öyle nefis bir manzarasın ki,
doyulmuyor sana bakmaya,
bir de insanı soyar gibi,
dönüp dönüp seni göz hapsine
almasalar şu adamlar,
keyfim daha gıcır olacak,
geçme buralardan, sakın geçme desem,
onu da aklım, kalbimle birlikte yalanlar,
tamam, anlaşalım tatlım,
adamlığım baki kalsın,
kalbim senin olsun,
manzaranın derinliğine şöyle huzurluca,
bakmaya zaman yeter mi sanıyorsun,
o halde vakitten tasarruf edip,
benim için en değerli olan
badem gözlerine bakayım...

şaka gibisin desem,
yakıştıramam yalanları sana,
zevkle dinlediğim şarkılar gibisin,
en sevdiğim parçamsın,
geçip gitsen de karşı kaldırımdan,
seni orada tutmasını bilirim,
alırım kaseti en başa,
dinler dinler yaralarımı sararım,
bir de sarsaydım seni,
bırakır mıydım sanıyorsun hay deli…

sesin huzur veriyor, mutlu ediyor,
karşımdan ne de güzel geçiyorsun,
yok, hayır, karşıma alabilir miyim seni,
bal gibi de yanımdasın işte,
muhabbetin tadı sensin,
dudağımı dilimle ıslattım,
ballı kaymağım benim,
dudağımdasın…

sen varken zamanın öncesi, sonrası yok,
sen varken anzer balının lafı da yok,
iliklerime, hücrelerime,
kemiklerime kadar işlemişsin,
bir de şu kahrolası hücremden çıkabilseydim,
kalbimin ağrısı geçer miydi ki?
demir parmaklıklar ardındaki özgürlüğümü
hayal ettim de,
işte karşında sana doğru koşan çılgınca bir adam,
haydi durma, kollarını aç, içime doğdu güneşin,
sımsıcaksın…

ölümümün yakın olduğunu bilsem,
hiç uzaklaştırır mıydım seni kalbimden?
sakın ola ki uzaklaşma aklımdan,
sensiz ne ederim, nerelere giderim,
sensiz başımla birlikte ölümüne giderim,
dur, dur, dur gitme badem gözlüm,
bu son kelimem,
hücremde ölüyorum,
yetiş...


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
14 Ağustos 2018, Isparta