yanlızlık buruk bir sızı gibidir
sokak konuşur
duvar konuşur
senin dilin lal..!

alır seni götürür
bir diyardan diğer bir diyara dalgın sürüncem
kömeci dağılmış kadife çiçeği tekin yapa yanlız
artık kuru bir yaprak gibisin
kızıldan kızıl
bir çibanın patlayan uçudur
kalp ağrısı

yönü yöntemi olmayan bir turuva at'ı gibidir
ayaz kırağına düşmüş don
veya baharlarına bir türlü düşemeyen bir cemre
bir türlü vucudundan gitmeyen kolit sancısı
ağır ve hantal

göz bebeğinin diğer göz bebeğine utangaçıdır
kehribar renk cumbuşluğunda görünsede dünya gözüne
yalın
ve de
çıplak dal

mesel sağanak bir dağ yağmurlarıdır
kirpiğinden dökülürken yanaklarına
görkemli bellediğin o yüce yüreğin
dalıcı bir ördek gibi kıçtan dalıcı gülünç

yanlızlığın buruk bir sızıdır gülüm
kent konuşur
duvar konuşur
senin dilin lal...!

gece cengüş dağlarında aranmaz zambak
zemherinin son ayı en son gününde
sonra cuha yeleğin asılı kalmasın dar ağaçlarında gülüm ?

dedim yaa..!
yanlızlığın buruk bir sızıdır
varoş konuşur
duvar konuşur
senin dilin lal..!

Kadir Haktan TÜRKELI