Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
ce
cemalcelik

Yeni başlayanlar için Şiir kelimeler-2

Yorum

Yeni başlayanlar için Şiir kelimeler-2

( 1 kişi )

0

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

215

Okunma

Yeni başlayanlar için Şiir kelimeler-2

Işık:
Yol gösteren aydınlatan kimse
Yol gösteren bilgilendiren kişi

Bilgi: Yolumuzu aydınlatan bir güneştir

Yüreği yanmak: Üzülmek

Tutku:
İnanların herhangi bir şeye karşı göstermiş olduğu aşırı düşkünlük

Sevgi: İnsanı bir şeye veya bir kimseye yakınlığı ve bağlılık

Aşk: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu(Sevda),

Kan: Vücutta damarda bulunan kırmızı sıvı

Mum: Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu

Bencil: sadece kendini düşünen başkalarını önemsemeyen

Yatmak: Bir şeye veya bir şeyin üzerine boylu boyunsa uzanmak(Bizim iş yatta)


Hasret: Bir yere bir kimseye duyulan özleme denir(Hasretle gelmesini bekledi)
Özlem: Bir kimseyi bir yeri veya bir şeyi görme ona kavuşma isteği

Yangın:
1-zarara yol açan büyük ateş.
2-halk ağzından
(hastalıkta) ateş.
"Çocuğun yangını var"

Mabet: Tapınak(İsim)özel bir konuda sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer(Mecaz)

İlah: tanrı kainatı yaratan olarak inanmak

Rab: Tanrı

Allah: Var olan her şeyi yaratan koruyucusu olan tek,
yüce ve üstün varlık Yaradan
Tanrı, Rab, Mevla

Bulut: Gök yüzünde bulunan Küme küme gri ve beyaz renkli şekiller

Yıldız: Gök yüzünde parlayan geceleri ışık

Gök: Dünyadan yukarıda görünen mavi katman

Güneş:
Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi

Ay: Gök cismi

Dünya: Üzerinde yaşadığımız yer yüzü

Fırtına: ( Güçlü rüzğar) Yağmur ve kasırga getiren

Güç anlatılan kötü durum(Mecaz)

Yağmur: Su buharının gök yüzüne yükselerek
soğuk bir tabakaya rastlayarak

Su şeklinde yere inmesi, bereket, rahmet

Çokluk bolluk:
Çok ve sık düşen

Kar:
Su buharının atmosferde yoğunlaşarak yer yüzüne beyaz ve biçiminde yere yağması

Dolu:
Gök yüzünden yuvarlak yuvarlak yer yüzüne yağan buz

Fırtına: Önüne geleni kırıp savuran güçlü rüzgâr

Gece: Saat ondan sonra gün ağarıncaya kadar geçen karanlık süre

Karanlık: Saat ondan gün ağarıncaya kadar olan süre

Mehtap : Ay ışığı

Gündüz: Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü
(zarf)Gündüz vaktinde

Seher güneş doğmadan önceki zamanı, seher vakti

Toprak:
(a)
Yer kabuğunun toz durumuna gelmiş hali
c)Arazi, tarla
d)Memleketli
e)Kara toprak
f)Ülke

Gümüş:
Parlak beyaz renkte, kolay işlenir ve
tel durumuna gelebile element

Altın: kolay işlenen yüksek değerli paslanmaz element

Mavi:
a)İsim yeşil ile menekşe rengi arasında bir renk,
bulutsuz gök yüzünün rengi

Solgun: Rengini tazeliğini canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan,

Yaratılmak:
Yaratma işine konu olmak

Aciz:
Gücü bir şeye yetmez, güçsüz
(b)Beceriksiz

Soluk: Rengi atmış olan, solmuş
a)Parlaklığını yitirmiş
b)Rengi kaybolmuş matlaşmış
c)Ak ciğerlere çekilen
d)Akciğerlerden atılan hava, nefes
e)Ciğerlere hava alıp verme

Tanrıça:
Çok tanrıçalıkta Kadın tanrı

Göz:
Görmeyi sağlayan organ

GÖZE GELMEK:
Deyim
Akın can çok başarılıydı göz değdi ve hastalandı

Saç:
Baş derisini kaplayan kıllar

Ses:
Kulağın duyacağı titreşim

Kocaman yürekli:

Çok güçlü ve cesur
Müzik:

Canlı müzik, elektronik müzik, pop müzik ,
popüler müzik, halk müziği, İspanyol müzik
müzik kulağı

Melodi: Müzikleri bestelemek

Beste:
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü

Nafile:
(a)Yararsız
(b)Boşuna
(c)Boş yere
(d)Fazladan kılınan namaz
veya tutulan oruç

