0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
287
Okunma
1-Cemal aslan gibi cesur:
Tam benzetme
2-Teşbihi Beliğ güzel benzetme: Aslan cemal
3-Benzetilen veya sadece benzeyen verilirse istiare denir
Cesur insana Aslan
Kurnaz kişiye : Tilki istiare yapılmıştır
İstiarenin Yalnız üç türü vardır:
1-Kurban olam kurban olam
Bebek kuzuya benzetilmiştir
a)Beşikte yatan kuzuya bebekte kuzuya benzetilmiştir.
Bir derya kuzusu tuttum
Yanlız kendisine benzetilen kullanarak yapılan benzetmedir Ancak
söylenilmemiştir
Burada kuzu söylenerek açık istiare yapılmıştır
Ağaçlar son baharda elbiselerini soyundu
Kendisine benzeyen yapraklar söylenilmemiştir
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Burada ak saçlar kara benzetilmiştir
Benzetilen saç söylenilmemiş
Yalızca kendisine benzetilen kar söylenilmiştir.
1-Tekerlekliler yola bir şeyler atıyor.
Bu cümlede tekerlekler insana benzetilmiş
Kendisine benzetilen söylenmemiştir
Bu nedenle kapalı istiaredir
2-Ufukta günün boynu büküldü
Güneş insana benzetilmiş
Yani kendisine benzetilen söylenmemiştir
3-Beni bir dağ da buldular
Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim
Dolap söylenmiş kendisine benzetilen insan söylenmemiştir.
4-Ali kükreyerek düşman üstüne yürüdü
Ali aslana benzetilmiş ve aslan söylenilmemiş
Artık demir alma günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Ölüm benzeyen gemiye benzetilmiş
Bir dizi benzerlik yönleri sıralanmış
Yanlız sessiz gemi anlatılak şiir tamamlanmıştır
DEYİM AKTARMA:
1-Ayağını giy (Ayakkabını giymeniz istenir)
İç ve dış ilgisi kuruluyor
2-Ünlü raketler Avrupa’dan döndüler
(Ünlü tenisçiler Avrupa’dan döndüler demek isteniyor.)
3-Dalgalan sen de şafaklar ey nazlı hilal
Hilal bayrağa benzetilmiş parça bütün ilişkisi kurulmuş
BİR SÖZCÜĞÜN YADA SÖZÜN HEM GERÇEK HEM DE MECAZ ANLAMINI DÜŞÜNDÜREREK SÖYLEME:
-Asıl geçerli olan mecaz anlamıdır.
Ey benim sarı tamburam
-Sen ne için inilersin
-İçim oyuk derdim büyük
Ben onüçün inilerim
BİLMEZLİKTEN GELME SANATI:
1-Nereden çıktı bu cenaze ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar
Şairin bozulmuş bahçeler görmesi tabidir
Mecazi anlamı ise
Şairin bir çok kimse öldükten sonra yuvaların dağılmış olmasını görmesidir.
2-Şu karşıma göğüs geren taş bağırlı dağlar mısın?
Burada hem gerçek hem de mecazi anlam kullanılmıştır.
Alinin yalanı ortaya çıkınca yüzü kızardı
(Gerçekten yüzü kızarmış hem de utanmış)
TAŞ BAĞIRLI SÖZÜ: Hem dağların bağrı taştan olduğundan gerçek anlamlıdır
Hem de ACIMASIZ anlamı içerdiğinden MECAZ anlamlıdır.
KONUŞTURMA SANATI:
Sazım bana küstü senin yüzünden bulutlar göz yaşı döktüler
BÜLBÜL: Senin nazını çekmem diyordu güle.
Bülbül naz çekme özelliği ile kişileştirilmiş hem de insanlar gibi konuşturulmuştur.
GÜĞÜM bir gün testiye yola çıkalım dedi.
(Burada kişileştirme ve konuşma sanatı vardır.)
Yüce dağlar bir birine göz eder. Rüzğar ile mektuplaşır naz eder.
Kişileştirme Teşhis yapılmıştır.
İçmiş gibi geceyi bir yudumda. Göğün mağruş bakışlı bulutları
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun eğdi
Gül kızardı hicabından
(Burada kişiselleştirme var.)
Konuşturma kişileştirme
Ağaçlar artık sırtlarından Kürklerini attılar
Fakat
Henüz sabahları serince olduğundan omuzlarına sislerden bir atkı atıyorlar.
(Dağlar sırtında kürk olan bir insana benzetilmiş. Dağlar insan gibi düşünülmüştür.)
Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar derken dağlar sırtında kürk olan bin insana benzetilerek kişilik kazandırılmış yani
İnsan gibi düşünülmüştür.
6-İĞNELEME SÖZ DOKUNDURMA:
-Söyleyen sözün ya da kavramın gerçek ya da mecaz anlamı dışında tamamen tersini anlatma sanatıdır.
Bir başka deyişle
Birini küçük düşürmek
Onunla alay etmek yada iğnelemek için sözün ters söylenerek amacımızı belirtmedir. ÖRNEK:
Randevusuna gelen kişiye
Aman ne kadar erken geldiniz? Diyerek onu iğnelemiş oluruz
Bir kişinin tembelliğini anlatmak için de
Bu ne çalışkanlık! Saat onda kalkıyorsun dersek iğneleme yapmış oluruz.
