10.7.2017 04:53:25
[ italik ]
Adının geçtiği cümleleri bulayıp kanıma,
kestim son cümlenle dilimi
Kanadıkça daha bir sarhoş oluyordum,
ayılmam için başımdan aşağı döktüğün
zaman şarabıyla....
Baygın ayılıyordum ,
ayık bayılıyordum biletimi uçuran rüzgârda
Üstü açık duraklarda havalanıp
raylara çakılıyordum üstü kapalı
-gömülmek ne hoş
geçtiğin toprağa
Sen bastıkça ben filizleniyordum,
yalnızlığın dibine izinle vurdukça
Ama daha bir eskimiş sanki görmeyeli tenin,
yüzündeki çizgilerde kaç yolcuyu besledin ?
Kaçına yurt oldu diyârın,
kaçına uğrak oldu hanın ?
Bakma sen bana ,
yazmasına yazarım da
dramatik bir son sıkışmış daktiloma
Ne yana çeksem kan sızdırıyor sağa sola
İnkılâp beklerken
hey Allah'ım,
nerden çıktı bu senaryoda yine drama?
Ve susma vakti ,
dağılma vakti yine zamana
sarhoşluk vakti yine
zamandan arta kalanlarla
Evet fazlasıyla ağırdı başım
ama çok mu çok savaştım
Fikir ve kalp arası
binlerce kez bölünüp yerlerde
seni ayakta alkışladım
Kalkanımın altında sana şiirler bıraktım
Satır satır kanayıp
kendimi sana şehit adadım
En pastoralinde bile anlattığım
tabiat değildi
ey cennetten sureti yansıyanım
Tut ki saçlarındı rüzgâr,
tutamadım
içime dokunan nehrin kollarıydı avuçların,
dokunamadım
Hayatıma rızkını getiren,
rüyalarımı saran bir ormandın ,
yine de sarılamadım
Yeşil ve mavinin kesiştiği doğamdın o şiirde,
hep hasret kaldım
Hep sende kaldım...
Neden hep güze sarıldım?....
Mavi Sürgün Gülşen