11.11.2018 01:00:06
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetlePaylaş
Rabb’imin varlığına mucizeler ararken
Gökten yere süzülen bembeyaz kar’ı gördüm.
Gönlüm girdapta, garip, gözüm ufku tararken
Varlığımda hiçliği, yoklukta varı gördüm.
Seyrü sefer ederken aklın dehlizlerinde
Helâk oldu her fikir, Rabb’imin (g)izlerinde.
"Allahûekber" vardı zerrenin cüzlerinde
Nankör insana inat bal yapan arı gördüm.
Nefesler buz kesince, artar kulun niyâzı
"Acizsin" der insana zemherinin ayazı
"Ol!" emrini alınca, geldi mevsimin yazı
Çehresinde tebessüm nazlı baharı gördüm
Ne varsa hüzne dair, özen ile elerken
Tan doğmuş, güneşimin şuası gülümserken
Yediğim darbelerin izi geçecek derken
Kapanan yaraları kanatan vicdansız o.
Bir zamanlar saçıma geçmezken geniş tarak
Bilin, neden dökülmüş, neden şimdi böyle ak
Kapı açmasam dahi, sinsice yaklaşarak
Hücrelerime sızan aldatan vicdansız o.
Yanılıp dese dahi " sırtını bana yasla! "
Çok geçmeden ağlatır, üzer kederle, yasla
Önünde diz çökmek mi? "Affet" demek mi? Asla!
Dostluğa kapıları kapatan vicdansız o.
Hülâsa başım dertte; bildiği tuzak, hile
Saymakla tükenmiyor verdiği azap, çile
Bırakın bîçareyi, inanın bana bile
Azrâili, ölümü, aratan vicdansız o.
Sanmayın bir sevgili; "o" denen benim "bahtım"
Zimmetli ta ezelden, mülküne, gönül tahtım
Bunca izahtan sonra, kabul edin, bedbahtım
Eyüb'ün sabrı olsa, çatlatan vicdansız o.
.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 23.04.2014