20.8.2024 11:49:04
Bilgi: Yolumuzu aydınlatan bir güneştir
Tutku: İnanların herhangi bir şeye karşı göstermiş olduğu aşırı düşkünlük
Sevgi: İnsanı bir şeye veya bir kimseye yakınlığı ve bağlılık
Aşk: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu(Sevda),
Kan: Vücutta damarda bulunan kırmızı sıvı
Mum: Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu
Bencil: sadece kendini düşünen başkalarını önemsemeyen
Yatmak: Bir şeye veya bir şeyin üzerine boylu boyunsa uzanmak(Bizim iş yatta)
Hasret: Bir yere bir kimseye duyulan özleme denir(Hasretle gelmesini bekledi)
Özlem: Bir kimseyi bir yeri veya bir şeyi görme ona kavuşma isteği
Yangın:
Mabet: Tapınak(İsim)özel bir konuda sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer(Mecaz)
İlah: tanrı kainatı yaratan olarak inanmak
Rab: Tanrı
Allah: Var olan her şeyi yaratan koruyucusu olan tek, yüce ve üstün varlık Yaradan
Tanrı, Rab, Mevla
Bulut: Gök yüzünde bulunan Küme küme gri ve beyaz renkli şekiller
Yıldız: Gök yüzünde parlayan geceleri ışık
Gök: Dünyadan yukarıda görünen mavi katman
Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi
Ay: Gök cismi
Dünya: Üzerinde yaşadığımız yer yüzü
Fırtına: Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
Güç anlatılan kötü durum(Mecaz)
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık sıkıntı
Yağmur: Su buharının gök yüzüne yükselerek soğuk bir tabakaya rastlayarak
su şeklinde yere inmesi, bereket, rahmet
Çokluk bolluk: Çok ve sık düşen
Kar: Su buharının atmosferde yoğunlaşarak yer yüzüne beyaz ve biçiminde yere yağması
Dolu: Gök yüzünden yuvarlak yuvarlak yer yüzüne yağan buz
Fırtına: Önüne geleni kırıp savunan güçlü rüzgâr
Gece: Saat ondan sonra gün ağarıncaya kadar geçen karanlık süre
Karanlık: Saat ondan gün ağarıncaya kadar olan süre
Mehtap : Ay ışığı
Gündüz: Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü
(zarf)Gündüz vaktinde
Seher: Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı, seher vakti
Toprak:
(a)
Yer kabuğunun toz durumuna gelmiş türlü kitle kırıntılarıyla çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşa ortamı ortamı sağlayan yüzey bölümü
b)Yer kabuğunun bu bölümlerinden yapılmış
c)Arazi, tarla
d)Memleketli
e)Jeoloji
Kara topra
Ülke
Gümüş: Parlak beyaz renkte, kolay işlenir ve
tel durumuna gelebile element
Altın: kolay işlenen yüksek değerli paslanmaz element
Mavi:
a)İsim yeşil ile menekşe rengi arasında bir renk, bulutsuz gök yüzünün rengi mavi
Solgun: Rengini tazeliğini canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş
Yaratılmak: Yaratma işine konu olmak
Aciz:
(a)
Gücü bir şeye yetmez, güçsüz
(b)Beceriksiz
Soluk: Rengi atmış olan, solmuş, uçuk
a)Parlaklığını yitirmiş(Işık)
b)Rengi kaybolmuş matlaşmış nesne
c)Ak ciğerlere çekilen
d)Akciğerlerden atılan hava, nefes
e)Ciğerlere hava alıp verme
Tanrıça: Çok tanrıçalıkta Kadın tanrı
Göz: Görmeyi sağlara organ
GÖZE GELMEK: Deyim
Saç: Baş derisini kaplayan kıllar
Ses: Kulağın duyacağı titreşim
Müzik:
Müzik kulağı, canlı müzik, elektronik müzik, pop müzik ,
popüler müzik, halk müziği, İspanyol müzik
Melodi: Müzikleri bestelemek
Beste: Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin butünü
Belki hala o besteler çalınır. Yahya Kemal Beyatlı
Nafile: Yarasız:
(a)Yararsız
(b)Boşuna
(c)Boş yere
(d)Fazladan kılınan namaz veya tutulan oruç
Rüzgar: Havanın yer değiştirmesiyle
oluşan esinti, yel, esinti
Ümit: Umut
Dilek: Bir kimsenin dile getirdi şey
talep, temenni , rica , murat
Göz yaşı: Gözden akan damlacıklar
Mutluluk : Sevinmek
Hüzün: Gönül üzgünlüğü, gam keder, sıkıntı
Kin: Birine karşı duyulan öç alma isteği
Kindir bizim düşmanımız. Y.Emre
İhtiras: Aşırı, güçlü istek , tutku
Can:
Hayal:
Gerçek:
Mucize:
Siyah:
Beyaz:
İki:
Çift:
Gizem:
Sır:
Kul:
Ölüm:
Yaşam:
Hayat:
Nefes:
Kuş:
Kitap:
An:
Direnmek:
Çabalamak:
Düşmek:
Dilemek:
Duymak:
Terk etmek:
Uzaklaşmak:
Sarılmak:
Boğulmak:
Tanrı: Çok tanrıçalıkta var olduğuna inanılan
İnsan üstü varlıklardan her biri.
