-Kendimi sana ait göremiyorum adam!
Ten tadını aşmamış, dokunsal duyguların.
-Ben seni hiç görmeden, sevmedim mi ey adem?
Söyle nedir ki senin, ruhani kaygıların?

-Aşık olmak dokunmak, ten okumak mı sence?
Yoksa yüreğe sızıp, ruh dokumak mı önce?
Yılkı taylar gem tutmaz, asi mavi ki onca,
Evcilleşsin zaman ver, aclık mı doyguların?

-Yaprak yaprak düşerken, ömrümden sevda anı,
Ben seni aşkla sevdim, ruhi sevdayı tanı.
Yüzüm ayak altına, niye bilmezsin beni?
Her meşkin sofrasında, dürülü yaygıların.

-Sevdanın aşk yayında, hep gergindir her kadın,
Hedefte ürkek durur, aşk bir bela der kadın.
Sevgiye müptela da; her bedene zor kadın,
Aşkın aş çıkısında, diş kesmez yeygilerin.

-Bir çift kırık kanatla, ardından koştu adam,
Sevdanın kaf dağında, bir yardan düştü adam,
Düşleri paramparça, yaralı kuştu adam,
Arşa çıktı sevdası, bitti mi kaygıların?

Kul Figani ( Erdem GÜMÜŞ)
14.12.2017 İZMİR