14.11.2018 22:59:33
SALİH
Öylesine be Salih
öylesine bir sus düşer dilime
isyana hazır bir asi
yayından fırlamış bir ok gibi
o an yol alırım başka coğrafyalara
sanırsın Evliya Çelebi
ezelden ebede göç eder dururum be Salih
ve
dur durak bilmeden başlar münzevi yolculuk
rahvan adımlarla
hiç bilinmedik ırksız coğrafyalar arşınlar
buz kesmiş yüreklerde konaklarım salih
ve bir hüzne uyanırım Salih
gün doğmadan az evvel
derken içimin derinliğinden bir sela duyarım
ve sanki
yığın yığın ölüler taşınır geçmişten geleceğe
bir kez daha susarım be salih
ya Salih
ne hikmettir bilmem
bir sığla düşün
boy boy saf tutmuşken hicrime
selvil'er secde ediyor geçtiğim bütün topraklara Salih
hani diyorum ki
oturtmuşken yüreğimin nüvesine ben onu
öylesine nadide
öylesine naif
bir uçtan bir uca Marmara gibi
bir araya gelmez mi iki yakası
sonra duyuyorum
çığlık çığlığa martıların tutkulu isyanını Salih
varsay ki şahitlik ediyor içimde boy veren erguvanlar
avuçlarımda zamanın kir birikiği
dokunmak istiyorum bir yüreğe
ama dokunamıyorum Salih
heyhat yoksa bir düş mü bu
yoksa ben de mi bidat’a düştüm salih
ne zaman tüketildi temiz aşklar
yoksa avuçlarım hala mı kirli Salih
Efkan ÖTGÜN
[ italik ]