Rüzgar(Yel)
Havanın yer değiştirmesiyle
oluşan esinti

Ümit: Umut

Dilek:
Talep, temenni , rica , murat

Göz yaşı:
Gözden akan damlacıklar

Mutlu olmak :
Sevinmek

Hüzün:
Gam, keder, sıkıntı, gönül üzgünlüğü

Kin:
Birine karşı duyulan öç alma isteği

Kindir bizim düşmanımız. Y.Emre

İhtiras: Aşırı, güçlü istek

Can:
Yaşayan varlıkların yaşamasını sağladığına inanmak

1- Herkes ölümden korkar"
2.yaşama, yaşam.
"Boğulanı kurtarayım derken canından olmuş"

Hayal: Düş

Gerçek:
1-el ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamıyla var olan,
hakiki
2.kendisi gibi bulunmayan

Mucize:1.
akıl yoluyla açıklanamayan, Tanrısal bir güç tarafından yaratıldığına inanılan doğaüstü olay.
2.
insanları hayran bırakan olağanüstü olay ya da şey.


Siyah:
1-bütün ışınları emen, hiçbir ışını yansıtmayan en koyu renk, ışıksız, karanlık gece rengi, kömür rengi.
Benzer:
kara
2.
s. bu renkte, koyu renkte olan.
"Siyah birayı severdi"


Beyaz:
1.
süt, pamuk, kar gibi şeylerin rengi.
Benzer:
ak
2.
sıfat
bu renkte olan.
"Beyaz giysiler içindeydi"

İki: iki sayı

Çift:birbirini bütünleyen iki tekten oluşan, ikisi bir takım oluşturan.
"İki çift çorap aldım"
2.
kalansız olarak iki ile bölünebilen, tek olmayan.
"Ayın çift günlerinde şiir okuyorum"

Gizem: Felsefe terimi:

aklın erişemediği ve dolayısıyla mantığa, akla uygun bir açıklaması yapılamayan, ne olduğu çözülemeyen,
Sır:
1.
kimseye söylenmemesi, gizli tutulması gereken şey, giz.
2.
insan aklının yeterince açıklık getiremediği şey.
"Doğa sırlarla dolu"

Kul:
1.(Tanrı’ya göre) insan.
"Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş"
2.
eskimiştir•tarih terimi
köle ya da karavaş.

Ölüm:
1.
insan, hayvan, bitki gibi herhangi bir canlının yaşamının tam ve kesin bir biçimde sona ermesi.
2.
ölme biçimi.
"Onun attan düşerek ölümüne inanmak zor"


Yaşam:
1-canlılarda, doğumdan ölüme değin, etkinliği sağlayan olgular bütünü.
2.
doğumdan ölüme değin geçen süre.
"Gerçeği yaşamının sonuna doğru görebilmişti"


Hayat:
yaşam, diri
doğumdan ölüme değin geçen süre.
Benzer:
ömür


Nefes:
1-
Soluk
2.
(boş bir inançla) iyileştirir diye hastaya okuyup üfleme.



Kuş:
1.
yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcak kanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, uçucu hayvan


Kitap:

.
eskimiştir
basılı ya da el yazılı kâğıt yaprakların ciltli ya da ciltsiz olarak okumak için bir araya getirilmiş biçimi.

An: En küçük zaman


Direnmek:


1.
herhangi bir düşüncede, bir durumda, bir istekte ayak diremek.
inat etmek
2.
karşı koymak.

Çabalamak:

güç bir durumdan kurtulmak ya da bir işi yapmak,
başarmak için uğraşmak, güç harcamak.



Düşmek:
1.
boşlukta, yerçekiminin etkisiyle, yukarıdan aşağıya doğru inmek.
"Bütün cisimler boşlukta aynı hızla düşer"
2.
(insan, hayvan gibi yürüyebilen şeyler) dengesini yitirerek yere serilmek, devrilmek, yıkılmak.
"Çocuk koşarken düştü"


Dilemek:
1-bir şeyin yerine getirilmesi isteğinde bulunmak, yapılmasını istemek.
arz etmek
rica etmek
2.
biri için bir dilekte bulunmak.
"İyi yolculuklar dileriz"

Duymak:
1.
ses olarak algılamak, ses almak, işitmek.
"Sağır değilsen fısıltıyı duyarsın"
2.
duyular aracılığıyla algılamak, nesnelerin fizik durumlarından duyular aracılığıyla bilgi edinmek.
"Yüzümde esen yeli duydum"
Benzer:
duyumsamak

Terk etmek:
1.
ayrılıp gitmek, bırakmak, ayrılmak.
2.
(bir şeyi) bırakmak, yapmamak.
"Sigarayı terk etmek kolay mı?"


