...
15.10.2017 11:21:07
gövdem
yeşil bir ormanın toprağında kaydıkça
konuşkan şehri elimin üstüne koyup
durdursana çocuk!
zamanın kuyruğunda sallanan kedi gibi
bakışında kayboluyor aklım
yaşamak dediğimiz kalabalıktan kurtulmak için
durma türküler söyle
bana öyle karanlık bakma
çocuk.
ben ki bulut gibiyim
bazen ay
bazen güneş
duyuyor musun?
tıkırtılarını yağmurun
gözlerimde gök gibi açık bir
deniz var.
yaslan göğsümün penceresine sevdiğim
gökkuşağının yedi rengi gibi biçimlenirken yüzüne
yüreğimdeki sızı
zümrüt/anka kuşu
yalnızlığımın kadın haline sürülen rüya
boğazımdaki düğüm
sensin o
biraz ışık
biraz kelebek
bakışının ülkesinde kaybolmuş ellerim
saçlarını tarar
bize ölüm
ne yakın
ne de uzak
zamanı sen bellediğim
beyazlar giymiş
tabiat.
ahh çocuk
benim gözüme kalansın
lacivert ve dilsiz
oynasaydın kendinle
niye soğuk ellerin
üşüyor musun?
aşka susayan dudaklarımı öp rüzgar
bir kereliğine sussun kuşlar ne olur
İstanbul gittiğinde ayaklarından
her gölgenin arkasında sen
yeşil ve kırmızı
mavi yalnızlığıma
tel tel örülen.
bu saksılar
mutluluk şarkıları
bilirim
tesbihe dizili zaman.