İlah
yaradan
Allah
Rab
İlah
Mevla
Halik
Hüda
Hu
Oğan
Bulut: Atmosferdeki su damlacıkları ve Buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarına birden bire, ayrılan yığın.
Keder: Endişe
Gök:
(a) Gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, feza, asuman
(b)Yer yüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, gök kubbe, sema
(c)Gök yüzünün denizin rengi
(d)Mavi veya yeşile çalan mavi
Yıldız: Gök yüzünde ışıklı gök cisimlerinden her biri
Sinema, tiyatro veya müzik sanatçısı
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse(Mecaz)
Baht, şans, talih: Yıldızımız hiç barışmadı
Ay:
Ay! Senmiydin?
Ay ne güzel
Gök cismi Ay
Ay gibi
Işık:
a)Cisimleri görmeyi,
renklerini ayıt etmeyi sağlayan fiziksel enerji
Nur: ışık
Şavk: ışık
Erke
Ziya
Nur
Şavk
b)Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
c)Aydınlanmak için kullanılan elektirik
d)(Mecaz)
Mutluluk
Sevinç
e)Özellikle yüz ve gözlerde beliren parıltı.
f)Aydınlatan kimse
Düşünce, eser vb.
f)Gözle görülen ışıma
Alev: Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerindeki
ışıklı uzantısı
Alev: Şule
Yalim
Yalaz
Şule
Karanlık:
a)Işık olmama durumu
Işıksız(Sıfat)
b)Üzüntü, sıkıntı, perişanlık(Mecaz)
c)Gereğince anlaşılıp bulunmayan
ne olacağı sonu belli olmayan(Mecaz, sıfat)
Karışık(mecaz)
Kıvılcım:
1.
yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası.
2.
demir ve taş gibi maddelerin güçlü bir biçimde çarpışmasından sıçrayan ateş durumundaki küçük parça.
Sıcaklık:
1.
sıcak olma durumu.
2.
sıcak olan şeyin durumu, niteliği ya da etkisi.
"Odanın sıcaklığı arttı"
8Mecaz):
Aşk ateşi
Ateş:
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren
ısı
ışık
od
nar(Ateş)
b)Tutuşmuş olan cisim
ısıtmak
pişirmek için kullanılan yer
veya araç
c)Patlayıcı silahların atılması
d)Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı
kızdırma
Ateş: Büyük üzüntü ve acı
e) Ağzından ateş çıkarıyor
f)(Mecaz) Öfke
hırs
hınç
f)Coşkunluk(mecaz)
g)Tehlike(Mecaz)
felaket
h)Ateş(Mecaz) Büyük üzüntü acı. Annem ölünce evimize ateş düştü.