Uzaklaşmak:
1-ayrılıp uzağa, uzak bir yere gitmek.
"İçi, oradan hemen uzaklaşmak isteğiyle dolmuştu"
2.
ilgisi azalmak, yabancılaşmak.
"Sık görüşmeyince insan dostlardan uzaklaşıyor"


Sarılmak:

1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düşman her yandan sarılmıştı Üzerine bez sarılan yarası acı veriyordu"
2.
bir şeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaşık asmaya sarılmıştı"


nesnesiz (nesne almayan) eylem
1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düşman her yandan sarılmıştı Üzerine bez sarılan yarası acı veriyordu"
2.
bir şeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaşık asmaya sarılmıştı"
3.
kollarını dolamak, kucaklamak.
"Kadın bebeğine sarılmıştı"
4.
bütün gücüyle ele almak, başlamak.
"İşe sarıldık"
5.
davranmak.
"Hemen silaha sarılmak kabadayılık gösterisiymiş.."
6.
mec.
büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek.
"Çocuk bu yıl derslerine iyi sarıldı"
7.
mec.
hemen yapmaya koyulmak, işe girişmek.
"Haberi duyunca kutlamak için telefona sarıldı"
8.
mec.
büyük bir umutla bağlanmak, güvenmek.
"İnsan hangi dala sarılacağını bilmeli"


Boğulmak:

nesnesiz (nesne almayan) eylem
1.
boğmak eylemine konu olmak.
2.
herhangi bir nedenle havasızlıktan ölmek.
"Yüzme bilmeyen derin suda boğulur"

Tanrı:
Çok tanrıçalıkta var olduğuna inanılan
İnsan üstü varlıklardan her biri.
İlah
yaradan
Allah
Rab
Mevla
Halik
Hüda
Hu

Bulut:
Atmosferdeki su damlacıkları ve
Buz taneciklerinin görülebilir süs kümeleridir

Keder: Endişe

Gök:
(a) Gök cisimlerinin hareket ettiği
sonsuz boşluk,
uzay, sema, feza,
(b)Yer yüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk,
gök kubbe, sema

(c)Gök yüzünün denizin rengi
(d)Mavi veya yeşile çalan mavi

Yıldız:
Gök yüzünde ışıklı gök cisimlerinden her biri
Sinema,
tiyatro
veya
müzik sanatçısı
Bir toplulukta,
bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse(Mecaz)

Baht, şans, talih:
Yıldızımız hiç barışmadı


Ay:
Ay! Sen miydin?
Ay ne güzel
Gök cismi Ay
Ay gibi

Işık:
a)Cisimleri görmeyi,
renklerini ayıt etmeyi
sağlayan fiziksel enerji

Nur: ışık
Şavk: ışık
Ziya
Nur

b)Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
c)Aydınlanmak için kullanılan elektirik
e)Özellikle yüz ve gözlerde beliren parıltı.
f)Aydınlatan kimse. Işık tutan aydınlatan gerçek bilgilerle bilgilendirilen kimse
f)Gözle görülen ışıma

Alev:
Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerindeki
ışıklı uzantısı
şule

Karanlık:
a)Işık olmama durumu
Işıksız(Sıfat)
c)Gereğince anlaşılıp bulunmayan
ne olacağı sonu belli olmayan(Mecaz, sıfat)
Karışık(mecaz)

Kıvılcım:
1.
yanmakta olan bir maddeden sıçrayan
küçük ateş parçası.
2.
demir ve taş gibi maddelerin güçlü bir biçimde çarpışmasından sıçrayan
ateş durumundaki küçük parça.

Sıcaklık:

1.
sıcak olma durumu.
2.
sıcak olan şeyin durumu, niteliği ya da etkisi.
"Odanın sıcaklığı arttı"


8Mecaz): Aşk ateşi

Ateş:
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren
ısı
ışık
od
nar(Ateş)

b)Tutuşmuş olan cisim
ısıtmak
pişirmek için kullanılan yer
veya araç
c)Patlayıcı silahların atılması
d)Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı
kızdırma

Ateş:
Büyük üzüntü ve acı
e) Ağzından ateş çıkarıyor
f)(Mecaz) Öfke
hırs
f)Coşkunluk(mecaz)
g)Tehlike(Mecaz)
felaket. Evimize ateş düştü
h)Ateş(Mecaz) Büyük üzüntü acı.
Annem ölünce evimize ateş düştü.
Ateş düştüğü yeri yakar

