30.12.2018 14:02:31
sen şimdi gemileri uğurladığım o limanın karşı kıyısında
karşında duran limana bakıp bakıp
tahtaları eksik geminin
umut inşasında..
hatırla,
bir zamanlar cümlelere mühendis sayıp kendini
anlamına asistan arıyordun
sessiz kaldığım her harfi
asetonla siliyordun
gün pazar şimdi
ve muhtemeldir ki kalem saydığım parmakların kahvenin kulbunda
gözlerin her zamanki gibi
sokağın köşesinde
hani derdin ya hep
gün gelip döneceksin o köşeden sessizce
ellerim ısınacak
şu fincanın yerine..
keşke,
keşke her aşk
masallar gibi mutlu bitebilse..
ayrılırken kalbine iyi bak demiştin
kalbimi göğsündeki kafeste hapsettiğini bilmezden mi gelmiştin
bilmiyorum
belki de tam tersiydi söylemek istediğin..
şimdilerde filizleniyor aşk
gözlerindeki renkten çalma bir yeşilin
koyulan tonuyla
sanırım kalemdir onun da parmakları
ve kalbime taktığı fişten alıyordur
aşka olan inancını
sen şimdi gemileri uğurladığım o limanın karşı kıyısında
elinde fal tutmayan fincan
kalbinde ah u zar
taş sektirmez gözlerin
dilinde yaradır yar
ben şimdi bir geminin peşine düşecek l'iman inşasında
sessiz bıraktığın her harfin kalbini-kıra kıra-
severken sonsuza dek demiştik ya hani
her aşkın ayrılığı tadacağını hesap etmeden
ölüm dediğin yeniden doğuşa gebeymiş meğer
gözlerin solsa bile
aşk filiz verirmiş
yeşil denen cennetten..