12.11.2024 13:15:42
'
aklımdan çıkarsa, anımsamak istediğim sözcükler var
buğulu bir göğe doğru eğildiğimde
bir çift gül görsün
için
zemheri
şafak, birden başlardı sayılmaya
gün. gün
gece. gece
sünger, capcanlı durur inanmazsın
kırsal bir uzaklıktır mavi
siyah
derinliklerde
inersin
girilen yerlerinden çıkılamayan diplere
dövüldükçe safrani yalınlık
epriyen o parlak nesne
-güneşte kurutup bölüşmek için
ısrarla güneşi çıkıyordu
çatarken silahlarını güz
mukavvadan üzengide bir ayağı
işte, şimdinin ötesindeyiz
tanrının ormanlarındaki sedir ağacını kesen
kavminin
ilk pişmanlığı içinde
aradığımız serinlikler, derin gölgeli avlular
ve ırmakları çırpınmaktan yorgun düşmüş çayırların uzağındayız
sen ve ben
aşınmış toprakların, denize bir adımlık eğerinde
o ırmakların beslediği toprakları gördün mü
kurak yerleri varlık kılıcıyla yarıp giderken etrafına hayat saçan ırmakları
kuş seslerinin havayı gerdiği nerede duyulmuş
çiçeklerin devrilmediği
hangi ay güneşe küskünerek görünür
durgunlaşan sazlıkta
böylece tuzlu saçlarımala gömüldüm
uzayan her geceyi yakasından sürüyüp
beklenenlerin gelmeye üşendiği devrime
.