Deniz:
a)Deniz dalgasız olmaz, güzel sevdasız olmaz
b)Denizde kum onda para
c)Denizi geçip çayda boğulmak
d)Denizden çıkmış balığa dönmek
e)Denize açılmak
f)Deniz kenarında dalga eksik olmaz
g)Deniz tutmak

Kıvılcım:
a)Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası
alev, çıngı
b)Demir taş ve bunun gibi maddelerin güçlü çarpışmasından
sıçrayan ateş durumunda ki
parçacıkları
c)(mecaz) Harekete geçiren
d)Gök bilimi:
Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama

Kızıl:
a)Parlak kırmızı renk, (isim)
c)Aşırı derecede kırmızı olan
d)Kominist(Mecaz)

Tat:
a)Tadı damağında kalmak
b)Tadı gelmek
c)Tadı kaçmak
d)Tadına bakmak
e)Tadına doyum olmamak
f)Tadına varmak
g)Tadında bırakmak
h)Tadından yenmemek
i)Tadını almak
j)Tadını bulmak
k)Tadını çıkarmak
m)Tadını tuzunu bulmak
n)Tadı tuzu kalmamak(Veya tadı tuzu bozulmak)
O)Tadı tuzu yok
ö)Tat almak
p)Tat kazanmak
r)Tat vermek

Günah:
a)Dini bakımdan suç sayılan, iş veya davranış, vebal
b)Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
c)Sorumluluk, vebal
d)Kabahat, hafif suç

Ağaç:
a)Meyve verebilen
Gövdesi odun ve uzun yıllar yaşayabilen bitki

Kalp:
Sevgi, gönül

a)Vücudumuzda kanı pompalayan organ
b)(Mecaz) sevgi gönül
C)Kalp hastalığı
d)(Mecaz)
Bir ülkenin bir kuruluşun
işleyiş,
yönetim ve varlığını sürdürme bakımından
en önde gelen yeri.
Ankara Türkiye’nin kalbidir.
e)(Mecaz) Duygu his

Genç:
a)Yaşı ilerlememiş olan
b)Gelişimini tamamlamamış olan
bitki, hayvan
c) Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
d)Zihin bakımından yeterince gelişmemiş toy
e)Yeni gelişmekte olan

Genç Türkiye

Renk:
Cisimler tarafından yansıtılan
ışığın gözde oluşturduğu duyum,
nitelik,
çeşitlilik

DEYİMLER:

a)Rengi atmak
b)Rengi kaçmak
c)Rengi uçmak
d) Rengini belli etmek
e)Rengi solmak
f)Renk almak
g)Renk gelmek
h)Renk katmak
i)Renkten renge girmek
j)Renk vermek
k)Renk vermemek

Renk Kelimelerini içeren Birleşik Kelimeler:

Renk Bilimi:
Renk Cümbüşü:
Renk gideren
Renk Körü
Renk Ölçer
Renk Ölçme:
Renk Yuvası
Basit Renk:
Metalik renk:
Ölü renk
Pastel renk:
Rengarenk:
Sağır renk:
Şeker Renk:
Açık kahverengi renk:
Alev rengi:
Altın rengi:
Bakır rengi :
Bal rengi
Barut rengi:
Buğday rengi:
Çivit rengi
Demir rengi
Duman rengi
Erguvan rengi
Fes rengi:
Fil dişi rengi
Gurup rengi:
Fındık rengi
Fıstık rengi
Filiz rengi
Gül rengi
Gümüş rengi
Hardal rengi:
Kemik rengi:
Kimyon rengi
Kiremit Rengi
Kurşun rengi
Koyu kahverengi:
Kül rengi:
Leylak rengi
Lila rengi
Limon rengi
Menekşe rengi
Nohut rengi
Pas rengi
Portakal rengi
Saman rengi
Sincap rengi
Saz rengi
Şarap rengi
Tahin rengi
Tarçın rengi:
Ten rengi
Toprak rengi
Tütün rengi
Zeytin rengi
Sıcak renkler
Soğuk renkler

Ayrılık:
a)Ayrı olma durumu
b)Birinden uzak düşme
c)Düşünce görüş veya duygu arasındaki uymazlık
d)(Hukuk) Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması
Ayrılık acısı(Deyim)

Ruh:
a)Dinlerin ve dinci felsefecilerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği
Öz,
b)(Mecaz)Duygu
c)(Felsefe) Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi
Bedenin hayat gücü

Gölge:
a)Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellemesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
b)Güneş ışınlarından korunacak yer
c)Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, siluet
d)(Mecaz) Birinin yandan hiç ayrılmayan kimse
e)(Mecaz)Koruma, kayırma, himaye

Ayna:
a)Işığı yansıtan
Varlıkların görüntüsünü veren,
cilalı ve sırlı cam
b)Bir olayı bir durumu yansıtan
göz önünde canlandıran olay, durum, şey

Yaprak:
a)Bitkilerde solunum, karbon özümlemesi, terleme ve bunun gibi olayların oluştuğu
çoğu klorofilli yeşil ve türlü biçimdeki bölümler
b)Sarma yapılan asma yaprağı
c)Kitap defter ve bunun gibi şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kağıtlardan her biri
d)Börek baklava vb. şeylerde yufka
e)Kat kat ayrılabilen şeylerde kat

Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar
Bu baklavada 50 yaprak var
Mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum(Gazete)

Ağlamak para etmez
a)Ağlama ölü için ağla deli için
b)Ağlamayan çocuğa meme vermezler
c)Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın
d)Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
e)Ağlayanın malı gülene hayır etmez
f)Ağlayıp ta gözden mi olayım?
g)Ağlanıp sızlanmak

Nefret:
a)Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
b)Tiksinme, tiksinti

Can:
a)ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
f)Gönül
g)Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
h)(Sıfat)Çok içten sevimli, sevilen , şirin

Hayal: Hülya
a)Zihinde tasarlanan ve canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey,
b)Belli belirsiz görülen şey, gölge
c)(Fizik)Görüntü
d)Ruh bilimi)İmge
Mustafa Kemal Atatürk hayallerin değil hakikatlerin adamı idi.

Gerçek:
1)Hakiki
2)Sahibi:Gerçek sahibi
3)Real: Gerçek
4)Halis: Gerçek yağ
5)Doğru: Gerçek
6)Has: Gerçek

Mucize: Peygamberlere atfedilen olağan üstü hallere denir

Ak, Beyaz:
Siyahın karşıtı
Çift: Bir erkek ve bir dişiden oluşan eş
Sır:
Bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen gizli kalan gizli tutulan şey

Kül:
Organik maddelerin tamamen yanması sonucu arta kalan kısım
Yanan şeylerden arata kalan toz madde

Ölüm:
Canlılarda hayatın sona ermesi.
Ruhun bedenden ayrılmasıyla açıklanan evrensel halk inancı

Yaşam: Doğumla ölüm arasında yaşanan süre. Canlılığın sona ermesi.

Hayat:
Hayatsal olaylar, canlı, sağ olma durumu

Nefes:
a)Edebiyat ve söz sanatı Alevi Bektaşi ozanların tekkelerinde ve meclislerinde özel ezgilerle okunan biçim yönüyle koşmaya benzeyen, konusu tasavvuf ve tarikat kuralları ile ilgili olan ince anlamlı alaycı koşuklar, soluk.
b)Nefes: Bektaşilikte koşmaya benzer.
c)Şifa amacıyla hastaya okunan dua

Kuş:
Uçan tüylü hayvan

Kitap:
a)Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş olan
b)Basılı veya yazılı kağıt yapraklarının bütünü
c)En az 49 sayfa

An:
Zamanın bölünmeyecek kadar kısa parçası

Direnmek:
İnat etmek,
Herhangi bir düşünce de bir istekte veya bir durumda ayak diremek,
ısrar etmek

Çabalamak:
a)Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak
b)Bir işi başarmak için uğraşmak
c)Gayret etmek

Düşünmek:
a)Aklından geçirmek
b)Göz önüne getirmek
c)Bir sonuca varmak amacıyla incelemek,
bilgileri incelemek
d)Karşılaştırmak ve oradaki bilgilerden yararlanarak düşünme üretmek

Dilemek: Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek

Duymak:
a)Bilgi almak öğrenmek
b)Haber almak
c)Yaptıklarını duydum
d)İşitme ses almak

Terk Etmek:
a)Bırakıp gitmek
Bir şeyi bir yeri
Terk etmek zorunda kaldı

Uzaklaşmak:
Bir şeyden bir yerden veya bir kimseden ayrılıp uzağa gitmek

Sarılmak: Sarma işi yapmak

Boğulmak:
a)Boğma işine konu olmak.
b)Havasızlıktan ölmek


















Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Yeni başlayanlar için şiir kelimeler-2 Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Yeni başlayanlar için şiir kelimeler-2 şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yeni başlayanlar için Şiir kelimeler-2 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL