25.10.2017 16:13:55
[ italik ]
sen dört boyutlu bir tutkusun boşnak kızı
seni seyrederim bir daha bir kez daha
ince beyaz bir sızı uzanır içime
ayrılıktan vuslata
vuslattan hasrete sen yürürsün
senle yürürüm azap mevsimlerine
gündüzlerce düşüyorsun aklıma
soluk soluğa kan ter içindeyim
damarlarıma kadar sarsılmış
mavi düşlerle bezenmiş
nar çiçeği gibisin
tütsülü kızgın
içime dökülüyorsun
boşnak kızı
her dem düşüncemdesin....
mayhoş elma tadında
her tecellinin bir parçası nazında
her güzelliğin bir parçası yüzünde
nazarın nereden vuruyorsa oradan yara almışım
nereye bakıyorsan en çok orada kalmışım
boşnak kızı…
*
bir gecesin küsuftan fırlayan
bozguna uğramış uçsuz bucaksız
kırılmış, parçalanmış bir enkazım ben
zambaklar çiçek açtığı zaman
can evinden tutuşmuş
biraz hüzün biraz hazin kanıyorsun
kızıl bir şafak gibisin boşnak kızı
sen bilemezsin aşkın ne demek olduğunu
daha küçücüksün yaşın onyedi
sineleri sarsan zelzeleleri de bilmezsin
gecenin tellerinde ki türküleri
ağıtları, yakarışları
ayazlara aldırmadan nasıl söylendiğini…
ey gözümde ki ucu yanık gök bulutu
ey sinemde ki ıztırap gülşeni
rüzgar kokusu gibisin
su gibi ışık gibi…
zamanın her vaktinde
ıssız sokaklarında istanbulun
taşıdığım gizli bir ödülsün boşnak kızı…
*
senle boyadım gecenin karasını
senle bezedim cennet manzarasını
her nefesim safran sarısı
zehir menzillerden geçiyorum
zemini lacivert gökyüzüne çarpıyor
geri dönüyor her bir ahım
apansız dipsiz kuyulara itilmişim
susup gitmişsin ansızın
vedalara zaman bırakmadan boşnak kızı
şiirler yazdım belki okursun diye
yazdıklarım çığlığıydı içimdekilerin
sana seslenişimdi
bir kere yerleşmiş büyülü gizemin yüreğime
usulca göğsüme takılmış
önce sen boşnak kızı
baştan başa onbinlerce sen
bende birikmiş senden koca koca intizarlar
sesimde hicran tortusu
izin var parçalanmış aynaların yüzünde
pencerelerden uçuşan perdelerde
delik deşik zerre zerre her şey
senden gündüzlere çaresiz özlemler vurur
güz gecelerine nakşedilmişsin
alnıma çizilmişsin boşnak kızı
redfer
[ /italik ]