Hayat bir nefeslik bir yudumluk su
İnsan bir mum alevi
Üfledi mi Azrail ruha beden geride sadece et kemik yığını
Gel hele oğul sana diyeceklerim var Onur'um

Bu dünyada tek dağım
Sırtımı dayayacağım varlığım
Ardıma dönüp baktığımda
Benden sonra kalan tek mirasım

Hasretin vurur sol yanımı
Yanarım yanmasan da oğul
Hani bir çocuk olarak değil de
Karşımda duran bir yiğit olarak görüyorum seni

Çatık kaşlarınla bakma be oğul bana
Bilirsin seni ne denli sevdiğimi
Bazen suskunluğunla anlıyorum seni
Bazende çatık kaşlarının arssından attığın tebessümden

Sana bakarken çocukluğum geliyor aklıma
Sende görüyorum beni
Ama benim yaşadıklarımı sen yaşama oğul
Benim çektiklerimi sen çekme

Sen Onurum'sun gururumsun
Arş-ı âlemi yaratanın emanetisin bana
Adam gibi duruşunu kartal gibi bakışını
Ben gibi deliliğini özledim be oğul

Ne senin yokluğun ne de ablalarının yokluğu
Çekilmiyor resimleriniz konuşmuyor benimle
Ben konuştukca dinlemeyi bildiniz de
Hiç cevap vermediniz be oğul

Yaş gidiyor işte zaman su misâli akıp giderken
Bende akıyorum işte yavaş yavaş toprağa
Hani diyorum ya oğul gitmeden geliversen
Varmadan tabutun kokusu yüreğime

Baba diye sarılsan gözüm arkada kalmasın baba desen
Ben evin erkeğiyim deyip sahiplensen ablalarını
Demem o ki Onur'um oğlum
Gel de son bir sohbetimiz olsun belki de vasiyetimi söylerim

Hani gözüm arkada kalmasın varlığınıza
Hani geride kalanların dağ gibi bir onurUnun olduğunu hissetsem
Yokluğumu aratmasan onlara can olsan kanat olsan
Gel de vasiyetim değsin kulaklarına yüreğine oğul

Onur'um hayatta ki tek dağım tek sırtım
Hasretin vuruyor yüreğimi
Her nefes alışımda adın her dilime düştüğünde
Hüzün benliğimi sardığında çöküyor dizlerim oğul

Hadi gel oğul baba oğul kafa tutalım bu âlemin çakallarına
Hadi gel oğul mazluma el uzatalım garibi garibanı yoklayalım
Elimizle dilimizle kötüyü önleyelim
Hadi gel oğul bu kahpe dünyaya birlikte bir nara atalım


____________________Gel oğul son bir sefer sarmalayayım gel oğul baba hasretini bitir gel oğul bir ayağım düştü çukura gel oğul acın beni indirmeden yere...