Ateş düştüğü yeri yakar
Deniz:
a)Deniz dalgasız olmaz, güzel sevdasız olmaz
b)Denizde kum onda para
c)Denizi geçip çayda boğulmak
d)Denizden çıkmış balığa dönmek
e)Denize açılmak
f)Deniz kenarında dalga eksik olmaz
g)Deniz tutmak
Kıvılcım:
a)Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası,
alev, çıngı
b)Demir taş ve bunun gibi maddelerin güçlü çarpışmasından sıçrayan ateş durumunda ki
parçacıkları
c)(mecaz) Harekete geçiren
d)Gök bilimi:
Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama
Kızıl:
a)Parlak kırmızı renk, (isim)
b)Bu renkte olan(sıfat)
c)Aşırı derecede kırmızı olan
d)Kominist(Mecaz)
e)Genellikle küçük yaşlarda görülen
bulaşıcı
yüksek ateşli
kırmızı renkte geniş lekeler döküntüler
Kuluçka Dönemi:
Üç dört süren tehlikeli hastalık
Tat:
a)Tadı damağında kalmak
b)Tadı gelmek
c)Tadı kaçmak
d)Tadına bakmak
e)Tadına doyum olmamak
f)Tadına varmak
g)Tadında bırakmak
h)Tadından yenmemek
i)Tadını almak
j)Tadını bulmak
k)Tadını çıkarmak
m)Tadını tuzunu bulmak
n)Tadı tuzu kalmamak(Veya tadı tuzu bozulmak)
O)Tadı tuzu yok
ö)Tat almak
p)Tat kazanmak
r)Tat vermek
Günah:
a)Dini bakımdan suç sayılan, iş veya davranış, vebal
b)Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
c)Sorumluluk, vebal
d)Kabahat, hafif suç
Ağaç:
a)Meyve verebilen
Gövdesi odun ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
Kalp:
Sevgi, gönül
a)Vücudumuzda kanı pompalayan organ
b)(Mecaz) sevgi gönül
C)Kalp hastalığı
d)(Mecaz)
Bir ülkenin bir kuruluşun
işleyiş,
yönetim ve varlığını sürdürme bakımından
en önde gelen yeri.
Ankara Türkiye'nin kalbidir.
e)(Mecaz) Duygu his
Genç:
a)Yaşı ilerlememiş olan
b)Gelişimini tamamlamamış olan
bitki, hayvan
c) Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
d)Zihin bakımından yeterince gelişmemiş toy
e)Yeni gelişmekte olan
Genç Türkiye
Renk: Cisimler tarafından yansıtılan
ışığın gözde oluşturduğu duyum,
nitelik,
çeşitlilik
DEYİMLER:
a)Rengi atmak
b)Rengi kaçmak
c)Rengi uçmak
d) Rengini belli etmek
e)Rengi solmak
f)Renk almak
g)Renk gelmek
h)Renk katmak
i)Renkten renge girmek
j)Renk vermek
k)Renk vermemek
Renk Kelimelerini içeren Birleşik Kelimeler:
Renk Bilimi:
Renk Cümbüşü:
Renk gideren
Renk Körü
Renk Ölçer
Renk Ölçme:
Renk Yuvası
Basit Renk:
Metalik renk:
Ölü renk
Pastel renk:
Rengarenk:
Sağır renk:
Şeker Renk:
Açık kahverengi renk:
Alev rengi:
Altın rengi:
Bakır rengi :
Bal rengi
Barut rengi:
Buğday rengi:
Çivit rengi
Demir rengi
Duman rengi
Erguvan rengi
Fes rengi:
Fil dişi rengi
Gurup rengi:
Fındık rengi
Fıstık rengi
Filiz rengi
Gül rengi
Gümüş rengi
Hardal rengi:
Kemik rengi:
Kimyon rengi
Kiremit Rengi
Kurşun rengi
Koyu kahverengi:
Kül rengi:
Leylak rengi
Lila rengi
Limon rengi
Menekşe rengi
Nohut rengi
Pas rengi
Portakal rengi
Saman rengi
Sincap rengi
Saz rengi
Şarap rengi
Tahin rengi
Tarçın rengi:
Ten rengi
Toprak rengi
Tütün rengi
Zeytin rengi
Sıcak renkler
Soğuk renkler
Ayrılık
a)Ayrı olma durumu
b)Birinden uzak düşme
c)Düşünce görüş veya duygu arasındaki uymazlık
d)(Hukuk) Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması
Ayrılık acısı(Deyim)
Ruh: Öz
a)Dinlerin ve dinci felsefecilerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği
Öz,
Can kuşu
b)(Mecaz)Duygu
c)(Felsefe) Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi
Bedenin hayat gücü
Gölge:
a)Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellemesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
b)Güneş ışınlarından korunacak yer
c)Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, siluet
d)(Mecaz) Birinin yanndan hiç ayrılmayan kimse
e)(Mecaz)Koruma, kayırma, himaye
Ayna:
a)Işığı yansıtan
Varlıkların görüntüsünü veren,
cilalı ve sırlı cam
b)Bir olayı bir durumu yansıtan
göz önünde canlandıran olay, durum, şey
Yaprak:
a)Bitkilerde solunum, karbon özümlemesi, terleme ve bunun gibi olayların oluştuğu
çoğu klorofilli yeşil ve türlü biçimdeki bölümler
b)Sarma yapılan asma yaprağı
c)Kitap defter ve bunun gibi şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kağıtlardan her biri
d)Börek baklava vb. şeylerde yufka
e)Kat kat ayrılabilen şeylerde kat
Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar
Bu baklavada 50 yaprak var
Mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum(Gazete)
Ağlamak para etmez
a)Ağlama ölü için ağla deli için
b)Ağlamayan çocuğa meme vermezler
c)Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın
d)Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
e)Ağlayanın malı gülene hayır etmez
f)Ağlayıp ta gözden mi olayım?
