Ben ucu arşa değen unutulmuş bir ah'ım
Günahlarım tövbeme kanmıyor kanmayacak
Ve koynumda bekleyen işlenmemiş günahım
Seni de bir umudun mihmandarı sayacak
Ben ucu arşa değen unutulmuş bir ah'ım

Ben ki bir kelebeğin 'yarına' hayaliyim
Sen kimsesiz gönlüme tayin olmuş bir kadı
Ben hicranın kayyumu yalnızlığın diliyim
Sen idam sehpasında mahkumun son muradı
Ben ki bir kelebeğin 'yarına' hayaliyim

Ben şubatsız üşüyen temmuzsuz yanan garip
Sen dört mevsim misali bakıyorsun gözüme
Ben dünyayı geceden ibaret sanan garip
Sen ise gökkuşağı dokuyorsun gözüme
Ben şubatsız üşüyen temmuzsuz yanan garip

Şimdi söyle hangimiz gitmeli bu şehirden
Hangimiz arkasında gizlenir aydınlığın
Ya da sana münhasır yazılan her şiirden
Hangimiz toplayacak umudu yığın yığın
Şimdi söyle hangimiz gitmeli bu şehirden

Nerede açar solar gelincik cancağızım
Yine kar görünmüyor bu yıl umut dağında
Yine bildik nağmeler çalacak gönül sazım
Beyaz gül türküleri Nilüfer yatağında
Nerede açar solar gelincik cancağızım

Nicedir revan oldu bir kabus düşlerime
Yok saydı uykumuzu nicedir gökler bile
Bir riyakar oturdu ruhumdaki yerime
İsyana düşecekler artık bebekler bile
Nicedir revan oldu bir kabus düşlerime

Sanma ki yağmur ile gelir gider baharlar
Sanma ki Kardelenler birtek dağlarda açar
Baharın da nicedir beklediği bahar var
Papatyalarsa en çok bir mahzun yar'da açar
Sanma ki yağmur ile gelir gider baharlar

Sen hüzünlü gecenin mutsuz mahçub hilali
Ben senin mehtabına sinmiş nazır bir dağım
Hala anlamadıysan bendeki bu ahvali
Bir sonraki şiirde mutlak anlatacağım.


Faruk ATLI