24.8.2017 09:00:00
uykusunda geceydim bir zamanlar
sen ise küllerime dokunmadan yıllarca üzerimi örten ürkek bir şafak…
.
…
.
onyedisinde bir ağustos
akrep ve yelkovan gülümsüyor onyedisine zamanın
ve damlamaya başlıyor yeniden hayat sesinde renklenen kelebeklerde
bende kalan son bir yudum nefesinde açıyor yeniden menekşe gözlü mevsimler
ve kanat vurup da uçamayan kalbimde en pırpırlısından bir telaş yükseliyor göklere
yer gök mavi
yer gök kırmızı
yer gök sen
ve sen sevgili
ne kadar çoksun bize bizden
çocuk gözlerindeki tenhalığa kaç ömür biçerim bilir misin yar
gözlerin ki
bir varmışlığıma kayboluşlarımı uç uca eklediğim bir cennet
ki bu cennet
zamanın durduğu ve aşkların geceler boyu vurduğu cehennem
şimdi
maviliğinde okyanuslarla dolduruyorum içimi
nefesinde uçamayan her rüzgara kanat oluyorum
yakamozlar biriktiriyorum sırf sana benziyor diye kalbimde
ve sen ne kadar bulutsan ben o kadar yağmur oluyorum
ne kadar sevgiysen de o kadar aşk
yokluğun eksildikçe
varlığında çoğalıyorum
ne bugün ne de yarın
çözme gözlerini bizden
güneşe sözümü tuttum
ve artık saçlarının başağından tutam tutam şafak doğuruyor her gece
üşümüyorum sıcağında
hoş geldin be kadın…
ilhanaşıcıağustosikibinonyedi