeniden
sırrına müptela olan gecenin gizemleri
aşkınla ısınmaya alışmış bir de bu can
ve bütün zerreleri
Ey gökteki hilal
kuytulardan yükselen milyarlarca nidayı duyuyor musun
uçsuz bucaksız derinliklere uçup giderken
göklerin sefasını aç önümüze artık
titriyorum bir yanım yetim bir yanım öksüz
hayallere sığmayan arzularınla ısınıyorum
Ey gökteki hilal
zihnimin ufuklarındaki düş sensin
yalnızca sensin bu yüreği inşirah ettiren
öyle bir zindan düşlüyorum ki
biraz daha derinlerine indikçe
her yanını cemalinin süslediği
Ey gökteki hilal
sayende tenezzül buyurur yüreğimize aşk
ilham veren nurunla nurlanır
yüz binleri yerde ve gökte
rengi solmaz kokusu tükenmez
bir soluk kadar mukaddes
Ey gökteki hilal
kara bahtım derviş misali pervane
hicranlarım vuslat gösteren bir ayna
çöl sıcağıyla kavrulur düşlerim
alevler yağar semandan yıldız yıldız
Ey gökteki hilal
bu gece bir şey arıyorum
gecenin sessizliğine inerek
yağmur yağıyor sonrasında
eflatunla mühürlenmiş iklimlere
birde mor renkli dehlizlere
dokunuyor ince ince taneleri
öyle çok ki
en tenha köşelerine hayallerimin
Ey gökteki hilal
henüz güneşin doğmadığı yerlerde
sensiz geçen gecelerin sabahına
özgür kıl tüm kölelerimi
özleyen sızlayan,yanıp taşlaşmış
amansız heyecanlara amade
benliğime duhul buyursun duygu meşalelerin
buz çöllerine sürülmüş ben derbederin
Ey gökteki hilal
en parlak yıldızları bile gölgelendiren ışığın
bir tek bu yürekte kördüğüm
bir nefes kadar yakın olmak istiyorum sana
alev olup uçmak istiyorum özgürlüğe
yaktıkça kavuran kavurdukça olduran
iliklerime kadar hissettiğim bu karanlık gecelerde
REDFER
[/ikiyanayasla]