5.10.2018 17:30:46
ve önümde gidemediğim kadar sensizlik
geceler sus
şehir sus
ben sus
bilsen
kaç sarhoş gemi daha geçti bu denizlerden
defalarca bıkmadan usanmadan
yalnız sana gelmek için.
haberin yoktur sanırım
derin
ıslak
mavi sevdalardan
*
rengi olmayan gökkuşağı emziriyor gözlerimi şimdi
renkleri boğuyor yıldız dolusu geceler
tek tek kayıp düşene kadar .
siyah beyaz fotoğraflarda
çerçevesi olmayan bir resimsin bu aralar
olmadığın kadar ayrılıksın bu günlerde
önce
tıpkı bir yaz yağmuru hüznüsün
sonra
tıpkı bir şarkının sonu
*
elinde bavul
istasyon köşelerinde siyah montlu bir kadınsın
buz tutmuş raylarda koyu isyan çığlıkların mevcut
saatlerce vagonlarda yükselen hıçkırık uğultuların var
içinde ben varım bıraktığın şehrin
şubat ayazlarına terk ettiğin
anason kokan şiirlerin önüne diz çökmüş
ötem berim toz
ellerim cebimde
cebimde iki damla göz yaşı
rutin infiallerim var
yudum yudum buhranlarım
önce
gidişin kadar geri dön
sonra
gelişin kadar gecikme
*
ve sen kör kuyular kadar suskun
bilemedim
nevruz mu çok uzaktaydı
kış mı amansızdı
yıllar geçti gelemedin
lakin
içim sıcak , içim alevli , içim yangın yeri
önce
paramparça, darmadağın
sonra
büklüm büklüm saçlarınla
şimdi sen beni bekle
gelmem an meselesi
redfer