Ben her gittiğim köye kız tavlıyordum.
Onun için 3 yıl hapiste yattın maşallah
ANLAMLA İLGİLİ SANATLAR:
Bir sözcüğün ya da bir biriyle anlam ilişkisi bulunan sözcüklerin gerçek anlamlarıyla yapılan sanatlardır.
1-Uyum Uygunluk Sanatı: Anlamca bir birine uygun, bir biriyle ilişkili sözcüklerin bir arada bulunması sanatıdır.
-DİVAN EDEBİYATINDA Sıkça
-HALK EDEBİYATINDA DA: Seyrek baş vurulan bir söz sanatıdır.
Yine bahar geldi BÜLBÜL sesinden
SADA verip SESLENDİN Mİ yaylalar
Çevre yanın LALE SÜMBÜL bürümüş
Gelin olup SÜSLENDİN Mİ yaylalar
Bu dörtlükte kullanılan "Bülbül, sada, seslenme
Bahar, bülbül, lale, sümbül, gelin olma, süslenme,
Sözcükleri anlamca birbiriyle ilişkili olduğundan
(Uyum uygunluk sanatı yapılmıştır)
Deli eder insanı bu DÜNYA
Bu GECE bu YILDIZLAR bu koku
(Gece, yıldızlar, dünya ve ay anlamca bir birine yakın)
Bu tepeden tırnağa ÇİÇEK açmış ağaçlar
Büyük harflerle yazılan kelimeler anlamca bir birine yakın kurularak TENASÜP sanatı yapılmıştır.
2-ÇİFT GERÇEK ANLAMLI:
Bir sözcüğün bir beyitte, bir cümlede
BİRDEN ÇOK GERÇEK ANLAMI SEZDİRECEK BİÇİMDE ve yakın anlamdan çok UZAK ANLAMI KASTEDİLEREK kullanılmasıdır.
BİR BAŞKA DEYİŞLE Sesteş SÖZCÜKLERİN birden çok anlamıyla kullanılmasına denir.
Gül yağını ELLER sürünür çatlasa bülbül
Eller: Organ adı
Eller: akraba olmayan uzaktan insanlar
anlamında kullanıldığı için çift gerçek anlamlı sanatı yapılmıştır.
ÇİFT GERÇEK ANLAMINDA
Kimi zaman sözcüğün yakın anlamı söylenip uzak anlamı da anlatılabilir.
Hava da yaprağa döndürdü RÜZĞAR beni(yel ve zaman)
Anlamında kullanılarak (ZAMAN) kavramı kastedilmiştir.
Bu kadar şetafet çünkü sen de var
Beyaz gerdanında bir de BEN gerek
Bu beyitteki "BEN" sözcüğü
hem "Deri üzerinde ki siyah noktacık iz" hem de söyleyen kişinin yerini tutan
"BEN ZAMİRİ" anlamına gelebilecek biçimde kullanıldığı için yapılmıştır
KİNAYEDEN AYRILAN YÖNÜ İSE: Anlamın mecazi olarak kullanılmasıdır. Yakın ve uzak anlamda gerçek anlamlıdır
Saçında toka olam gerdanında ben.C.Ç
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Kelp: Köpek->Sözlük anlamı
Kelp: Edebiyatta Rakip anlamındadır
Bana Tahir efendi kelp(Köpek) demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim zira
İtikadımca kelp "TAHİRDİR"
Kelp: Köpek Tahir efendi gerçek anlam
Burada "Tahir" sözcüğü tevriyelidir
Hem "Tahir Efendi" hem de "Tahir" sözcüğü "Temiz anlamında" kullanılmıştır.
ŞAİR: Asıl Tahir Efendiyi kast etmiştir
3-BİLMEZLİKTEN GELME SANATI:
Bilinen bir gerçeği bir nükteye, dayanarak bilmiyormuş gibi söyleme sanatıdır.
(Espiri, ince anlamlı şaka, söz)
Ey Şuh! Nedima ile bir seyrin işittik
Tenhaca varıp Göksuya ,işret(Yiyip içme) var içinde . Şair NEDİM
Göksu da sevgilisiyle yiyip içtiğini, eğlendiğini bildiği halde bilmiyormuş gibi görünerek sanatı yapmaktadır.
Gök yüzünün başka bir rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
Her geçen günün bir dert olduğunu
Her geçen günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
C. Sıtkı TARANCI
Bu dizelerde
Taşın sert olduğunu,
Ateşin yakacağını ve suyun boğacağını bildiği halde
Şairin bunların anlaşılması için
"Bu Yaş"(otuz Beş) Yaşını şart koşması
Bildiği halde bilmezlikten gelmesidir.
GÜZEL ŞEYLER DÜŞÜNDÜRMESİ NEDENİNE BAĞLAMA
Güzel Şeyler düşünelim diye
Yemyeşil olmuş ağaçlar.
Ağaçların yeşil oluşu doğal bir olaydır ancak bu dizelerde şair, ağaçların yeşil oluşunu insanlara güzel şeyler düşündürmesi için bağlamıştır.
Işık: yol gösteren, aydınlatan kimse
Yol gösteren bilgilendiren kişi.
5.0
100% (1)