25.5.2018 10:51:07
Gösterdi Hocam Bedri Rahmi
elindeki çakıl taşını.
"- Kır bakalım Katip'in Kapısının Camını! "
"- Yok Hocam.
Ora Üsküdar,
bura Fındıklı.
Arada Boğaz var, İnsaf !"
"- Dene hele.
Her gün bir fiskem, öne.
"- Olmaz ?"
"- Ya, Yavuz Sultan Selim ?
Buzağı ile başlamış, evlat,
tırmanmaya dağın tepesine hergün.
Dana olmuş, taşımış.
Öküz olana kadar !"
Sığmadı,
bu
"Boyutları engin Düşünce"
minicik kafama o gün.
"- Sığdıramıyorum bazen gövdemi
Akademi'nin giriş kapısına..."
Hayda !
Kapı üç metreye iki geniş.
"- Olmaz, Hocam valla !"
Son ameliyat, son görüş.
"- Açın pansumanı,
yapayım resmini yaranın !"
"- Pes Hocam!"
Yapar da.
Anlıyorum
"Ne anlattığını"
Hocanın.