5.2.2025 12:23:11
12.2.1998
SEVMESİNİ BİLSEK
ÖYKÜ
Su kuşları çok seviyorum günahsız zararsız yaşayıp gidiyorlar kendi hallerince …
En vefalı dostlar görüyorum tüm kuşları; hele serçeler var ya…Öyle vefalı öyle dostlar ki!
Karına kışına kahrına rağmen bırakıp gitmezler, gitmiyorlar; karına kışına kahrına katlanıyorlar.
Sabahları uyanır uyanmaz dallarda cıvıl cıvıl, sesleriyle içiniz ısınır. Sevecen olursunuz, birden…
Yollarda yürürken onların bir çöpe, bir atığa konup karınlarını doyurmaya çalıştıklarını görürsünüz.
İşinize - nereye ise- isteksiz, yılgın ve dalgın gidiyorsanız birden içinize bir gayret gelir, adımlarınız
sıklaşır, pergeliniz açılmış gönlünüz, çiçek bahçesi olmuştur
Ah! Bu kuşlar öyle sevimli sevecenler ki; yürekleri sevgi doludur. Kötülük, hainlik düşünmezler vefalıdırlar.
Bir avuç buğday serpin camınızın önüne ya da bahçenizin uygun bir yerine…Toplanır buğdayın tanelerini kapışır, paylaşırlar… Ama kavga etmeden birbirlerine düşman olmadan; kısmetlerini paylaşır, hep dost, dost kalırlar…
Anadolu yaylalarına gidin, göreceğiniz ilk canlılar onlardır…İnsan olmayan yaylalarda, 'dağlarda ,dağ eteklerinde
ne arıyor, bu mübarekler!' diyesiniz gelir; hem öyle düşünür, hem 'iyi ki bunlar var yoksa tek canlı sesine hasret gideceğinizi' düşünür, dağıyla taşıyla kurdu kuşuyla daha bir içten sever olursunuz doğayı
Bir kış sabahı, soğuğun bilmem kaça düştüğü her tarafın kırağıdan, buzdan cansızlaştığı bir ortamda canınız sıkkın, canınız burnunda…. Birisi bişey söylese hemen, çatıp hıçkıracağınız bir anda yine onların ciyak ciyak cıvıltılarıyla tüm karamsarlığınız dağılır, neşeli ve sevecen olursunuz…. Kendinizi öyle hissersiz.
Ah bu serçeler, her kış 'bahara çıkanda hırka ve eldiven örmeye söz verir; baharın güzelliğine çıkınca, yazın
sıcağına kavuşunca tüm acıları, kederleri sıkıntıları unutur... .Mutluluklarıyla baş başa gönülleri dolusunca yaşarlarmış.
Tıpkı Anadolu insanı gibi.
Ah bu kuşlar hele kadim dost vefalı dost serçeleri öyle seviyorum ki! Bugün daha da sevdim.
Kalktığımda yer gök daha yeni ağarıyordu .Bulutlar suratsızdı; kar serpiştiriyordu. Ağaçlar kırağılıydı Canım
sıkıldı; cemreler inmek üzere, elin memleketinde bahar gelmiş, ağaçlar çiçek açmıştır. Buradaki bulutların kahrına bakın.
Ama tüm bunlara rağmen apartmanımızın önünde bir çift evet sadece bir çift servide, karşımızdaki küçük ara sokakta bulunan sanırım akasya ağacının dallarında kuşlar ,hele de serçeler cıvıl cıvıldılar. Arka odaya geçtim, oranın karşısında bulunan tren istasyonu yanındaki bahçede bulunan ağaçlarda ise tam bir şenlik. İnanın, sanki dünyanın en seçkin
en görkemli orkestrası Viyana flarmoni orgestrası o bahçeye gelmiş; sabah konserindelerdi... Ağırlık serçelerde
olsa da değişik kuş sesleri kuş sesleriyle; Serçeler orkestranın piyanosu,, diğerleri değişik enstrüman sesleri orkestraya
ses armonikalarıyla zenginleştiriyorlar. Ah o sesleri canlandırabilsem, ah o sesleri buraya yazabilsem, ah o sesleri
onların dillerini anlayabilseydim... Ah! Hz.Süleyman'nın ilmine ermiş olsaydım, olsaydık
Ah biz insanlar birbirimizi yemekten, öldürmekten vazgeçip birbirimizi öldürücü, yok edici silahlar üretip
geliştireceğimize, ilim bilim adamlarımız eğitim kurumlarımız adamlarımız öldürücü silahlar icat etmeye kafa yoracaklarına zaman harcayıp o yolda ömür tüketeceklerine, bunları anlamaya, bunları çözmeye ; yani doğanın sırlarını doğanın gizlerini bilinmezliklerini bilmediklerimize bilemediklerimize yorsalar ya! Kıyamet mi kopaar! OLACAK BİRGÜN MUTLAKA O DA OLACAK BUNA İNANIYOR VE YASPAY ZXEKANYI BULAN İNSANOĞLU ONU DA ÇÖZECEKTİR!..
Ahhhhh! İşte böyle bu canım kuşlar !
Bana bunları düşündürüp yazdırdığınız için ayrıca en içten sevgi ve saygılarımla!