İnsanın çocuğu ile övünmesi kendisiyle övünmesi demektir. somerset maugham

Web Zaman Damgası



"Eğre" isimli şiir 28.11.2017 17:34:20 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında
Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir.
Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.


Şiiri Görmek İçin Tıklayın

Eğre
21.10.2017 17:47:41




öksesindeki bağcıklarından asılıydı
“geçi gönü”ndenmiş babamın çarığı
eğrede
ebem “ha bi yadiğer” diye uzatmıştı
çatı çatılınça
mıhlayıvıdı eğrenin ucuna Melid Usda"
“çarığı keyen bilen mi galdı”
saçağın en ucunda nazar boncuğu kimin evinde?
hiç çizme olmadı bizim evde
eğrenin ucunda küçük bir tosbağa kurusu
iki deve boncuğu
yılın yılı kendi fetdatında durur
eyatlı bir yel esse
langır-lungur, gıldırdar durur
yanında bir de “gök boncuk”,
“nazara birebir, gök-göze eyi geli”rimiş de
“Allah gök gözlülerin nazarından emin eylesin” diye
tüm dualara “Amin” der,
elimizi yüzümüze sürer
içimizden ne dualar okurduk..












agamdan bana intikal ettiğinde
daha doğrusu, ona yenisi alınınca
artık benim olan “yirik papba” ya
tığ, piz ve mumlu iple
özene bezene yorakla yama
dedemde kimbilir daha ne hünerler vardı
“müstamel yoraklı, acanta oldu
“yesyeni meh bakalım ağğa” diye keyf bağışladı
“agayınkından gabadayı hemi”
inandım,
itiraz aklıma gelmezdi
sıkı-sıkı tuttum ayağı kırık keçinin boynuzunu
beğirmesine aldırmadım
o seyikledi çapar yazmışın arka bacağını
“-tam manasıyla hindi böyüdün” dedi,
büyüdüm
kasaldım.. yorak yamalı pabuçlarımla
besbelli büyüktü birkaç numara
“seneye de keyersin” dedi..
parmaklarımı büküp; kahına basarak yürüdüm.
bir de söğüt dalından at” düzüverdi,
halı ipinden gemli
“daahh” dedim, yarışa götürdüm
çoktan askılı pontura terfi etmiş akranlarımın yanına
el sırasında güya; söğüt dalından da olsa;
atı olan yeniyetmelerden olduk
gemi azıya aldı “benim deynek düldül” de
ağzımda "gopuduk, gopuduk.. gopuduk"
sözde nal sesleri eşliğinde
dört nala sürdüm..






komşu evde iki mes lastiği vardı
Köse Memedinen Goyungızı
Çoban İrbemin ayakkabısı yazın toz-toprak dolu
kışın çamur olurdu
kepenek cabası
harman geçeni bayrak asıldı komşu saçağa
devrisi ğün davul zurna
ortalık nasıl şenlendi,
görsen bi!
komşuya bir mes lastik daha geldi
tabanı kösele topuklu
“gacırt gucurt” ses çıkarır her sekişinde
cangır-cungur "beşibiryerde"
minder, hasır yastık, kırlent; her şeyleri cedit yeni..
kahkülleri kesildi
Esme Ğelin daha; o Macargızının evindeki
mavi laylom pabuçlardan giymedi..
ahıra, ağıla inmedi.
süpürmedi, yemlemedi, sağmadı
Halıcı Memet’in avansıymış “başlık”ı
gelinertesinde zülüfleri kesildi
ve evlerine halı dezgahı geldi..
mengene kuruldu;
direzi gerildi
modele baktı
düğüm attı
“küt” “küt” “küt” kirkit vurdu
halı dokudu
peynir yoğurt çalmadı, aş pişirmedi
beline inen sekiz belik saçı bir daha örülmedi










ısdar çözüleceğdi ğaldı, cevizlerin altında hasır yarım
ikindin geçeni seğirtdim vardım
“sen get, bireşdene gelceğmiş de” dedi
yapışdım bırakmadım golunu, Gökçe’nin gayfada
“ebem ünneyo”ya, aldırmayınca
“anamın çocuğu olmuş” diye celallandım
emmiler gülüştü,
“gız mı olan mı?”
omzumu silkdim
domuştum, gaşlarımı çatdım
kimselere bakmadım, aldırmadım, konuşmadım
eve geldik bobam dama çıkmadı
ben eve girmedim
“iki eli ganda da olsa, her zaman etişirdi
“geliiinn boşaldın mı gı?” deyelek geldi
“ha hunu bi yeyvireydin ıscacık” dedi
bi tek Goca Halam pelte getirdi
anam önşe bana yedirdi..
galkdı Okarı Çeşmeye suya ğetdi
“yengattan aga olmuşuyun”
“bapbam dama atılmış”
“o ğelin olukana atbaşı dutarımışıyın”
“onu verip bana gelin alcaklarımış”
“gız” demeselerdi yeterdi..






gün gelip de bizim eğreye bayrak asılınca
kına yakılacak sarı saçlarına
kepeziyin iki yanında ayna
yedi renk poçu
ben de kösele tabanlı mes alacağım sana
ama eve halı tezgahı kurulmayacak asla
ne seninkilerin, ne benimkilerin adı çocuklarımıza
anam anasının adını koydu da n’oldu
“bi Allahın gulundan gabil” görmedi “Dudu”
babam öykünüp bir radyo sanatçısına
“ne demekse?”
“Nejla” koymuştu bebeğimizin adını
küçük kardeşime göre “cezla”
bir sonrakine de “Gülcan” hazırdı
değmedi yaşına
anamca; “nazar” değmiş gapgara saçlarına
parıl parıl gülen gözlerine
ebem bir kurşun döküvermedi nedense
kara yundan “beş şiş”le örülen çorapları
babamın baş yastığının içinde
bir de; bir bukle saçı
çaputla bağlı
kim bilir daha ne vardı içinde o yastığın
muradım…; muradım? sen’din!
oysa sen; şehre gelin olma sevdasındaydın
sen gelin oldun
ben elin!
canın sağ olsun!





canın
sağ
olsun!






DİPNOTLAR


eğre: toprak dam ve çatıda mertek(yatay dikme)lerin duvar dışında kalan kısımları,
acanta; yeni, yesyeni, yepyeni, ilk el, eldeğmemiş, kullanılmamış.
seyik: kol ve bacak kırıklarında kemiğin doğru kaynaması için yanlara konulan tahta, atel.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL