28.9.2017 12:26:01
Sen Su Yeşilini içtinmi hiç,
Avuca dolan?
Sen Pınar Sesini Ruhuna sindirdinmi hiç,
Göz kamaştıran?
Sen Yaprak Mavisi gördünmü hiç,
şeffafı olan?
Sen Bulut Çisesinde yuğup-yıkandınmı hiç,
beyazı olan?
Sen Güneş Işığını taddınmı hiç,
Reçine kokan?
Sen Oksijenin Çığlığınu duydunmu hiç,
Damağı yırtan?
Sen Şırıltı Sıvısına doydunmu hiç,
Ruhunu saran?
İncirin Acısını,
Zeytinin yaslı Bakışını,
Suyun Siyanüre kaçışını,
Posa Belasının İltehaplı akışını,
Ölümün İda'yı yakışını,
Toprağın Zehirli yarasını,
Acı Suyun Tuzlu Karasını...
Sen taddınmı bre!
Hele-hele;
Altını aldığın yetmedi Siyanürle;
"- Termik Santıralı ile Enerji üreteceğim!" diye
Homer'in 1001 Pınarlı Cennet İda'sını şimdi de,
Cehenneme çevirmek niye?
Hergele!
[ italik ]" Yine(*)
Peş-Keş'çilerin
Pamuk Elleri Cebinde,
Gözleri sene İda.
Ama bu Elleri kırmaya
"1001 Pınarlı Cennet Odağı"
Kaz Dağları,
az kaldı.
Bekle!"[ /italik ]
(*) İDA'NIN ONURUNA (12) Şiirinden.