10.7.2024 11:35:15
Hüzün çöker yüreğime ayrılığın o son noktasında
Hüsran yıkar gider bendini, boz bulanık ırmaklarıma çaresiz
Hep sığınsam da gelişinin umutlarına
Engellerimi aşarda gider ayrılık trenleri
Gözlerim susar çaresiz, yüreğim burkulsa da
Gömülürüm akşam saatlerinin yalnızlığına
Dalarım senli hatıralarıma
Sığınırım kimsesizlerin kimine, yalnız ve tek !
Temmuz sıcakları yakar, yakar mı gidişin kadar
Ama temmuz'un ne suçu var ki
Bu yakış ayrılığın cehennem ateşi sanki
Şimdi odamda sensiz geçen günlerimle başbaşayım
Gözlerim gökyüzünde... yıldızları sayarım
Ve yine ellerimde hiç bir şey kalmamış ki
Beni avutan mazime dalarım
'Kader bu ' derim de ,konuşurum sıcak sağnaklarımla
Birazdan anılar yığılacak yine kapıma
Ben çıkamayacağım içinden hangisine tutunup
Kaç anı da mutlu olup avunacağım
Kalbime gözlerini düşlediğim o zamanların
Kaçıncı karasinde
Yaşlar hücum eder gözlerimin pınarlarına
Bir ayrılık akşamının karları düşer
Yine saçlarıma... üşür tüm bedenim yokluğuna
'Ah !... keşke' demeler fayda etmiyor
Ayrılık , ayrılığını bildi gittin gideli
Ben ayrılığın en koyu karanlığını
Hangi birini anlatayım
Yürek hikayelerimdeki yangınları
Acılar var gözbebeklerimde
Feryadı var ayrılıkların
Nöbet tutar her gece sıra sıra
Çakılır gözlerime kangren olmuş umutlar
Ezilir yüreğim ezgiler içinde
Türküler söylerim o gözlerine
Mevsimlik güneşler doğuyor pencereme
Isıtmıyor hiç biri üşümüşlüğümü
Susmuyor hüzün şarkıları duvarlarda
Senden sonra
Gecelere, bir de gecedeki hüznüme
Ortak dertleşiyoruz birlikte
Günay Koçak
10. 7. 2024