g)Ağlanıp sızlanmak
Nefret:
a)Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
b)Tiksinme, tiksinti
Can:
a)ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
b)Yaşama hayat
c)Güç dirlik
d)Kişi birey
e)İnsanın kendi varlığı,
özü
f)Gönül
g)Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
h)(Sıfat)Çok içten sevimli, sevilen , şirin
Hayal:
a)Zihinde tasarlanan ve canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya(hayal)
b)Belli belirsiz görülen şey, gölge
c)(Fizik)Görüntü
d)Ruh bilimi)İmge
Mustafa Kemal Atatürk hayallerin değil hakikatlerin adamı idi.
Gerçek:
1)Hakiki
2)Sahibi:Gerçek sahibi
3)Real: Gerçek
4)Halis: Gerçek yağ
5)Doğru: Gerçek
6)Has: Gerçek
7)Belit
Mucize: Peygamberlere atfedilen olağan üstü hallere denir
Ak, Beyaz: Siyahın karşıtı
Çift: Bir erkek ve bir dişiden oluşan eş
Sır:
Bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen gizli kalan gizli tutulan şey
Kül:
Organik maddelerin tamamen yanması sonucu arta kalan kısım
Yanan şeylerden arata kalan toz madde
Ölüm: Canlılarda hayatın sona ermesi. Ruhun bedenden ayrılmasıyla açıklanan evrensel halk inancı
Yaşam: Doğumla ölüm arasında yaşanan süre. Canlılığın sona ermesi.
Hayat:
Hayatsal olaylar, canlı, sağ olma durumu
Nefes:
a)Edebiyat ve söz sanatı Alevi Bektaşi ozanların tekkelerinde ve meclislerinde özel ezgilerle okunan biçim yönüyle koşmaya benzeyen, konusu tasavvuf ve tarikat kuralları ile ilgili olan ince anlamlı alaycı koşuklar, soluk.
b)Nefes: Bektaşilikte koşmaya benzer.
c)Şifa amacıyla hastaya okunan dua
Kuş: Uçan tüylü hayvan
Kitap:
a)Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş olan
b)Basılı veya yazılı kağıt yapraklarının bütünü
c)En az 49 sayfa
An:
Zamanın bölünmeyecek kadar kısa parçası
Direnmek:
İnat etmek,
Herhangi bir düşünce de bir istekte veya bir durumda ayak diremek,
inat etmek,
ısrar etmek
Çabalamak:
a)Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak
b)Bir işi başarmak için uğraşmak
c)Gayret etmek
Düşünmek:
a)Aklından geçirmek
b)Göz önüne getirmek
c)Bir sonuca varmak amacıyla incelemek,
bilgileri incelemek
d)Karşılaştırmak ve oradaki bilgilerden yararlanarak düşünme üretmek
Dilemek: Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek
Duymak:
a)Bilgi almak öğrenmek
b)Haber almak
c)Yaptıklarını duydum
d)İşitme ses almak
Terk Etmek:
a)Bırakıp gitmek
Bir şeyi bir yeri
Terk etmek zorunda kaldı
Uzaklaşmak:
Bir şeyden bir yerden veya bir kimseden ayrılıp uzağa gitmek
Sarılmak: Sarma işi yapmak
Boğulmak:
a)Boğma işine konu olmak.
b)Havasızlıktan ölmek