18.7.2017 18:39:57
Ben senin yaşındaydım
Ayak izlerimin altında
Ayak izin dururdu
Sesin değerdi sessizliğime
Kalbinin kokusunu duyardım
Yüzüm kavrulurken boynunda.
Yalnızlığımla aramdaki o gizli antlaşma
Ayışığının kardeşi olan
Gözlerine sevdalandığımda bozuldu
Ben seni o yıldızlı gecede sevdim.
Ben batıdan bir karayel
Sen güneyin kavuran lodosu
Seviştik bir akşam üstü
Sen terden döküldün
Ben teninden
Tuttum denize küstüm
Sen sustun
Betona kızdım
Nehirler çıktı içinden
Tuğladan duvarlar devirdim üstüme
Sen güzelliğinden üfledin
Kederi boyumu aşan dünyaya
Ben uzağın bilmecesi
Sen günahtan arınmış bir sevişme
Onsekiz yaşımın heyecanı yerleşirdi ellerime
Terinden damlardım
Atlas çarşaflar üzerine
Sen tenimde bir akşamüstü
Ayışığı olup düştün göğsüme.
Çocukluğumun yüzüne benzerdi yüzün
Ruhumu o mahçup gözlerin
Tenhasında saklamak isterdim.
Ayrılık pencerenin pervazında beklerdi
Ben hayalinden öpmeyi öğretirdim kendime
Koynunda yaşlanmayı isterken
Yalnızlığı ağlarken bulurdum koynumda.
/yalnızlık korkusu yalnızlıktan daha çok acıtırdı insanı/
Ben keskin bir acıyı severdim
Sen yalın bir sızı sanırdın
Boynunun altında usulca gülümserdim.
Sevdiğim,hasretimsin
Gül bana
Sevdamızın kaderi yazılıyor
Temmuzda bir sabah
Üşüyorum
Kirpik uçlarımdan birazdan düşecek ayrılık
Tut
Bırakma bizi
Yada
Seviştiğimiz günün
O soylu hatırasına sığın
Unutma bizi
/unutulmak düşüncesi bile tek başına ağlatabilir insanı/
Necla Bektaş